REKLAMI GEÇ

Eğitim-İş’ten sert Ayasofya çıkışı: Mesele Ayasofya değil, cumhuriyettir

Eğitim-İş’ten sert Ayasofya çıkışı: Mesele Ayasofya değil, cumhuriyettir

Eğitim-İş Denizli Şubesi Başkanı Namık Kemal Aydoğan, Ayasofya’nın 1934 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınan müze kararının Danıştay tarafından iptal edilmesi ve ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından camiye dönüştürülmesini sert bir dille eleştirdi. Erdoğan’ın “Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı” sözlerini hatırlatan Aydoğan, “Meselenin cumhuriyet ile hesaplaşmak olduğu ortadadır” dedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 13 Temmuz 2020 Pazartesi, 10:42

Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Eğitim-İş Denizli Şubesi Başkanı Namık Kemal Aydoğan, Yurttaşlar yoksulluk, işsizlik, pandemiyle boğuşurken, bu duruma karşı çözüm üretmeyen hükümetin, yine kendi ajandasına göre bir hamle yaparak Ayasofya’yı cami yaptığını söyledi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Danıştay 10. Dairesi’nin Ayasofya’yı müze yapan 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesinin ardından 1934 yılına ait Mustafa Kemal Atatürk imzalı karar için “Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı” ifadelerini kullandığını hatırlatan Aydoğan, “Ayasofya’yı camiye dönüştürme hamlesinin AKP için sadece kendi tabanındaki oy kaçışını engellemek olmadığını, Cumhuriyet ile hesaplaşmaya çalıştıklarını da ortaya koymuştur. Bu bilinçli ve şecaat arz ederken sirkatini açık eden açıklamanın ardından AKP’li bürokratlardan peşi sıra gelen Cumhuriyet düşmanı ifadelerle dolu sevinç açıklamaları, meselenin Ayasofya değil Cumhuriyet olduğunu göstermiştir. Tüm bu gelişmelerin ardından Cumhuriyet’in, değerlerinin, kurucularının sonuna kadar savunucusu olan Eğitim-İş olarak konuya ilişkin söz söylememiz şart olmuştur: Bağımsız bir ülkenin kendi toprakları içindeki herhangi bir yapıya istediği tasarrufta bulunması elbette doğaldır. Ancak bu tezi öne sürüp, karşı çıkan herkesi ‘din düşmanı’ ilan eden anlayışın görmezden gelmeye çalıştığı şey Ayasofya’nın bir dünya mirası olduğudur. Bir ülkenin kendi sınırları içinde bulunan dünya miraslarına nasıl sahip çıktığı, onu turistik ve kültürel açıdan nasıl değerlendirdiği, o ülkenin medeniyet seviyesinin göstergesidir. Çağın çok ötesinde bir akla sahip Atatürk’ün, Ayasofya’yı müze olarak muhafaza etme kararı bu yüzdendir. Türkiye’de ibadethane eksikliğini tespit edecek kurumlar da, buna karşı hemen harekete geçerek cami inşa edecek kurumlar da vardır. Zaten içinde namaz kılınan bir dünya mirasının, camiye çevrilmesini ibadethane eksikliği üzerinden açıklamak, tutarsız ve art niyetlidir.

Ayrıca hükümetin ülke sınırları içinde emperyalist yapılara karşı olduğuna inananlar varsa, İncirlik Üssü’nün kapatılmasını gündeme getirip, sonuçlarını izleyebilir” dedi.

Daha birkaç yıl önce Ayasofya’nın cami yapılıp yapılmayacağı sorulduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bizi tuzağa çekmeye çalışıyorlar. Bunu isteyenler, sonrasında yurtdışındaki camilere ne yapılacağını hiç düşündüler mi?” sözlerini de hatırlatan Namık Kemal Aydoğan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, “ileriyi düşündüğü” için alkışlayanlar ile bugün Ayasofya’nın cami yapılmasını alkışlayanların aynı kişiler olması, kararın sağlıklı zeminde değerlendirilmediğini, hükümet ve çevresinde ‘Erdoğan ne eylerse güzel eyler’ anlayışının hakim olduğunu göstermektedir” dedi.

Ayasofya tartışmasının en can alıcı kısmının, dinin kullanılarak Atatürk ile hesaplaşmaya gidilmesi olduğunu ifade eden Aydoğan, “Eleştiren herkesin din düşmanı ilan edildiği bu karar ile birlikte, Cumhuriyet alerjisi olanlar Atatürk’ün diğer resmi kararlarına da ağzı sulanarak bakmaya başlamıştır. Diyanet’in kararın hemen sonrasında ‘Ayasofya’ya medrese de yapılsın’ teklifi, bu durumun en açık örneklerindendir. Emperyalistlerin her bir parçasına saldırdığı hasta bir imparatorluktan, dönemin en çağdaş Cumhuriyet’ini yaratan Atatürk’ü ‘ihanet’ ile aynı cümlede kullanmaya cüret edenler, kendi tarihlerine bakabilir. İhanet görmek isteyenler, sümüklü cemaatlerce kandırılanlara, ne istedilerse verenlere, bu vatanın kurucularına iki ayyaş deyip, sonra ‘milli’ kelimesini ağzından düşürmeyenlere bakabilir. Din düşmanı görmek isteyenler, dini paraya ve oya çevirenlere bakabilir. ‘Cennet garantili’ bağışlar alan, cennet garantili kefenler satan, insanların dini duygularını sömürerek güç devşiren tarikatlara ve onlarla pazarlık yapanlara bakabilir. Eğitim-İş olarak uyarıyoruz; Atatürk devrimleri Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun da geleceğinin de güvencesidir. Bu güvenceye göz dikenlere kalbinde Atatürk sevgisi taşıyanlar gereken cevabı vermekten geri durmayacaklardır” dedi.

Yorumlar

hasan   -  Bağlantı 14 Temmuz 2020, 09:16

Burada asıl mesele bence milli egemenliktir. Beyinleri batı tarafından tecavüze uğramışların verdiği tepki ile düşmanların verdiği tepkinin aynı olması beklenen bir durumdu. Ayasofya kararı turnosol kağıdı görevi gördü.

Muhammed mert   -  Bağlantı 13 Temmuz 2020, 16:21

Senin derdin cumhuriyet değil takındığın tavır cami ve din düşmanlığıdır. Ecdadindan kopuk, bu ülkenin 1923ten önceki tarihini yok sayan, sendikal faaliyet adi altinda özünden degerlerinden kopuk soylemlerle dine dair ne varsa nefret kusan adam(!)

hasan   -  Bağlantı 13 Temmuz 2020, 13:09

eğitimle ilgili bir sendikanın denizli temsilcisine bu konu hakkında laf düşüyorsa zaten eğitim bitmiştir. zurnanın son deliği madem siyaset yapacak o işe soyunmalıdır.

Uğur Duranoğlu   -  Bağlantı 13 Temmuz 2020, 11:19

Eğitim -iş sendikası başkanı ‘nın açıklaması Yunanistan ‘ı ve Ayeasofya’nın cemi yapılmasını karşı çıkanları sevindirir. Karar Cumhuriyetle hesaplaşak falan değildir. Alınan bu karar İstanbulu fetheden Fatih ‘in vasiyetenin yerine getirilmesidir.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı