Diyabet çocukları tehdit ediyor

Dr. Selda Ayça Altıncık, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, diyabetin vücudun yeterli insülin üretememesi veya üretilen insülinin etkinliğinin azalması sonucu, kan şeker yüksekliği ile seyreden kronik metabolik bir hastalık olduğunu belirtti.

“YILDA 2.500 ÇOCUĞA DİYABET TANISI KONUYOR”
Çocuklarda en sık insülin eklikliğine bağlı olarak tip-1 diyabetin görüldüğüne işaret eden Altıncık, “Ülkemizde her yıl yaklaşık 2 bin 500 çocuğa tip 1 diyabet tanısı konuluyor. Diyabetin bulguları ise çok su içme, çok idrara çıkma, ağız kuruluğu ve kilo kaybıdır. Bu şikâyetleri olan çocukların mutlaka en yakın sağlık kuruluşunda kan şekeri ölçtürmesi önerilir” dedi.

“DENGELİ BESLENME İNSÜLİN KADAR ÖNEMLİ”
Diyabet tanısı, rastgele bakılan kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde saptanması ile konulduğunu ve erken tanı ile hastanın hayati tehlikesi olan diyabet komasına girmesinin engellenebildiğini dikkat çeken Dr. Selda Ayça Altıncık, “Tip 1 diyabetin tedavisinde insülin kullanılır. Tedavinin amacı kan şekerinin kontrolünü sağlamak ve hastalığa bağlı gelişebilecek, göz, böbrek, sinir sisteminde oluşabilecek bozukluklar önlemektir. Diyabette dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite en az insülin tedavisi kadar önemlidir” diye konuştu.

“PSİKOLOJİK TEPKİLERE YOL AÇABİLİR”
Diyabet tanısı konan çocukların hastalıklarını inkar ettiğini, ancak bu durumun doğal olduğunu belirten Çocuk Endokrinoloji Dr. Altıncık, sözlerine şunları ilave etti:

“Yaşam boyu sürecek bir hastalık olan diyabet tanısı almak çocuk ve ailede, hastalığı inkâr etme, öfke, depresyon, korku ve kaygı gibi psikolojik tepkilere yol açabilir ancak bu durum doğaldır. Hastalığa uyum süreci atlatıldıktan sonra psikolojik tepkiler de azalır. Çocuğun hastalığını arkadaşları ile paylaşması, hastalık hakkında bilgi düzeyini arttırması, diğer diyabet tanılı çocuklarla sosyal paylaşımları bu tepkiler ile baş etmeyi kolaylaştırır.”