REKLAMI GEÇ

DDH uzmanından hava kirliliği uyarısı

DDH uzmanından hava kirliliği uyarısı

Denizli Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, ‘görünmeyen canavar’ olarak adlandırılan hava kirliliğinin, yılda trafik kazalarından 7 kat fazla ölüme sebebiyet verdiğine dikkat çekti.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 21 Aralık 2016 Çarşamba, 13:10

Kış ile gelen soğuk, hava kirliliğini de beraberinde getiriyor. Isınma amaçlı düşük kalorili ve kükürt oranı yüksek kömürlerin kullanılması ile yanlış yakma tekniklerinden dolayı hava kirliliğinin arttığına dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, hava kirliliğinin ciddi hastalıklara yol açtığını söyledi.
Hava kirliliğinin alt solunum yolu enfeksiyonu, KOAH, astım, kalp hastalığı ve akciğer kanserine kadar pek çok hastalığa sebep olabileceğini ifade eden Dr. Ferit Özen, “Hava kirliliği çok ciddi bir sorun. Dünyada her gün yaklaşık 20 bin kişi hava kirliliğinden hayatını kaybediyor. Bunlara daha çok trafik kirliği, kullanılan santraller, çöl tozları, yakıtlar sebep olmakta, ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 28 bin kişi hava kirliliğinden hayatını kaybediyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 4 bin kişi trafik kazasından hayatını kaybetmekte, 28 bin kişinin ölümüne hava kirliliği yol açıyor. Yani hava kirliliği, trafik kazalarından 7 kat fazla ölüme neden olmaktadır. Bu da hava kirliliğinin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir” dedi.

Dış ortam hava kirliliğinin en önemli göstergesinin partikül maddeler olduğunu dile getiren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, havadaki partikül maddenin insan sağlığını etkileyen en önemli kirleticilerden biri olduğunu söyledi.

Özen, “Havada bulunan bu partikül maddelerin, büyüklüğü bizim için önem arz etmektedir. 2.5 mikron olan hava kirliliğinde ki partikül maddeler, alt solunum yollarının uç noktalarına kadar ilerlemektedir. Bunlar kana karışarak, kalp hastalıklarına ve akciğer kanserine sebebiyet vermektedir. 10 mikron civarında görülen partikül maddeler ise daha büyük hava solunum yollarında yerleşmekte ve bunlar KOAH dediğimiz Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, yine Astım ve solunum yollarında ki geri dönmeyen bazı hasarlara sebebiyet vermektedir. Ve akciğer hastalıklarını özellikle ciddi bir şekilde arttırmaktadır” diye konuştu.

20-30 yıllık binaların yıkılması ile ortaya çıkan asbest maddesine de dikkat çeken Özen, “Özellikle büyük metropol şehirlerde, kentsel dönüşümden dolayı yıkılan 20-30 yıllık ve yada daha eski binalar var. Bu binaların yıkılması ile kanserojen bir madde olan asbest ortaya çıkıyor. Binaların yapıldığı yıllarda asbestin bu kadar tehlikeli olduğu bilinmiyordu ve çok kullanılıyordu. Özellikle binalarda izolasyon maddelerinde kullanılıyordu. Ancak günümüzde artık hekimler biliyoruz ki yıkılan bu binalardan çıkan asbestin yaptığı hasarlarla akciğer zarı ve akciğer kanserleri sıklığında ciddi bir artış olmaktadır ve gelecekte de olacaktır. Bu konu üzerinde yetkililerimizin durmasında fayda vardır” dedi.

ÇOCUK VE YAŞLILAR DIŞARI ÇIKMAMALI
Hava kirliliğinden korunma yöntemlerine de değinen Özen, özellikle termik santrallerden vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı. Yenilenebilir enerjilerden faydalanılmasını isteyen Dr. Özen, “Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılmalı, sanayi kuruluşları yer seçimi düzenli yapılmalı. Toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı, bütün bu etkenlerin yanında atıkların uygun olmayan tesislerde yakılarak bertaraf edilmesi önlenmeli, sanayi tesisi yer seçiminin yerleşim alanları dışında ve hakim rüzgarlar dikkate alınarak yapılmalı, imar planlarında bu alanların çevresinde yapılanmaları önlenmeli, araçların egzoz emisyon ölçümlerinin periyodik olarak yapılması sağlanmalı. Hava kirliliğinin fazla olduğu günlerde özellikle astım hastaları, KOAH hastaları, kalp hastaları, klasik akciğer hastaları, çocuklar ve yaşlılar dışarı çıkmamalı” dedi.

Denizli’de 2007 yılından sonra doğal gaza geçildiğini hatırlatan Dr. Özen, “2007’den önce Denizli’de daha çok katı yakıt madde kullanılıyordu ve hava kirliliği Türkiye’de çok fazlaydı. Ancak 2007’den sonra özellikle Çevre Mühendislerinin yaptığı araştırma ve ölçümlerde ciddi oranda hava kirliliğinin azaldığını görmekteyiz. O yüzden ısınmamızda; katı yakıttan doğal gaza geçilmesi hava kirliliği açısından çok önemli bir gelişme” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı