ONBİR AYIN SULTANINA ELVEDA..
DİNİMİZDE OLMAYAN ŞEYLER
KADİR GECESİNİ BİRLİKTE İHYA ETMEK..
HARAM LOKMA VE ÇOCUKLARIMIZ…
KUL HAKKINDAN KENDİMİZİ KORUYALIM..
İnsan, yeryüzündeki canlıların en mükemmeli, en akıllısı, diğer mahlûkatın emrine amade kılındığı bir varlıktır. İhtiyaçlarını giderebilmek için toplum halinde yaşayan insan, karşılıklı hak ve sorumluluklarla yükümlüdür Bizler Müslüman olarak, İslam’ın kul haklarıyla ilgili hükümlerini öğrenmeli, hayatımızı ona göre sürdürmeliyiz. Özellikle yediğimiz, içtiğimiz şeyleri ve kazancımızı haramdan ve
KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN..
Allah (c.c.) bu dünyada bazılarımızı geçim cihetiyle, bazılarımızıda zenginlik ve fakirlikle imtihana tabi tutuyor. Zengini fakirlerin yardımına davet ediyor. Zenginler fakirlerin açlık hallerini ancak oruçtaki açlıkla tam anlayabilirler. Oruçlu zengin, fakirin ne kadar merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu o zaman anlar. Zaman zaman kimileri ben fakir bulamıyorum
RAMAZAN BİZE EVİMİZE GELİP, HAYATIMIZA GİRDİMİ..?
Ramazan, kime gelirse, kimin gönlüne beynine, hayatına, evine iş yerine gelirse… Her şeyi ile gelirse, tam anlamıyla gelirse… Kim alıcılarını, kapılarını Ramazan’a açar ve ona kendini verirse, onun atmosferine girerse… İşte o kimselerin hayatında cennetten bir kapı, cennetten bir sayfa açılacaktır. O kimsenin hayatında cehenneme götüren günahlar
NİMETLERİN SAHİBİNE SAYGI GÖSTERELİM..
Ramazan’da küslüklerine son veremeyenler! Ne zaman küslüklerinizi sonlandıracaksınız? Birbirinin boğazından tutanlar! Birbirlerine kin ve nefretle bakışanlar! Ne zaman birbirinizin ellerinizden tutacaksınız? Yaşadığımız ülkede yan baktın diye insanlar ölüyor. Biri mezara, biri cezaevine giriyor. Yetimin karnını doyuracağı iftar sofralarında yetimlere yer verilmezse söyler misiniz? Böyle bir sofradan Rabbimiz
RAMAZAN AYI ŞENLİK, FESTİVAL AYI DEĞİLDİR…
Manevî değerlerin ön planda olması gereken bir ayda maddî kazanca yönelik programlar düzenlenmek en hafifinden millî ve manevî duygularımızı istismar etmektir. Ramazan-ı Şerif ayı; şenlik ayı, festival ayı değildir. Yeme, içme, savurma, israf etme, müzik şölenleri falan hiç değildir. Ramazan-ı Şerif ayı; sanatçıların, şarkıcıların kol gezdiği festival
RAMAZAN MEKTEBİNDE TALEBE OLABİLMEK…
Ramazan-ı Şerif ayında ibadetlere yoğunlaşan Müslümanlar, gerek sosyal gerekse ruhî açıdan olgunlaşır, kemale erer. Ben, olma yerine biz olma eksenli bir hayatın üyesi olduğunu hatırlar. Ramazan mektebinde kazandığımız bu güzellikler sadece Ramazan’a mahsus olmamalıdır. Müslümanlar olarak kazandığımız bu güzellikleri yıl boyunca muhafaza etmeye gayret sarf etmeliyiz. Güzellikleri
RAMAZAN BİR ZARFA BENZER..
Halkımız, Ramazan-ı Şerif’i kıymetli bir misafir olarak kabul eder. Bu sebeple misafirlerini; “Hoş geldin ya Ramazan” ilahi ve kasideleri ile karşılarlar. Bu kutlu misafir, koynu kucağı dolu gelir. Bizi ibadete, hayra, erdeme, sabırlı ve merhametli olmaya alıştırır. Aç olanımızı doyurur, unuttuklarımızı bizlere hatırlatır, bozup dağıttıklarımızı onarır. Günahlarımızı
Ramazan ve Kur’ân
Kur’ân-ı Kerim’in Ramazan ayında ve Kadir Gecesi’nde indirildiğini biliyoruz. Bu mübarek kitabın tamamı bir günde gelmediğine, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) peygamberlik hayatı boyunca yaklaşık yirmi üç senede tamamlandığına göre, Kadir Gecesi’nde gelmesini “gelmeye, vahyedilmeye başlaması” şeklinde anlamamız gerekecektir. Allah Teâlâ Kur’ân’ın gelmeye başladığı geceyi “mübarek bir gece” olarak
SAHUR VE İMSAK
Sahur Ramazan gecesinde, oruç tutmak niyetiyle kalkıp yenilen ve içilen şeylerdir; bu maksatla kalkmaya, yiyip içmeye de sahur denilmektedir. Hadîs’te “Sahura kalkın, çünkü onda bereket vardır” buyurulmuştur. İmsak ise yiyip içmeye son vermek, oruca fiilen başlamaktır. Sahurun başlangıcı, iftar yemeğinden sonra kişinin yeniden yiyip içecek hale gelmesi
TERAVİH NAMAZI..
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu namazı kılarlardı, ümmetini de “Kim Ramazan gecesini, imanı gereği ve Allah rızâsı için bu namazla ihyâ ederse onun geçmiş gelecek günahları bağışlanır” buyurarak teşvik etmişlerdir. Kendileri bu namazı önce Mescid’de kılmaya başlamış, cemâati de kendisine uymuşlardı. Bu iki gece böyle kılındı, üçüncü gece