Topuk dikeni canınızı yakmasın
Topukta dayanılmaz acıya neden olan ve zamanla kronik ağrıya yol açıp yürüme güçlüğü yaratan “topuk dikeni”ne yol açan nedenlerin başında “uzun süre ayakta kalma, hatalı ayakkabı ve fazla kilonun” geldiği belirtildi.
Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 3 Eylül 2016 Cumartesi, 12:40
Özel Denizli Tekden Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr.Necip Özateş, sabahları ilk birkaç adım sonrası topukta ağrı hissedilmesinin, bu ağrı nedeniyle adım atmakta güçlük çekilmesinin ve uzun süre ayakta kalındığında ağrının acı veren boyuta ulaşmasının topuk dikeninden kaynaklandığını söyledi.
Yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebilen topuk dikeninin, ayak tabanında yer alan “plantarfasya” adlı zarın kronik olarak hasarlanması sonucu gelişen bir rahatsızlık olduğunu ifade eden Dr. Özateş, son yıllarda topuk dikeninin görülme sıklığında artış söz konusu olduğunu, beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve buna bağlı olarak kilo alımının buna yol açan etkenlerin başında geldiğini vurguladı.
Topuk dikeninin atletizm ve koşu gibi yüksek aktivite düzeyli sporlarla uğraşan sporcuların yanı sıra uzun süre ayakta duranlar, hatalı ve uzun süre kullanılmış ayakkabı giyenler ile kilolu kişilerde sıkça ortaya çıktığına dikkat çeken Özateş, “Özellikle sabahları atılan ilk adımlarda topukta gelişen ağrı kesinlikle ihmal edilmemeli. Çünkü hastalık ilerlerse kronik hale gelip iyileşmesi zor olabiliyor” uyarısında bulundu.
PEK ÇOK TEDAVİ SEÇENEĞİ MEVCUT
Op. Dr. Necip Özateş, topuk dikeni için pek çok tedavi alternatifleri olduğunu belirterek bunları şöyle açıkladı:
“Topuk dikeni kronik bir iltihabi reaksiyon sonucu geliştiği için anti iltihabi ağrı kesicilerin tedavideki yerleri sınırlı oluyor. Tedavinin ilk aşamasını aşiltendon ve plantarfasya için yapılan basit germe egzersizleri oluşturuyor. Örneğin aşiltendonun yatakta yatarken büyük bir havlu ile gerilmesi bu egzersizlerden birini oluşturuyor. Germe hareketlerinin ayakta duvara 30 derece eğim ile yaslanarak, topuklar yerde iken en az 30 saniye boyunca yapılması gerekiyor. Ayak ortezleri de tavsiye edilebiliyor. Gece atelleri arka bacak kasları ve plantarfasyanın gerginliğinin devamının sağlanmasında etkili olabiliyor. Ağrı düzelmezse fizik tedavi, kortizon enjeksiyonları ve destekleyici ayakkabılar tedavi seçeneği olarak sunuluyor. Yeni bir tedavi yöntemi olan ekstra korporal şok dalgası da (ESWT) yararlı oluyor. Cilt kesisi gerektirmeyen bu yöntem kronik iltihabi reaksiyonu şok dalgaları vererek akut reaksiyona çeviriyor ve iyileşmeyi sağlıyor. Başka bir deyişle, elektro hidrolik şok tedavisi kronik durumu akut duruma döndürüyor.”