REKLAMI GEÇ

Köle olarak geldi Sarayköy’de kaldı

18 Haziran 2016 Cumartesi

denizli-ibrahim-afatoglu-kole-olarak-geldi-saraykoyde-kaldi-h
Yaşadığı devir hakkında bilgi bulunamayan Arap Dede, Arabistan Yarımadası’dan köle olarak bu topraklara getirildiği söylentisinden olması muhtemel, halk arasında Hacı Dede olarak da bilinmektedir. Renginin siyah olmasından dolayı da Arap Dede namı ile anılmaktadır. Fakir birisi olduğu, buna rağmen halka irşat etmekle ömrünü geçirdiği anlatılmaktadır.

denizli-ibrahim-afatoglu-kole-olarak-geldi-saraykoyde-kaldi-arap-dede-turbesi-1

Türbesi Duacılı Mezarlığı’nın güney istikametinde, su deposunun yanında, Sarayköy Ovası’na hâkim olan Sivrikıran Tepesi’ndedir. Önceleri kerpiçten yapılmış daha küçük bir bina iken, 1960’lı yıllarda, neslinden gelen torunları tarafından onarım ve tamirat yapılarak bugünkü haline getirilmiştir.

Anlatılanlara göre; Arap Dede öldüğünde, kendisini defnetmek için köyün birkaç yerinde kabir kazılmış ama her defasında kazılan kabirler göçmüştür. Öldüğünün ikinci gecesi, talebelerinden birisinin rüyasına girmiş ve bugün bulunduğu yere gömülmek istediğini söylemiştir. Yeni mezar Sivrikıran Tepesi’nde kazılmış ve rüyadaki vasiyeti üzerine buraya gömülmüştür.

denizli-ibrahim-afatoglu-kole-olarak-geldi-saraykoyde-kaldi-arap-dede-turbesi-

Yine anlatılanlara göre; 1940’lı yıllarda, hayırsever bir köylü, türbenin yanında, köylüye hayır yemeği vermek istemiş ve kazanlar dolusu yemek pişirmiştir. Bunu haber alan Sarayköy Jandarma Komutanı türbelere ziyaret etmenin ve hayır dağıtmanın yasak olduğunu söylemiş, iki asker göndermiş ve türbede verilen hayır yemeğinin engellenmesini istemiştir. Emri alan jandarma çavuşu türbeye gelmiş, ocaklarda pişen yemekleri devirmiş ve gelenleri dağıtmıştır.

denizli-ibrahim-afatoglu-kole-olarak-geldi-saraykoyde-kaldi-arap-dede-turbesi-2

Bu olaydan bir müddet sonra jandarma çavuşu hasta olmuş, yatağa düşmüştür. Git gide zayıflamış, bir deri bir kemik kalmış, derman için çare aramıştır. Yörede bulunan bir hoca, hem hasta ziyareti hem de çavuşun hastalığına çare tavsiye etmek için ziyaretine gitmiştir. Hoca, “Bu kadar neden zayıfladın, Çavuş?” diye sormuştur. Çavuş, “Arap Dede göğsümün üzerine oturdu, nefes alamıyorum. Onun için hasta oldum” diye cevap vermiştir. HocaEfendi, “O zaman tövbe et. Bağışlamasını dile, Arap Dede’den” diye tavsiyede bulunmuştur. Çavuş, af dilemiş, dualar etmiş Arap Dede’ye ve hastalıktan kurtulmuştur. Daha sonra da Arap Dede’nin türbedarı olmuştur.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı