REKLAMI GEÇ

Bir ucu Denizli’ye dokunan dram dolu bir aşk hikayesi

Bir ucu Denizli’ye dokunan dram dolu bir aşk hikayesi

Denizli doğumlu, hüzünlü şarkıların büyük bestekarı Selahattin Pınar ile ilk Türk ve Müslüman tiyatro oyuncusu Afife Jale’nin aşkı, yüzyılın aşklarından biri olarak gösteriliyor. Baskılar, uyuşturucu ve şöhret üçgenindeki bu büyük aşkın sonu ne yazık ki mutlu bitmedi…

Sema Kayılı / DENİZLİHABER / 12 Nisan 2024 Cuma, 16:03

ÇAL’DA DOĞDU, İSTANBUL’DA BÜYÜDÜ
Selahattin Pınar 22 Ocak 1902’de herkes tarafından çok bilinmese de Denizli Çal’da dünyaya geldi. Birçok kaynakta doğum yeri İstanbul olarak görülse de Selahattin Pınar, ilkokulu Çal’da okudu, babası Sadık Efendi 1912’de mebus (milletvekili) seçilince Altunizade’ye taşındılar.

BENİM OĞLUM ÇALGICI OLACAK SÖZÜYLE EVİ TERK ETTİ
Selahattin Pınar 12 yaşındayken annesinin hediye aldığı ud ile musikiye ilk adımını attı. Ancak önünde sanatı için bir engel vardı, milletvekili olan babası oğlunun bir hukukçu olmasını istiyordu. Babasının sanatkarları aşağılayan cümleleri Selahattin Pınar’ın çok canını sıkıyordu. Bir gün eve elen misafirlerin önünde babasının “ Benim oğlum çalgıcı olacak” lafı üstüne Selahattin Pınar evi terk etti ve bir daha dönmedi. Ailesi ise milletvekilliği görevinin bitmesiyle 1918’de Çal’a geri taşındı.

KENDİNİ MÜZİĞE ADADI
Artık hayatının geri kalanını tamamen müziğe adayan Selahattin Pınar, besteler de yapmaya ve kendisiyle özdeşleşen tamburu da çalmaya başladı. Yaklaşık 50 eseri olan ve günümüze kadar gelen bestelerinde en çok İstanbul’u ve zarifliğini anlatır. Pınar ‘Bir bahar akşamı’ şarkısını da büyük aşkı Afife Jale için yazdı.

AFİFE: İLK TÜRK VE MÜSLÜMAN TİYATRO SANATÇISI
Afife Jale… Selahattin Pınar’ın biricik aşkı, kendisiyle aynı yıl İstanbul Kadıköy’de dünyaya gözlerini açtı. İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde okuyan Afife Jale’nin en büyük hayali tiyatrocu olmaktı. Ailesi istememesine rağmen, Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu dönemde, dönemin Şehir Tiyatroları sınavlarına girdi ve kazandı. İlk Türk ve Müslüman kadın tiyatrocu unvanını alan Afife’yi artık çok zorlu bir yaşam bekliyordu.

ATATÜRK SAYESİNDE TEKRAR SAHNEDE
Polis baskınında yakalanan Afife Jale, ‘dinini ve milliyetini unutan kadın damgası’ yiyince hem ailesinden hem de işinden tamamen koparıldı. Yaşadıklarının etkisini azaltmak için morfin bağımlısı olan Afife Jale, 1923’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınların sahneye çıkma yasağını kaldırması üzerine yeniden sahnelere döndü, turnelere çıkmaya başladı.

BİR BAHAR AKŞAMI
Bağımlılığı yüzünden zor günler geçiren Afife Jale’nin karşısına tıpkı kendisi gibi hayalleri uğruna her şeyi yapan biri çıktı: Selahattin Pınar… İkili ilk kez, bir bahar günü Hafız Burhan konserinde karşılaştı. ‘Bir bahar akşamı rastladım size/sevinçli bir telaş içindeydiniz’ diye başlayan ve mühür gibi bugüne kadar gelen büyük eser o gün Selahattin Pınar’ın dilinden döküldü.

HER ŞEY ÇOK GÜZELDİ AMA…
Konserde başlayan aşkları evlilikle taçlandı. Evliliğin başlarında sevgiye aç olan ikili çok güzel günler geçirdi. Selahattin Pınar, Afife Jale için güzel şarkılar yazdı besteledi, Afife Jale de bunları tekrar aşık olarak dinledi. Ancak bağımlılık Afife’nin yakasını bırakmadı. Afife Jale artık sık sık odasına çekilmeye başladı. Bu durum genç müzisyeni şüphelendirdi. Bir gün yine odaya çekildiği zaman karısını delikten izledi ve o korkunç manzarayla karşılaştı. Artık Afife Jale’nin bir uyuşturucu bağımlısını olduğunu biliyordu.

SENİ DE MAHVEDECEĞİM, BIRAK GİDEYİM
Selahattin Pınar düşünülenin aksine büyük tepkiler göstermedi. Afife Jale’yi anlamaya çalıştı, onu bu bataktan kurtarmaya çalıştı ama hiçbir sonuç alamadı. Selahattin Pınar karısını bataktan kurtarmak için her yolu denedi ama başarılı olamadı. Bir süre sonra karısını kurtarmaya çalışırken kendisini de uyuşturucu batağının içinde buldu. Afife Jale kocasının kendisi gibi bağımlı olmasını istemedi. Afife Jale en sonunda ‘Terk et beni, yoksa sen de mahvolacaksın, bırak beni gideyim’ dedi. Çift, 1935’te boşandı. Temsili olarak boşansalar da aslında ikisi de hala birbirini ilk günkü gibi seviyordu.

KENDİNİ ALKOLE VERDİ
Afife Jale evsiz barksız beş parasız kaldı, parklarda yattı, Selahattin Pınar’ın ona yazdığı şarkıları dinledi kendini harap etti. Selahattin Pınar kendine yeni bir hayat kurdu Seyyare Atıfet Pınar ile evlendi. Evlendiği kadın da hala eski karısını deliler gibi sevdiğini hep bildi. Selahattin Pınar, Afife Jale’nin yanında olduğu gibi şen şakrar olmadı hiçbir zaman. Kendini alkole verdi…

BİRİ HASTANEDE BİRİ LOKANTADA ÖLDÜ
Afife Jale bu sefil hayata daha fazla dayanamadı Balıklı Rum Hastanesi’nde tek başına hayata gözlerini yumdu. İlk Türk ve Müslüman kadın tiyatro sanatçısı olan Afife Jale’nin ölümü hiçbir gazetede yer almadı. Cenazesine sadece birkaç kişi geldi. Afife Jale’nin ölümünü duyan Selahattin Pınar yıkıldı. Büyük aşkının ölümünün ardından ‘Hatıralar’ şarkısını yazdı.
Afife’nin ölüm acısına dayanamayan, Selahattin Pınar 6 Şubat 1960’ta Todori Lokantasında yemek yerken kalp krizi geçirip öldü.

Yorumlar

Hale türksever   -  Bağlantı 30 Haziran 2023, 20:06

Çok güzel duygulu bir aşıkmış çok güzel böyle güzel seven ikikisiyi saygıyla anıyorum

ATALAY ÇETİN   -  Bağlantı 30 Haziran 2023, 14:19

Bu Hüzzam şarkı Selahattin Pınar’ın hayatındaki unutamadığı hatırasının eseridir.

Babası Sadık Bey, radikal bir kişiliğe sahipti. Üstadın Afife Jale ile olan ilişkisini istemiyordu. Bu ilişki yüzünden devamlı tartışıyorlardı. Üstada devamlı olarak bu ilişki bitirmesi yönünde ısrarcı tavır sergiliyordu. Bir gün tartışma sınırına aşıyor birbirlerini kıracak dereceye geliyor.

Üstat, babasına bir saygısızlık yapmasın ve ağzından kötü bir söz çıkmasın diye kalkıp meyhaneye gidiyor. Meyhanede geç vakte kadar içki içen Selahattin Pınar, eve döndüğünde çok hazin manzara ile karşılaşıyor. Babasının cansız bedeni karşısında duruyordu. Suçluluk hissiyle babasına sarılıyor ama çok geçtir.

Daha sonra yakın arkadaşı şair Mustafa Nafiz Irmak’ın yanına gidiyor: “Ben ne yapayım artık, nasıl yapayım, kendimi nasıl affettireyim, nasıl bir şey yapayım? Bana bir şiir yaz, bir güfte yaz. Hiç olmazsa babamın anısına bir şarkı besteliyim” diyor.

Mustafa nafiz Irmak, Üstadın duygularını dile getiren bu hazinli güfteyi yapıyor. Üstat bu güfteyi Hüzzam makamında besteliyor.

Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım
Gittin artık seni ben nerede bulup yalvarayım
Şimdi ben tıpkı şifasız kanayan bir yarayım
Gittin artık seni ben nerde bulup yalvarayım

Bir sevgiliye yazılmış aşk dörtlüsü değil de babanın bu şekilde ölümünü anlatan “Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım” Hüzzam eseri, dillerde aşk şarkısı gibi dolaşıyor.

Hülya Kahveci   -  Bağlantı 30 Haziran 2023, 12:59

Çal Gazi Paşa İlk Mektebinin restorasyon projelerinde değerli sanatçılarımızı ve sanatlarını yaşatmak ve Çal’a katkı için Selahattin Pınar Müzik Atölyesi ve Ressam İbrahim Çallı Resim Atölyesi adlı iki salon yapıldı. Yanmış olan okul yapım aşamasında

akif aşcıoğlu   -  Bağlantı 22 Ocak 2022, 12:08

yayınlanan yazınızı kopyalayıp 6 şubat ta her sene müzisyen olarak sahne aldığım TODORİNİN MEYHANESİ’nde misafirlerime okuyup paylaşmak istedim .
ama kopyalayamıyorum
sizdeki nüshalar,resimleri e-mail yoluyla göndermeniz mümkünmü
Kanuni Akif AŞCIOĞLU

Serdar Keskin   -  Bağlantı 21 Temmuz 2021, 11:01

Bir Bahar akşamı Fuat Edip in kütüphanede karşılaştığı genç kıza yazılmıştır.

aylin müftüler   -  Bağlantı 16 Mart 2020, 11:48

Bu aşkın hatırlatılması güzel olmuş, Can Dündar’ın Yüzyılın Aşkları kitabında da anlatılır.
Ancak Bir bahar akşamı rastladım size şarkısının güftesi Fuat Edip Baksı’nındır ve onun yaşadığı bir olayı anlatır. Afife Jale’ye yazılmamıştır.

mustafa gazalcı   -  Bağlantı 15 Mart 2020, 10:57

Kutlarım.
Gerçekten güzel anlatılmış.
Keşke kitabı yazılsa.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı