REKLAMI GEÇ

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun

ABD’de kadınların çalışma şartlarının iyileştirilmesi için 8 Mart 1857’de başlattığı grevde çıkan olaylarda 129 kadın işçi yanarak can verdi. Bu acı olayın yaşandığı 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edildi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Türkiye’de de 1921 yılından beri kutlanıyor.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 8 Mart 2017 Çarşamba, 09:50

Denizli protokolü de, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili mesaj yayınladı. İşte Denizli protokolünden 8 Mart mesajları:

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
“Kadınlarımız; tarihimizin her döneminde ailesi, ülkesi ve milleti için yaptığı fedakârlıklarla öne çıkmış, sosyal ve ekonomik hayatın her alanında önemli roller üstlenerek, toplumun gelişmesinde ve ilerlemesine büyük katkı vermiştir. Bilgili, bilinçli ve güçlü nesiller yetiştirmekte hayati bir vazife yüklenen kadınlarımızın; emeğinin geçmediği, fikir ve gücünün katılmadığı herhangi bir alan düşünülemez. İş hayatından siyasete, sanattan spora kadar birçok alanda hem ülkemizde hem de uluslararası arenada başarılı sonuçlar elde eden kadınlarımız; ülkemizi daha ileri ve gelişmiş bir seviyeye taşıyacaktır. Kadınlarımızın hayat şartlarını daha da iyileştirmeye yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğimizi, ekonomik alanda olduğu kadar siyasi ve sosyal alanda da varlık göstermeleri hususunda kendilerine destek olacağımızı vurgulamak istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.”

VALİ AHMET ALTIPARMAK
“Ülkemizin gelişmesinde ve çağdaşlaşmasında büyük emekleri bulunan kadınlarımız, toplumsal ve ekonomik yaşamdaki gelişmelerin en temel öğesidir. Türk kadını, toplumumuzun yapısını güçlendirip şekillendirerek, aile birliğinin en önemli unsuru olarak daima özveri ve sevginin kaynağı olmuştur. Büyük Önder Atatürk; “Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir” sözleriyle Türk kadınına verdiği önemi açıkça belirtmiştir. Kadın haklarının birçok Avrupa ülkesinde ülkemizden sonra verilmesi, kadınlarımızın demokrasiye katılımlarına ne kadar büyük önem verildiğinin bir göstergesi olmuştur.
Kadınlar, tükenmeyen sevgisi, şefkati, hoşgörüsü, fedakârlığı, üretkenliği ile ailenin ve toplumun temelidir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz, güçlü devletler ile yarışacak eğitimli, bilinçli nesillere sahip olmak, en başta onları yetiştirecek olan kadınlarımıza, eğitim, iş ve sosyal hayatta erkekler ile birlikte vereceğimiz fırsat eşitliği ile mümkündür. Kuşakların yetişmesinde en önemli rolü üstlenen kadınlarımıza, topluma verdikleri katkılar, bilgili ve kültürel değerlerine bağlı, ahlaklı bireyleri yetiştirmek için gösterdikleri özveri nedeniyle minnet ve şükranlarımızı sunar, tüm kadınlarımızın “8 Mart Dünya Kadınlar Gününü” kutlarım.”

AK PARTİ DENİZLİ MİLLETVEKİLİ ŞAHİN TİN
“Kadınlarımız her dönem toplumun temel değeri ve itici gücü olmuştur. Onların mücadele azmi ve kararlılığının yanı sıra sergiledikleri fedakârlık bizleri geleceğe taşıyan en önemli unsurlardan birisini teşkil etmiştir. Bugün Anadolu’yu Anadolu yapan, bizlere istiklal ruhunu zaferle taçlandıran kadınlarımızdır. Memleketimize, bayrağımıza, devletimize ve toprağımıza ektikleri bereket filizleri her geçen gün büyüyerek bağımsızlığımıza olan sevdamızı güçlü kılmaktadır. Ana gibi yar olmayacağını bilen bir toplum olarak kadınlarımıza karşı üzerimize düşen her vazifeyi yerine getirmenin gayretinde olmak zorundayız. Kadınlarımızı dış görünüşleriyle yargılayanlar, onları aşağılayanlar ve onlara şiddet uygulayanlar tarih önünde ve insanlık huzurunda hiçbir zaman hesap veremeyecekler. Kadınların meselelerine kulak tıkamak sorunları çözmeyecektir. Onların yaşadıkları sendromları ve sıkıntıları aşmakta tüm insanlığın ortak vazifesidir. Kadınlarımız nasıl ki yaşanan cenklerde cephede savaşan askerlerimize yokluk içinde mühimmat taşıyarak ordularımızı zafere taşıdıysa bugünde yine özgüveni yüksek, cesur kadınlarımızın ekonomiden siyasete her alanda sayılarının artması ülkemizi başarıdan başarıya taşıyacaktır. Anadolu’da müstesna yeri olan kadınlarımızı kimsenin ötekileştirmesine müsaade etmeyeceğiz. Tam aksine bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada onların toplum nezdinde daha da güçlenmesi için her türlü gayreti sergilemeyi sürdüreceğiz.”

