REKLAMI GEÇ

Kol saati gibi kullanılacak sensör, koronavirüs benzeri hastalıkların erken teşhisini sağlayacak

Kol saati gibi kullanılacak sensör, koronavirüs benzeri hastalıkların erken teşhisini sağlayacak

Türk bilim insanları “sitokin fırtınası biyosensörü” çalışmasında numune aşamasına geldi. Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Necip Atar, “Kol saati misali takılabilen sensörle, sitokin fırtınasını anında ölçebileceğiz, vücutta gelişen bağışıklık sisteminin bir ölçümünü gerçekleştirmiş olacağız” dedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 12 Şubat 2021 Cuma, 13:51

MUSTAFA DEĞİRMENCİOĞLU (AA) – Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necip Atar ile Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Lütfi Yola, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastalarında ölüme varan sonuçlar doğuran “sitokin fırtınası”nın hızlı tespitini sağlayan biyosensör yapımı çalışmalarında numune aşamasına geldiklerini duyurdu.

Prof. Dr. Atar ile Prof. Dr. Yola, “sitokin fırtınası”na neden olduğu belirtilen “interlökin 6” molekülünün belirlenmesi konusunda araştırma yaptı. Atar ve Yola, vücutta virüse karşı savaş açan bağışıklık sisteminin kontrolden çıkarak hastayı tehdit etmesi ve ölüme varan sonuçlar doğurmasında etkili olan sitokin fırtınasını ölçen ve erken önlem alınmasını sağlayan biyosensör metodu geliştirdi.

Koronavirüs hastalarında bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu salgılanan interlökin-6 molekülünü, nanoteknolojik malzemelerle daha hızlı, daha hassas ve yüksek seçiciliğe sahip biyosensörle ölçmeyi hedefleyen çalışma, Analytica Chimica Acta dergisinde yayımlandı.

“BU SENSÖRÜN İÇERİSİNDE BORUN NANOKOMPOZİTLERİ DE VAR”
Prof. Dr. Atar, AA muhabirine yaptıkları açıklamada, yayımladıkları makalenin uluslararası alanda Kovid-19 konusunda gerçekleştirilen çalışmalarda ses getirdiğini söyledi.

Interlökin-6 isimli molekülün Kovid-19 hastalığı seyrinde önemli olduğunu anlatan Atar, şöyle konuştu:

“Interlökin-6 molekülünün hızlı ve ekonomik olarak tayin edilmesini sağlayan bir metot geliştirdik. Bu metotta nanokompozit olarak adlandırdığımız nanoteknolojinin bileşeni olan malzemeleri kullandık. Bu malzemeler daha çok grafen esaslı ve nanoparçacık esaslı malzemeler. Tek grafen değil tabii, bizim yerli ve milli kaynağımız olan borla ilgili de çalışmalar yaptık ve bu sensörün içerisinde borun nanokompozitleri de var. Bu çalışma, interlökin-6 molekülü tespitinin, bilinen analiz yöntemlerinden daha hızlı, daha hassas ve yüksek seçiciliğe sahip biyosensörle yapılabileceğini gösterdi.”

“NUMUNE AŞAMASINA GEÇİYORUZ”
Geliştirdikleri yöntemin tıp dünyasında geçerliliği ve güvenilirliği yüksek bir biyosensör olduğunu belirten Atar, şunları kaydetti:
“Şu anda laboratuvar ölçekli çalışmalarımızı tamamladık ve çok güzel sonuçlar aldık. En düşük ölçüm limitlerine kadar ulaştık. Kısa sürede bu çalışmaları bitirdik. Optik, spektroskopik ve mikroskobik tekniklerle karakterizasyonlarını tamamladık. Alınan başarılı sonuçların ardından şimdi gerçek numunelere başlayacağız. Kol saati misali takılabilen sensörle, sitokin fırtınasını anında ölçebileceğiz. Vücutta gelişen bağışıklık sisteminin bir ölçümünü gerçekleştirmiş olacağız. Gerçek numune aşamasına geçiyoruz. Yakın zamanda bunları da tamamlayacağız.”

Atar, hastalar üzerindeki çalışmanın ardından bunu tıp dünyasının hizmetine sunacaklarını bildirdi.
Prof. Dr. Necip Atar nanoteknoloji, Prof. Dr. Yola da biyomedikal alanındaki çalışmaları dolayısıyla, Türkiye Bilimler Akademisinin (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (GEBİP) Ödülü’ne layık bulunmuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı