Gazeteci Işık Kansu: Nisan’da nur topu gibi bir halife olabilir

Eğitim-İş Denizli Şubesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği, Uğur Mumcu’nun 24. ölüm yıldönümü nedeniyle “Uğur Mumcu’dan Bugüne” isimli konferans düzenledi.

Konuşmacı olarak Gazeteci Işık Kansu’nun katıldığı konferansı, CHP Meclis Üyesi Gülizar Biçer Karaca, Baro Başkanı Müjdat İlhan, Atatürk Düşünce Derneği Denizli Şube Başkanı Nihat Çetin, Eğitim İş Denizli Şubesi Başkanı Kadem Özbay, sendika ve dernek üyeleri izledi.

“MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Konferansın açış konuşmasını yapan Atatürk Düşünce Derneği Denizli Şube Başkanı Nihat Çetin, “Bir toplumun adalet ve demokratik bilgiyle beslenirse bilinçli, cesaretli bir kök salar. Dayatmalara, haksızlığa direnen yurttaşlar ile kök salar. Uğur Mumcu gibi aydın gazeteciler olmadığı sürece ise aydınlanmamız mümkün değildir. Mücadelemizi ülkemizin üzerine düşen kara bulutların dağıtılmasında sürdüreceğiz” dedi.

Eğitim-İş Denizli Şubesi Başkanı Kadem Özbay ise yaşanan süreçte toplumun susmaması gerektiğini belirterek, “Aydınsan, sanatçıysan bu ülkenin ekmeğini yediysen, her neysen bu dönemde susmaya hakkın yok. Eğitim sistemini öyle bir hale getirdiler ki, ‘Atatürk ise eksiltiriz, bilim, sanat, spor ise azaltırız, dindar ve kindar nesil için artırırız’ diyorlar. Biz buna da hayır diyeceğiz” diye konuştu.

Uğur Mumcu’nun 40 yıl öncesinden kaleme aldığı kitaplarından bugünü gördüğünü ifade eden Gazeteci Yazar Işık Kansu ise, konuşmasında Suudi Arabistan kökenli şeriatçı örgütün yasalarını ve Ensar Vakfı’nı konu aldı.

“MOTORU GÜÇLENDİRDİK, MOTORU HAFİFLETTİK”
Ensar Vakfı’nın amacı ile Ömer Dinç’in geçmiş zamanlarındaki makalesini karşılaştıran Gazeteci Kansu, Ensar Vakfı’nın amacının herkesin kendi dini ve felsefi inançlarına göre eğitim ve öğretim görmesini ön gördüğünü söyledi. Kansu, “Laik ve bilimsel eğitim bir yana kurulacak ve herkes kendi dini felsefi inançlarına göre eğitim öğretim görecek. Enser Vakfı kurucusu Ömer Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı’na atanır atanmaz ilk yaptığı iş bakanlığın görevi tanımındaki Atatürk İlki ve İnkilaplarına bağlı demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen vatandaş yetiştirme hedefini eğitimden çıkardı. Ardından 4+4+4 medrese yasası öne sürüldü. Ömer Dinçer, bunları yaparken bir basın toplantısı düzenledi ve yaptıklarını şöyle özetledi. ‘Motoru güçlendirdik, motoru hafiflettik.’ Motor burada din eğitimi, kaporta ise Cumhuriyet. Aslında Dinçer’in gerçekleştirdikleri son zamanlarda çocuk istismarlığın odağı haline gelmiş Ensar Vakfı’nın amacı olan herkesin dini ve felsefi inançlarına göre eğitim ve öğretim yapmak hakkına destek olma ilkesini gerçekleştirmiştir” dedi.

16 sene içinde bilginin nasıl İslamlaştırıldığını anlatan Kansu, “2012 ve 2013 yılında 1099 olan İmam Hatip Ortaokul sayısı 2015’te 1597’ye, geçen yıl ise 1961’e, 708 olan İmam Hatip Lisesi 2015’te 1017’ye, geçen yıl 1149’a çıktı. İmam Hatip Lisesi öğrencisi 677 bin 205, İmam Hatip Ortaokul öğrencisi 524 bin 95 oldu. 2015 yılına göre geçen yıl İmam Hatip Lisesi sayısı yaklaşık 932 binden 1 milyon 200 bin 500’e yükseldi. Bu sayı AKP’nin iktidara geldiği 2002’de yalnızca 71 bin 100’dü” dedi.

RESİM, MÜZİK GİBİ DERSLERİN HAFTALIK DERS SAATLERİ OSMANLI DÖNEMİNİNDE GERİSİNE DÖNDÜRÜLDÜ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın liselerdeki tarih programını dinselleştirdiğini ifade eden Kansun, “Tekke ve Medreseler kabul edildi. Eğitim öğretim programında evrim kaldırıldı. Resim, müzik gibi derslerin haftalık ders saatleri Osmanlı döneminde gerisine döndürüldü. Eğitim öğretim programlarının genel amaçları içerisinde yer alan ulusal birliğimizin simgesi olan ulusal bayramlar ya yasaklandı ya da içeriği boşaltılarak başka günlerle perdelendi. Öğrenci andı ve Atatürk köşeleri kaldırıldı. Her okulda öğretmenden çok mescit açma zorunluluğu getirildi. Anaokulları ve Anadolu liselerinde başörtüsü serbest bırakıldı” dedi.

Abdurrahman Dilipak’ın 1 Kasım seçimlerinden önce Kanada’da yaptığı konuşmayı hatırlatan Kansun, “Başkanlık sistemi seçilirse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halife olacak. Dünyadaki tüm Müslüman devletlere bir müşavir atayacak. Saraydaki 1150 odada bu müşavirlere ayrılacak” dediğini söyledi.

Kansun, “1976 yılındaki rabıta kanunun çoğu gerçekleşiyor. Nisan ayındaki referandamda da nur topu gibi bir halifemiz olabilir” dedi.