CHP DENİZLİ MİLLETVEKİLİ KAZIM ARSLAN
“Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü bu yıl her zamankinden daha kritik bir kavşakta kutluyoruz. Durduğumuz yer, bize dayatılan anayasa paketi, kadınların tüm kazanımlarının tehlikede olduğu bir metindir. Kadın ile erkeğin eşit olmadığını söyleyenler şimdide rejimi değiştirmek, kadın haklarını budamak düşüncesindeler. Türkiye’de eşitsizliğin, eğitime ve istihdama katılma sıkıntısının en ağırını yaşayan kadınlar, tek adamlık düzenine karşı Cumhuriyet kazanımlarını koruyacaktır, buna yürekten inanıyorum. Bu anayasanın 18 maddesi geçerse, kadınlar işyerlerinde, evde, sokakta şiddete ve gelir adaletsizliğine karşı haklarını tarafsız bir yargı önünde arayamayacaktır. Bu anayasa geçerse, kadınla erkeği eşit saymayan bir tek adam idaresinde kadınlar, eşit koşullarda istihdam hakkından yararlanamayacak, erkek şiddetine karşı kararlı bir koruma kalkanından uzak kalacaktır. Biz, laik cumhuriyetle kadınların kazandıkları tüm hakların savunucusuyuz ve savunmaya devam edeceğiz. Erkeklerle eşit koşullarda çalışma, devlet hayatında ve iş dünyasında yükselme olanakları elinden alınmayan, taciz ve tecavüzü siyasetçiler eliyle mazur gösterilmeyen bir düzen ancak ve ancak güçlü bir Meclis’le oluşacaktır. Kadınların hak ve taleplerinin hesabını sormak için daha güçlü bir Meclis’e ihtiyacımız var. Kadınların seslerinin Meclis’te daha gür bir sesle yankılanması için, Türk Kadınının çağımızda dünyayla daha fazla bütünleşmesi için, kız çocuklarımızın eğitim ve sağlık haklarının takipçisi olmak için bu anayasada öncelikle kadınlar “HAYIR” diyecektir. Bu çerçevede tüm emekçi kadınların gününü candan kutluyor, Türk Kadınının haklarını “HAYIR”la haykıracağı bir süreç diliyorum.”

CHP DENİZLİ MİLLETVEKİLİ MELİKE BASMACI
“Kadın emek istismarının hat safyata ulaştığı günümüzde bizler hak alınması noktasında kadınlar olarak mecliste üzerimize düşeni yapma gayreti içindeyiz. Kadın toplumumuzun en kutsal değerlerinden biridir. Kadın, emeğinin karşılığını tam olarak alamıyor. İş hayatından tutun da tarlada çalışan kadınımıza varana kadar toplumun içinde görmezden gelinen kadınımız, dün olduğu gibi bu gün de hak ettiği değeri alamamaktadır. Kadının elinin değmediği yer yok denecek kadar azdır. Ancak her ne hikmetse devamlı ötelenen ve görmezden gelinen yine kadınlarımız olmaktadır. Kadın emek istismarının hat safhaya ulaştığı günümüzde bizler hak alınması noktasında kadınlar olarak mecliste üzerimize düşeni yapma gayreti içindeyiz. Gelecek kadınlarımızın omuzlarında şekillenecektir. Kadınlarımıza yetki verildiği takdirde neleri başarabileceklerinin örnekleri çoktur. Siyaset, iş ve özel hayatta kadınlara güvenilmeli, onların da birer birey oldukları göz ardı edilmemelidir. Emeğin istismar edilmediği bir dünya uzak değil. Yeter ki inanalım.” dedi.

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OSMAN ZOLAN
“Toplumu yetiştiren, eğiten ve hayat boyunca gerek anne olarak, gerekse eş olarak büyük fedakarlıklar gösteren kadınların hak ettikleri saygıyı yaşamın her alanında görmesi gerekiyor. Uygar bir ülke olmanın öncelikli unsuru kadınlara ve kadın haklarına değer vermek, onların huzur ve güven ortamında yaşamasını sağlamaktır. Siyasal yaşamda ve iş yaşamında ise aktif rol oynaması gereken kadınlarımızın kendilerinde hiç bir zaman eksiklik görmemesi tam aksine toplumda daha fazla söz sahibi olması gerekmektedir. Çünkü kadıların gücü ve yaşam şartları, toplumların uygarlık karnesidir. Bugüne kadar kadınlarımızın iş dünyasındaki adımlarını hızlandıran Mikrokredi Ofisimiz, onlar için düzenlediğimiz ücretsiz spor, kültür ve sanat kurslarımız, Kadın Meclisimiz ve daha birçok faaliyetimizle Denizlili hanım kardeşlerimizin yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Büyükşehir Belediyesi olarak ‘kadınlar mutlu olursa toplum da mutlu olur’ düşüncesi ile hanım kardeşlerimize karşı pozitif ayrımcılık yapmaya devam edeceğiz. Kadına şiddet insanlığa ihanettir. 8 Mart, kadınlarımızın haksızlığa, eşitsizliğe, şiddete karşı koyma ve eşit haklara sahip olma mücadelesinin simgesidir. Bu vesile ile doğumdan ölüme kadar bizleri varlıklarıyla onurlandıran, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren ve yüreklerindeki sevgiyi karşılıksız veren tüm fedakar kadınlarımızın, annelerimizin ve attığım her adımda bana güç veren, ilgisini ve desteğini eksik etmeyen eşim ve kızlarımın Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.”

PAÜ REKTÖRÜ PROĞ. DR. HÜSEYİN BAĞ
“Dünya Kadınlar Günü, ülkemiz için de kadın haklarının kazanılması ve iyileştirilmesine nereden başlandığının ve bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanması açısından çok özel bir gündür. Ülkemizin kuruluşu, gelişmesi ve çağdaşlaşmasına büyük katkılarda bulunan Türk kadını özellikle Milli Mücadele döneminde sergilediği özverili, fedakâr ve vatansever tutumuyla destanlaşmıştır. Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren ülkenin her alanda gelişmesi ve çağdaşlaşmasına çok önemli katkılarda bulunarak önemli bir misyon üstlenen kadınlarımız, bugün bu görevlerini ülkemizin daha da gelişmesi, refah ve mutluluğu için sürdürmeye devam etmektedirler ve yetiştirdikleri nesillerle de ülkemiz geleceğinin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynamaktadırlar. Bu vesile ile anne, eş ve kardeş gibi birçok rolü bünyesinde barındıran kadınlarımızın; her geçen gün daha eğitimli, sorgulayan, üretime ve yönetime aktif bir şekilde katılan bireyler olmaları temenni ederim. Ülkemizin bekası, milletimizin istikbali için şehit olan tüm kadınlarımızı şükranla anarak, başta Pamukkale Üniversitesi’nin çok değerli kadın çalışanlarının ve öğrencilerinin, ayrıca dünya üzerindeki tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü içtenlikle kutlar, hak ve hürriyetleri ile yaşam koşullarının daha da iyileştirilmesi dileklerimi sunarım.”

AK PARTİ İL BAŞKANI NECİP FİLİZ
“Kadınlarımızın evde, iş yerinde, sosyal hayatta şiddete maruz bırakılmasını ruhen, vicdanen ahlaken asla kabul edemeyiz. Şiddetin her türlüsü cehaletle eş anlamlıdır, cehaletin ise evlerde, kurumlarda, Türkiye’de yeri yoktur.
AK Parti Hükümetimiz, kadınların, kız çocuklarının hayatlarını kolaylaştırmak, onların sosyal hayata katılmalarını sağlamak için yasal anlamda her adımı atmaktadır ve atmaya da devam edecektir. Hükümetimiz her türlü eşitsizliği, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti, töre cinayetlerini tamamen ülke gündeminden çıkarmak için yoğun çalışmalar yapıyor. Kadın sorunları noktasında içi boş nutuklarla vakit geçirmek ve kadın sorunlarını yılda bir hatırlayıp, 364 gün unutanlardan olmamak adına sorunların üzerine samimiyetle ve kararlılıkla gidiyor. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi kadınların maruz kaldığı şiddet halen önemli bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bu durumu kabullenmek mümkün değildir. Yaşamımızın doğumdan ölüme her anında varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren Kadınların toplumsal yaşamda hak ettiği saygınlığa ulaşması, kadına yönelik şiddetin, kadın emeği istismarının son bulduğu bir dünya dileklerimle, fedakar kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.”

