DEGİAD Başkanı Çaputçu’dan veda manifestosu

Çaputçu, büyük bir onur ve sorumlulukla yürüttüğü DEGİAD Başkanlığından kanser tedavisi nedeniyle uzun bir süre Denizli dışında olacağı için ayrıldığını ifade eden Çaputçu, “Bir süre doğup büyüdüğüm, bir ferdi olmaktan kıvanç duyduğum Denizli’den ve Denizlili hemşerilerimden ayrı kalacak olmanın üzüntüsünü yaşamaktayım” dedi.

“YAŞANANLAR VİCDANLARI YARALIYOR”
“Son zamanlarda Türkiye’nin yaşadığı süreç, sağduyu sahibi vatansever tüm yurttaşlarımızı olduğu gibi beni de derin endişeler içerisine sürüklemekte, vicdanları yaralamaktadır” diyen DEGİAD Başkanı Sadık Emre Çaputçu, şöyle devam etti:
“Türkiye son 10 yıldır ekonomik anlamda şüphesiz çok önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu anlamda ülkemizin uluslararası arenadaki itibarı hepimizin malumudur. Ancak şu açık ki ekonomide emin adımlarla yukarıya doğru ilerleyen, hedef koyan, güven veren bu ülke, aynı karalılığı demokratikleşme, insan hakları ve bireysel hürriyetler konusunda ortaya koyamamaktadır. Böyle bir ortamda aktif bir siyaset,tüm bilinçli ve demokratik vatandaşlarımızın ilgi alanı içinde girmelidir. Ne yazık ki, sağlık sorunlarım nedeniyle 30 Mart seçimleri sürecinde AK Parti’den aktif siyaset içene giren MÜSİAD ve TÜMSİAD başkanı mevkidaşlarımın aksine bu düşüncemi gerçekleştiremiyorum. Bu nedenle bir veda niteliği taşıyan bu son açıklamamda, hemşerilerime 30 Mart seçimleri için bir çağrıda bulunmayı önemli bir yurttaşlık görevi ve sorumluluğu olarak görüyorum.”

“DEMOKRASİYE KAN BULAŞMIŞTIR”
AK Parti Hükümeti’nin antidemokratik bulunan uygulamalarına yönelik tepkilerin alanlara taştığını, insan hak ve hürriyetleri konusunda yaşanan bu kaotik süreçte ülke demokrasisine kan bulaştığını söyleyen Çaputçu, hiçbir nedeninin gencecik insanların ölmesi veya öldürülmesini haklı kılmayacağını söyledi.

Gezi protestoları sırasında yaşamını yitirilen ve yaralanan gençleri hatırlatan Çaputçu, “Henüz içinde bulunduğumuz Mart ayında bile, bir çocuğumuzu, bir gencimizi ve polisimizi kaybettik. Böyle süreçler gözümüzün önünde cereyan ederken de Sayın Başbakan’ın sürekli dilinden düşürmediği ‘Artık analar ağlamıyor’ sözü geçersiz kalmaktadır. Yaşanan tüm bu olumsuzlukların temelinde, hükümetin demokratik olmayan insan temel hak ve özgürlükleri konusunda çağa yakışmayan tavrının yattığı aşikardır. Artık, şu gerçek açık seçik ortadadır. Türkiye Nüfusunun ciddi bir ekseriyeti, daha fazla özgürlük ve gerçek demokrasi istiyor” diye konuştu.

“ALANLARDA DEĞİL SANDIKTA BİRLEŞİN”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli olarak dile getirdiği “ Hak arama ve hesap sormanın tek meşru zemini sandıktır” sözünün hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını kaydedenÇaputçu, “Başbakan’ın bu sözü her ne kadar hukuk devleti ile bağdaşmasa da, bu çağrıya kulak veriyorum. Özgürlüklerinizin kısıtlandığını düşünüyorsanız, hükümete ve iktidara karşı güven problemi yaşıyorsanız, çocuklarınız için gelecek kaygısı duyuyorsanız, gün geçtikçe kötüye giden mevcut kutuplaşmadan ve gerilimden bıktıysanız ve bu ülkede benim de söz hakkım var diyorsanız, alanlarda değil sandıkta birleşin diyorum” ifadesini kullandı.

HANGİ PARTİYE OY VERECEK?
Mahallesi seçimlerin iktidarı değiştirilemeyeceğini, ancak mahallenin, ilçenin, şehrin ve dolayısıyla bu ülkenin kaderini değiştirilebileceğini de vurgu yapan Çaputçu, şöyle konuştu:
“Büyük bir aklıselimle, ön yargılarımızdan arınıp, sesinizi, mesajınızı bizi yöneten iradeye yansıtmak için ilçenizde ve şehrinizde kazanmaya en yakın muhalefet partisi çatısı altında buluşun. 12 yıla yakın bir süredir ülkeyi yöneten bu süreçlerde oldukça yıpranan, toplumsal barışın ve huzurun ciddi anlamda tehdit altında olduğu bir döneme de girmemize neden olan mevcut iktidardansa, muhalefete şans verilmeli, kentimizin yönetimleri yeni kanlar, yeni dinamikler tarafından devralınmalı ve ülke gerginliklerden arınmalıdır. Bu çağrıyı yapan biri olarak,iktidara sesimi duyurabilmek için yapılan kamuoyu araştırmalarını ve son 10 yıllık seçim sonuçlarını da göz önüne alıp, seçimlerde Denizli’de desteğimi önde olan ana muhalefet partisine vereceğimi ifade etmek istiyorum.”

“BU MARJİNALLİK DEĞİL”
Sivil toplum örgütlerinin siyasetin içerisinde yer alması ve politik açıklamalarda bulunmasının bir marjinallik olmadığını da belirtenÇaputçu, “Bu ifadeler, DEGİAD gibi bir sivil toplum kurumunun, benim söylemlerimle politize edildiği yönünde, farklı siyasi görüşlerdeki üyelere sahip olan böylesi bir derneğin duruşunu yansıtmayacağı yönünde eleştiriler alabilir. Ancak, Özellikle Sayın Başbakan’ın ifade ettiği gibi bu ülkede çözüm siyasettir. Ve şüphesiz ki hukuka bağlı demokrat siyasettir. Siyasetçi olmasam bile siyasi düşüncelerimi özgürce ifade etmekten bugüne kadar hiç kaçınmadım. Kaldı ki gerek Denizli’de gerekse ülke çapında pek çok STK, meslek odası, üniversite, sendika gibi kurumlar açıktan siyasete taraf olurken, bu taraftarlığın iktidar destekçisi görüntüsünde olmasının kimseleri rahatsız etmemesini, lakin muhalif duruşlara da frenleme, baskı ve tepki yağmasını anlamakta güçlük çekiyorum ve bunu çifte standart olarak görüyorum” dedi.

Çaputçu’nun istifasının ardından yarın toplanması beklenen DEGİAD Yönetim Kurulu, yeni başkanını seçecek.