Denizli Barosu’ndan kadına şiddete sert tepki

İstanbul Tuzla’da eski nişanlısı tarafından öldürülen avukat Dilara Yıldız için Denizli Barosu önünde tören düzenlendi. Törende Denizli Barosu adına açıklama yapan yönetim kurulu üyesi Av. Aslı Kutlu Tuncer, yaşanan kadın cinayetlerini kanıksamayacaklarını ve unutmayacaklarını ifade etti.

DENİZLİ HABER

İstanbul’da avukat Dilara Yılmaz’ın eski nişanlısı tarafından öldürülmesine tepkiler büyüyor. Türkiye genelinde avukatlar seslerini yükseltti.

Denizli Barosu önünde de genç bir avukatın erkek şiddetine kurban gitmesi protesto edildi. Denizli Barosu adına açıklama yapan yönetim kurulu üyesi Av. Aslı Kutlu Tuncer, İstanbul’da avukatlık yapan Av. Dilara Yıldız’ın eski nişanlısı tarafından zorla götürüldüğü restaurantta feci şekilde katledilmesinin derin üzüntüsü ve öfkesi içinde olduklarını söyledi.

KANIKSAMAYACAĞIZ!

Kadına yönelik şiddetin, bireysel değil toplumun kanayan bir sorunu olduğunu dile getiren Tuncer, “Neredeyse her gün bir kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı haberleri gazetelere manşet oluyor ancak cezaların caydırıcı olmaması, İnfaz kanunun sürekli olarak değişmesi,  okullarda ve ailede verilen eğitimin yetersiz oluşu, devlet yetkililerinin basında kadına ve çocuğa yönelik yetersiz ve bazı hatalı söylemleri ve daha birçok etken sebebi ile ölümlere her gün bir yenisi daha ekleniyor ve daha vahşice ölümler duymaya devam ediyoruz. Bugün itibarı ile artık bu şiddet başka insanların haklarını savunan avukatlara da sirayet etmiştir. Hepimiz dur demezsek bu şiddetin muhatabı olmayacağımızın hiçbir güvencesi yoktur. Bu sebeple dayanışmayı, birlikte mücadeleyi arttırmamız için hiçbir bahanemiz bulunmamaktadır” dedi.

UNUTMAYACAĞIZ!

Yaşamı kendisinden çalınan her bir kadının, salt unutulmaya mahkum sayılar olmadığını dile getiren Tuncer, “Duyduğumuz üst üste gelen birçok kadın cinayetinin acısını yaşayamadan ve hesabı sorulmadan yeni bir acı haberle sarsılıyoruz. Kadına yönelik şiddet, konum, meslek ya da ölçüt tanımıyor.  Üzülerek görüyoruz ki ülkemizde hiçbir kadının can güvenliği yoktur. Bu nedenle toplumsal hafızamızı diri tutmalı etkin önlemler alınması için topyekün seferber olmalıyız. Bizler yıllardır erkek egemen bakış açısının değişmesi gerektiğini, kadın ile erkeğin eşit olduğunu, kadının sosyal ve ekonomik olarak güçlenmesi gerektiğini her mecrada defalarca söyledik, haykırdık.

Devlet nasıl failleri yakalamak ve cezalandırılmasını sağlamakla yükümlü ise bu cinayetlerin sona erdirilmesi ile de yükümlüdür. Bu sorunu kökünden çözmek için devletin ve siyasi erkin derhal harekete geçmesini, her türlü şiddete karşı gerekli önlemleri almasını, bu uğurda mücadele veren sivil toplum kuruluşlarının yanında bulunmasını, caydırıcı ceza tedbirlerinin alınmasını, 6284 sayılı yasanın daha da işlevli hale getirilmesini, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerin etkin uygulanarak baroların, bu uğurda çalışan sivil toplum kuruluşlarının katılma taleplerinin ısrarla reddedilmesinden vazgeçilmesini, büyük hatadan dönülerek İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını, okullarda insan hakları, kadın ve çocuk haklarında zorunlu dersler konulmasını, toplumun gözünde güçsüz ve savunmasız görülen kadın ve çocukların yaşam hakkına yönelik saldırılarda ceza indirimi uygulanmamasını istiyoruz” dedi.