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ MHP GRUP BAŞKAN VEKİLİ YUSUF GARİP
“Türk aile yapısının çekirdeğini oluşturan kadınlarımız, toplumsal yapımızın da en önemli harcıdır. Asırlar boyu çocuklarının hem annesi, hem öğretmeni olan nezaket timsali kadınlarımız yeri geldiğinde kilolarca yükü omuzlamış, tarlalarda çalışmış, lazım geldiğinde ise bütün ailenin yükü omuzlarına yüklenmiştir. Tarihin çeşitli evrelerindeki çetin mücadeleler sonucu kadınların haklarını kazanması 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ve kadınlara duyulan saygıyı daha da artırmaktadır. Bunların yanı sıra, kadınlarımızın milli mücadelemizde işgalci güçlerin kurşunlarına karşı tüm vefakarlığı ve fedakarlığı ile birer “Nene Hatun” olarak savaşmasının, toplumsal hayata katkılarının da altı çizilmesi gerekmektedir. Son 10 yılda kadına şiddetin son derece arttığı ve kadınların iş hayatlarında karşılaştıkları zorluklar göz önüne alındığında, yüce dinimiz “Cennet, anaların ayaklarının altındadır” diye buyururken herhangi bir kuvvetin kadınlarımızın onurunu ayaklar altına almasına kesinlikle izin verilmemelidir. Zira, Mustafa Kemal Atatürk de “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” sözleriyle kadınlarımıza gereken değerin verilmesi gerektiğini gayet net bir şekilde ifade etmiştir.”

DENİZLİ SANAYİ ODASI BAŞKANI MÜJDAT KEÇECİ
“Bir toplumda kadına gösterilen saygı, verilen değer, hak ve sorumluluklar, o toplumun çağdaşlık ve gelişmişlik düzeyini belirlemektedir. Cinsiyet ayrımcılığı her zaman geri kalmışlığın, yoksulluğun, şiddetin ve birçok sosyal sorunun temeli olarak karşımıza çıkacaktır. Her 8 Mart’ta kadınlarımızın haklarına, çalışma koşullarına, anneliğine, kadınlığına bir kez daha dikkat çekiyor, her 8 Mart’ta yine eşitlik, yine adalet, yine kadına saygı diye sesimizi yükseltiyoruz. Ama yaralarımız kanamaya ve gittikçe derinleşmeye devam ediyor. Ne acıdır ki ülkemiz neredeyse her güne yeni bir kadın cinayeti, kadın istismarı haberi ile uyanıyor ve kadına şiddet gittikçe çoğalıyor. Bunun için çok üzgünüz. Ekonomik ve sosyal kalkınmada kadınların rolü çok büyük. Kadınlarımıza ne kadar değer verirsek onlara iş piyasasında ne kadar yer verirsek, modern medeniyetler seviyesine o kadar yaklaşmış olacağız. Kadın istihdamının en yoğun olduğu illerden biri olduğu için Denizli’deki kadınlarımızla ve işverenlerimizle gurur duyuyoruz. Toplumsal, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda kadınlarımız, kendi yerlerini, kendi çabalarıyla çalışarak ve hak ederek kazanıyor. Böylelikle iş dünyasından sivil toplum örgütlerine kadar her yerde söz sahibi oluyor. Onların, hayatın bütün alanlarına etkin bir şekilde katılmasını sağlayacak şartları hazırlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu vesileyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tüm içtenliğimle kutluyor, kendilerini sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”

