REKLAMI GEÇ

Dr. Aslankara: “Az görmek kaderiniz değil”

Dr. Aslankara: “Az görmek kaderiniz değil”

Özel Gözakademi Hastanesi uzmanlarından Opr. Dr. Hüseyin Aslankara, sıklıkla rastlanılan az göre sorunu, tedavi yöntemleri ve kullanılan teknolojiyle ilgili değerlendirme yaptı. Aslankara, az görmenin bir kader olmadığını belirterek, kullanıma başlayan teleskopik gözlüklerin yaşam kalitesini yükselttiğini söyledi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 15 Kasım 2017 Çarşamba, 14:41

Özel Gözakademi Hastanesi uzmanlarından Opr. Dr. Hüseyin Aslankara ile az görme sorunu ve çözüm yollarını konuştuk. Rahatsızlığın nedenleri, belirtileri, teşhisi ve tedavisine ilişkin çarpıcı açıklamalar yapan Aslankara, az görmenin bir kader olmadığını ve yaşam standardını üst seviyelere çıkaracak çözümlerinin bulunduğunu söyledi.

Görme fonksiyonunun diğer tüm duyular gibi bireyin fiziksel ve sosyal çevresi ile bağ kurma ve duyu girdisi sağlamada büyük önem taşıdığını belirten Aslankara, uygulanan ilaç ve cerrahi tedavilerin üzerine kullanılan gözlük ve kontakt lense rağmen düzeltilemeyen görme yetersizliğine az görme adını verdiklerini kaydetti. Aslankara, iki gözüyle birden veya iyi gören gözüyle %30’dan az gören kişilere az gören dendiğini ifade etti.

AZ GÖRMEYİ TETİKLEYEN HASTALIKLAR VE YAŞ GRUPLARI
Az görme sıkıntısının her yaş grubunda ortaya çıkabileceğini belirten Dr. Aslankara, “Herediter retinal distrofiler(doğumsal göz hastalıkları), retinitis pigmentosa (tavuk karası), prematüre retinopatisi, albinizm, serebral palsi gibi bebeklik ve çocukluk çağı hastalıkları sonucu az görme oluşabilmektedir. Özellikle yaşın ilerlemesiyle az görenlere daha sık rastlamaktayız. 60 yaşından sonra en sık sarı nokta hastalığı (yaşa bağlı makula dejenerasyonu)görme azalmasına yol açmaktadır. Daha sonra, katarakt, göz tansiyonu (glokom), şeker hastalığına bağlı göz içi kanama (diyabetik retinopati) ve göz arkası yırtıkları(retina dekolmanı) gibi hastalıklar sonucunda az görme oluşmaktadır” dedi.

AZ GÖREN HASTALARDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Göz hekimi olarak öncelikli görevlerinin göz hastalıklarının tanısını koymak ve tedavisini yapmak olduğunu hatırlatan Dr. Hüseyin Aslankara, “Tüm tedaviye rağmen görmesini arttıramadığımız hastalarda bu durum kişilerde büyük ruhsal çöküntü yaratmaktadır. Hastalar fatura okumakta, tırnak kesmek gibi hijyenik işlerinde, gazete ve kitap okumada, dışarıda bineceği otobüsün numarasını okuma gibi günlük işlerini idame ettirmede büyük zorluklar yaşar. Çoğu zaman bu hastalara yapacak bir şey yok, bu şekilde göreceksin denilmektedir. Biz, bu durumda olan hastalarımıza görme kalitesini arttırmak için çeşitli yöntemler uyguluyoruz. Fakat ülkemizde yaygın olarak bu yöntemler kullanılmıyor” diye konuştu.

AZ GÖRMEYE YARDIMCI YÖNTEMLER
Az görenlere yardımcı cihazlar optik olan ve olmayan olarak 2 grupta toplandığını anlatan Dr. Aslankara, “Optik olmayan yöntemlerde öncelikle çevre aydınlatmasını arttırmak gerekmektedir. Aydınlatma genellikle düşük kontrastlı cisimlerin belirginleşmesini sağlar. Günlük yaşamda az görenin en zorlandığı durumlar merdiven inmek, yüzleri tanımak, yağmurlu günde yürümek, beyaz fincana süt dökmek gibi durumlardır. Hastanın yaşadığı çevreyi yüksek kontrastlı renklerden oluşturmak kontrast sorunlarını azaltır. Merdiven kenarlarına, dolap kenarlarına koyu renk şerit koymak, pilavı siyah tabakta yemek, siyah masa örtüsünün üzerine beyaz tabak kullanmak gibi optik olmayan birtakım önlemler az görenin görme kapasitesitesini arttırmaktadır” dedi.

Optik sistemlerde ise ana prensibin cisimlerin boyutunu büyütüp gözün bu büyümüş görüntüyü algılamasını sağlamak olduğunu dile getiren Aslankara, “Yakında ve uzakta görüntüyü büyütmek için hastalarımıza çeşitli araç ve gereçleri uygulamaktayız. Görüntüyü yakında 6-8 kata kadar arttırabilen el büyüteçleri öneriyoruz. Büyüteçlerin elle tutulan veya elden bağımsız ayaklı olan çeşitleri mevcuttur. Son zamanlarda cepte taşınabilen görüntüyü 50 kat büyütebilen elektronik büyüteçler de çıkmıştır. Bunların avantajları hastaların yanında taşıyabilmeleri, kullanım kolaylığı ve daha ucuz olmalarıdır. Dezavantajı ise daha dar bir alanı göstermeleri ve okunacak mesafenin göze çok yakın olmasıdır. Ayrıca yakın görme için hastalarımıza 14 numaraya kadar çıkabilen yakın prizmatik gözlükler deniyoruz. Bunlarla okuma mesafesi biraz daha uzamaktadır. Teleskopik gözlükler hem yakın hem de uzak görmede kullanılmaktadır. Bu sistemlerin en büyük avantajı okuma mesafesini arttırmasıdır. Dezavantajı ise görme alanının darlığı ve derinlik hissinin azalmasıdır. Teleskopik sistemler görüntüyü çok büyüttüğü için özellikle uzak görmede hastalar otururken kullanmayı tercih etmektedirler. Bu gözlükleri kullanmaya alıştıkça hastalar yürürken de bu gözlükleri kullanabilmektedirler” dedi.

Aslankara, yardımcı tıbbı cihazların az görenlere daha iyi bir görme sağlama açısından başarılı bir şekilde kullanıldığını kaydetti.

İLETİŞİM:
ADRES: Merkezefendi Mah. 29 Ekim Bulvarı 438 Sok. No:15 Merkezefendi/DENİZLİ
4449193
www.gozakademi.com.tr
info@gozakademi.com.tr

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı