Tiroid nodüllerini ihmal etmeyin

Denizli Özel Sağlık Hastanesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç Dr. Semin M. Fenkci ile tiroid nodüllerini konuştuk.

Tiroid bezinin en büyük hormon salgılayan organ olduğunu belirten Doç Dr. Semin M. Fenkci, vücutta salgılanan hormonların çoğunun küçük bezlerden geldiğini kaydetti. Tiroid bezi ağırlığının normalde 30 gr kadar olduğunu vurgulayan Doç Dr. Semin M. Fenkci, “Sağ ve sol lop denilen bölümden oluşur ve lastik kıvamında bir organımızdır. Salgıladığı tiroid hormonu vücudumuz için büyük önem taşır ve yokluğu yaşam ile bağdaşmaz” dedi.

Denizlihaber: Tiroid bezi hastalığı nedir, etkileri nelerdir?
Doç Dr. Semin M. Fenkci: Tiroid nodülleri tiroid bezinde kıvam olarak farklı yuvarlak oluşumlardır. Tiroid nodülleri oldukça sık görülen bir hastalıktır. Sıklığı iyot eksikliği ile artış gösterir. Genelde toplumda görülme sıklığı % 23 civarında olup yaşla artış gösterir. Ultrasonografinin sık kullanımı ile tanı sıklığı artmıştır. Genelde hastalar boyunda şişliği kendi fark edebilirler veya rutin fizik muayenede tanı konulabilir. Tiroid nodülleri saptanıldığında iki sorunun cevabı verilmelidir. Bunlardan birincisi nodülün tiroid hormon durumunu azaltıp-yükseltme gibi bir duruma neden olup olmadığıdır. Tiroid hormonları insan bedeninde birçok metabolik faliyetlerde (uyku uyanıklık, kilo değişimi… ) etkili olup, diğer birçok hormon işleyişlerini de cevaplanması gerekli olan nokta bu nodülün iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığıdır. Eskiden tiroid nodülleri saptanıldığında tüm nodüllere cerrahi müdahale yapılırken, günümüzde bu bahsettiğim sorular yanıtlanılarak nodüllerin tedavisi ve takibi yapılmaktadır. Günümüzde ince iğne aspirasyon biyopsisi tüm dünyada uygulanan altın standart tanı yöntemidir. Ultrasonografi eşliğinde yapıldığında komplikasyon oranı oldukça düşüktür. Çok kolay ve zahmetsiz bir yöntem olup tanı güvenilirliği oldukça yüksektir. Bu yöntemle gereksiz cerrahiler ile tiroid bezinin kaybı ve bu cerrahilerden gelişebilecek sıkıntıların (geal sinir felci ile gelişen ses kısıklığı, yutma güçlüğü…) önlenmeye çalışılır. Tiorid hormonları tüm metabolik faliyetlerimizde önem taşır ve dışarıdan sürekli ilaç alma zahmeti de engellenmiş olacaktır. Diğer açıdan ince iğne aspirasyon biyopsisi kötü huylu nodüllerin erken tanısı sağlayarak erken cerrahi imkanı sağlayacaktır. Tüm tiroid nodüllerinin % 4-15 değişen oranlarda (sıcak-soğuk nodül) kanser riski taşır. Bu oran oldukça düşüktür.

Denizlihaber: Tiroid bezi hastalığının belirtileri nelerdir?
Doç Dr. Semin M. Fenkci: Boyunda ani gelişen şişlik, ağrı, ses kısıklığı ve bezelerde büyüme uyarıcı olmalıdır. Bu gibi durumlarda ihmal edilmeyerek derhal bir hekime başvurulmalıdır.

Denizlihaber: Bir tiroid nodülü niçin tedavi edilmelidir?
Doç Dr. Semin M. Fenkci: Kötü huylu veya kötü huylu olma riski taşıyorsa, boyunda büyüklüğünden dolayı etraf dokularda ciddi baskıya neden oluyorsa,
yüksek hormon düzeylerine neden oluyorsa, (bu gibi durumda bazı olgularda radyoaktif iyot tedavisi uygulanabilir), hasta açısında ciddi estetik kaygı yaratıyorsa, sonuç olarak tiroid nodülleri oldukça sık görülen bir rahatsızlıktır. Ultasonografik olarak nodülün değerlendilmesi ve ince iğne aspirasyon biyopsisinin ultrasonografi eşliğinde yapılmasıyla tiroid nodüllerinin teşhiş ve takibi oldukça kolaylaşmıştır. Özellikle ilerleyen teknik ile ultrasonografi cihazlarında uygulanan elastografi tiroid nodüllerinin takibini çok kolaylaştırmıştır. Artık tiroid nodüllerinin varlığı yalnızca cerrahi anlamı taşımamaktadır. Tiroid nodüllerinin takip ve tedavisinde öncelikle doğru tanılandırma yapılması gereklidir.

Denizlihaber: Tiroid nodüllerinden kaynaklanan tiroid kanserleri nelerdir?
Doç Dr. Semin M. Fenkci: Tüm tiorid nodüllerin yaklaşık %-15 arası tiroid kanseri tanısı alır. Genellikle hastalar boyunda şişkinlik şikayetiyle kliniğe gelirler ve nodül ultrasonografik olarak veya fizik muayede tespit edilir. Kadınlarda daha sık görülür. İyi differansiye tiroid kanserleri (papiller ve folliküler) en sık görülen tiroid kanserleridir. Bunların prognozları (yaşamda kalım süreleri) oldukça uzundur. Biyopsi sonucunda kanser kuşkusu veya kanser (malign) tanısı olan olgular da cerrahi işlem uygulanır. Cerrahi işlem öncesinde iyi bir boyun ultrasonografik inceleme ile boyun lenf bezlerinde büyüme olup olmadığı tesbit edilmelidir. Bu iyi değerlendirme cerrahi planın yapılması için gereklidir. Cerrahi tedavinin amacı tümör dokusunun tamamının çıkarılmasıdır. Bu cerrahi sırasında ayrıca tutulum varsa lenf bezleri de çıkarılmalıdır. Tiroid kanseri çapı 10mm üzerinde ise veya tiroid dışına yayılım gösteriyorsa, lenf bezleri tutulmuşsa, dama içine yayılım göstermişşe bu olgular endokrinoloji merkezlerinde cerrahi sonrası değerlendirme yapılarak tümör sınıflaması yapılmalıdır. Radyoaktif iyot tedavisi nükleer tıp merkezlerinde uygulanır. Hasta eğer radyoaktif iyot tedavisi almasına konsey kararı alınmışsa bu merkezlere yönlendirilir.

Denizlihaber: Radyoaktif iyot tedavisi nedir?
Doç Dr. Semin M. Fenkci: Radyoaktif iyot tedavisi cerrahi sonrası kalıntı dokunun temizlenmesi, nüks yani tekrarlama olasılığının azaltılması, ve hastalığı devam eden olguların tedavisi için yapılmaktadır. Tedaviler sonrası olgulara tiroid hormonu verilir. Burada tiroid dozunun düzenlenmesi özel önem taşır. Cerrahi sonrasında olgular endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları ünitelerinde 6 aylık aralarla takibe alınırlar. Tiroid kanserleri erken tanı konulduğunda tedavileri çoğunlukla tam kür denilen tümüyle hastalığın yok edilmesi ile sonuçlanır. Önemli olan erken tanı ve düzenli ve bilimsel normlarda çalışan merkezlerde olguların takip edilmesidir.

İLETİŞİM İÇİN:
ADRES: BAHÇELİEVLER MAHALLESİ 3007 SK NO:23 DENİZLİ
TEL: 264 44 11 – 444 63 14
www.saglikhastanesi.com.tr
info@saglikhastanesi.com.tr
facebook / Denizli Özel Sağlık Hastanesi