EĞİTİM-İŞ BASIN YAYIN SEKRETERİ PERAL KURT
8 Mart 1857 yılında New York’ta tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın düşük ücretlerine, uzun çalışma saatlerine ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Greve müdahale edilmesi sonucu 129 kadın işçi yanarak öldü. Ancak aradan geçen 160 yıla rağmen Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir kez daha ayrımcılık ve şiddete karşı eşitlik mücadelesindeki kadınların seslerini duyurma çabalarının gölgesinde kalmaktadır. Ülkemizde, kadına yönelik şiddet, kadın emeği sömürüsü, kadın bedeni sömürüsü, kadın yoksulluğu, kadın işsizliği, çocuk gelinler ve okula gönderilmeyen kız çocukları, tacizciyi, tecavüzcüyü, saldırganı koruyup kollayan hukuk sistemi, genel anlamda da AKP iktidarının kadını yok sayan gerici politikaları kadının özgürleşmesi önünde en büyük engeller olarak durmaktadır. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri her geçen gün artarak yükselmektedir. Kadın cinayetleri katliam boyutuna ulaşmışken, devlet çıkardığı onca yasaya rağmen kadınların can güvenliğini sağlamada yetersiz kalmaktadır. Araştırmalara göre, Türkiye’de 2010-2015 yılları arasını kapsayan dönemde en az 1675 kadın öldürüldü. Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre ise, erkekler 2016’da en az 261 kadın ve kız çocuğu öldürdü. 2016’da öldürülen her dört kadından biri ayrılmak/boşanmak istediği ya da barışma/birliktelik teklifini reddettiği için öldürüldü. En az 417 kız çocuğu cinsel istismara uğradı, 119 tecavüz, 75 taciz vakası meydana geldi. Tablo bu kadar ağırken erkek katiller ve tecavüzcülerin kravat taktıkları için “iyi hal indirimleri” aldıklarına, “tahrik indirimi”nden yararlanarak cezasız kaldıklarına, tecavüz davalarında ise kadınların “rıza”larının arandığına tanık olmaktayız. Biz, inanıyoruz ki kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez! Barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi insani değerlerin yok sayıldığı bir dünyada kadınlara yer olmadığının farkındayız ve bu nedenle şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünya için mücadeleyi sürdüreceğiz!”

DEGİAD BAŞKANI MELEK SÖZKESEN
“Bir sivil toplum kuruluşunun kadın başkanı olarak, empatiyle hazırladığım bir 8 Mart yazısı ile bütün kadınları selamlıyorum. Avrupa ülkelerinden daha evvel seçme ve seçilme hakkı bağışlanan, bağrından Halide Edip Adıvar gibi idealist, Şerife Bacı gibi cesaretli, Latife Hanım gibi reformist, Sabiha Gökçen gibi rol model, Afife Jale gibi tiyatro aşığı, Leyla Gencer gibi bir soprano, Muazzez İlmiye Çığ gibi tarihçi ve daha nice başarı abidesi kadını çıkaran TÜRK TOPLUMU, 2017 Türkiyesi’nin KADIN KARNESİ’ndeki zayıflardan dolayı hepten sorumlu. Vebal erkekler kadar kadınların da omuzlarında. TÜİK anketleri, ülkemizde kadın nüfusun, neredeyse erkek nüfusuna eşit olduğunu gösteriyor. Fakat ne yazık ki hayatı eşit paylaşmıyoruz. Cinsiyet eşitliği diye bir şeyden yetkililerin haberi var mı acaba? Dünya Ekonomik Forumu (WEF) “Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu”na göre Türkiye’nin 145 ülke arasında cinsiyet eşitliğinde 130. sırada olduğunu yazdı. Buna da Türkiye’nin iyiliğini istemeyen dış güç karalaması mı diyeceğiz? Ne diyeceğiz? Eğitimde de geriden geliyoruz. TÜİK verileri gösterdi ki, okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazla. TÜİK kadın istihdamında da sınıfta kaldığımızı yüzümüze vurdu. 2015 yılında istihdamda erkek oranı yüzde 65 iken, kadın oranı yüzde 46 da kalmış. Yani erkek-kadın nüfusu eşit, fakat kadının üretime katkısı erkek ile eşit değil. Bu durum, kadın sorunu olmanın ötesinde bir memleket sorunudur. Tüketimin her iki cins tarafından finanse edilmesi zorunludur. TÜİK verileri öyle gösteriyor ki, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katılmaktalar. O halde kadın eğitimine odaklanılmalıdır, açıklar kapatılmalıdır. Eğitim seviyesi ile doğru orantıda yükselecek olan işgücüne katılım seviyesine, bu seviyeyle doğru orantılı yükselecek olan özgüven ibresine, özgüveni yüksek kadınların yetiştireceği vizyonel gençliğe, bu gençliğin ellerinde, beyinlerinde sınıf atlayacak olan memlekete yetişmeliyiz.”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı