RAMAZAN’DA KABIZLIK
16 Mayıs 2020 Cumartesi
Bu sene karantina sürecindeki uzun süre hareketsiz yaşam ve ardından gelen Ramazan Ayı’ndaki beslenme düzeninin değişmesi derken çoğu kişide KABIZLIK SORUNU oluşmaya başladı bile!
Ramazan ayı; aslında hem fiziksel hem de ruhsal olarak bedenimizi dinlendirme-yenileme ayıdır. Ancak bu dönemdeki yanlış beslenme düzeni ve bazı şeyleri dikkat etmemeye bağlı olarak özellikle bu dönemde bazı sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabiliyoruz!
En sık karşımıza çıkan ise KABIZLIK PROBLEMİ!
Peki kabızlık sebebi neler olabilir diye hiç düşünmüş müydünüz?
İŞTE RAMAZAN’DA ARTAN KABIZLIK SEBEPLERİ:
-ÖĞÜN SIKLIĞININ AZALMASI:
Ramazan öncesi genellikle sık sık bir şeyler yeme halinde iken ; RAMAZAN ‘da bu durum 2 ana öğüne düşmektedir. Hem öğün sayısının azalması hem de uzun süre açlığa bağlı olarak bağırsaklarımız da bu duruma adapte olup; çalışma hızını azaltabilmektedir.
– SU TÜKETİMİNİN AZALMASI:
Sindirim sistemimizin çalışma düzenini; beslenme dışında su tüketimi de fazlası ile etki etmektedir. Günlük yetişkin bir insanın ortalama kg başına 30 ml (cc) su tüketmesi gereklidir.Bu durum genellikle 2,5 – 3 litre su olarak ortaya çıkar.
Orucumuzu açarken su ile açıp; iftardan diğer sahura kadar en az 10 bardak su tüketmeye özen göstermeliyiz. Ayrıca hazımsızlık ve şişkinliğe yer vermemek adına suyu yavaş yavaş ılık olacak şekilde tüketmeliyiz.
-HAREKETSİZLİĞİN ARTMASI:
Gün içinde oruçlu olduğumuz vakitlerde egzersiz yapmak bireyde bazı sağlık sorunlarına yol açabiliyor! Bu yüzden en iyisi iftar sonrasında 30- 45 dk tempolu yürüyüş veya evde yapılabilecek hafif kardiyo egzersizleri; hem bağırsaklarımızın çalışma hızını arttırıp, kabızlığı önleyecek hem de kilo vermek isteyenlerin de hedefe ulaşmalarında kolaylık sağlayacaktır.
– BESİNLERİ İYİCE ÇİĞNEMEDEN , HIZLICA TÜKETMEK:
Evet belki de çoğumuz iftar vakti gelince uzun süre açlığa bağlı olarak; tabağımızı 10 dk gibi hızlı bir sürede bitiriyoruz değil mi? Ve tabi bunun arkasından gelen HAZIMSIZLIK ŞİKAYETLERİ…
Hızlı yemek yemeye bağlı olarak, besinler iyice çiğnenmeden sindirim sistemine aktarılmış olur. Sindirim sistemimiz de ise bu durumda bir takım zorluklar oluşur. Yani hem hazımsızlık hem de kabızlık şikayetleri de sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir!
BESLENME DÜZENİNİN DEĞİŞMESİ:
İftar sofraları olunca genellikle et yemekleri, hamur işi tarifler, tatlılar da sofralarda sıklıkla karşımıza çıkıyor değil mi? Durum böyle olunca da sebze-meyve tüketimi de azalıyor.
Sebze- meyve tüketiminin azalması sonucunda günlük posa tüketimi azalmakta ve bağırsaklarımızın çalışma hızı da azalıyor. Bunun yerine et yemeklerinin yanında sofralarımızda sebze yemekleri, salata mutlaka yer almalı. Ve iftardan sonrasında küçük bir ara öğün olarak 1-2 porsiyon meyve tercih edebiliriz.
Ayrıca PROBİYOTİK BESİNLERE de sofralarımızda mutlaka yer vermeliyiz.
Örneğin iftar sofrasında salatanın yanında mutlaka kefir, ayran veya yoğurt gibi PROBİYOTİK ten zengin kaynaklarımız da yer almalıdır. Ayrıca sahurda veya iftar sonrasında küçük bir ara öğün olarak 1 sb laktozsuz süt veya 1 sb kefir de tüketebilirsiniz.
Ramazan diyince akla ilk gelen şeylerden birisi de RAMAZAN PİDESİ!
Eğer sıklıkla kabızlık şikayeti yaşamıyorsanız arada bir 1 ince dilim ekmek yerine avuç içi kadar küçük bir parça ramazan pidesi tercih edebilirsiniz!
Ayrıca ramazanda uyku düzeninin değişmesine bağlı olarak biyolojik saatimiz de etkilenmektedir. Bu sebeple uzun süre uykusuzluklar yerine uyku kalitesi ve süresine de dikkat etmeliyiz.
Bir sonraki yazıda buluşmak dileği ile sağlıklı ve mutlu günler dilerim…