REKLAMI GEÇ

Çocuklarımız var demeyip koruyucu aile oldular

Çocuklarımız var demeyip koruyucu aile oldular

Çeşitli nedenlerle anne-babaları tarafından terk edilen ve devlet korumasına alınan çocuklara “koruyucu aile” uygulamasıyla kaybettikleri aile ortamı yeniden sağlamaya çalışılıyor. Çocuklar, koruyucu ailelerin yanına verilerek, orada yeni bir yaşama “merhaba” diyor. Çocukları olmasına rağmen örnek bir karar alan Karademir ve Sicimoğlu aileleri, üç çocuğun bakımını üstlendi.

Büşra Kuru / DENİZLİHABER / 21 Şubat 2016 Pazar, 10:41

“Koruyucu” denildiğinde çocukları yanına alarak, “onun ihtiyaçlarını karşılamak” akla gelen ilk uygulamadır. Ancak tam da öyle değildir. Sevgiden, hayata dair ne varsa paylaşmaya kadar uzanan geniş bir yelpazedir koruyucu ailelik. Çeşitli bahanelerle çoğu kişi koruyucu aile olmaktan çekinir. Kimisi de çocuklar için mücadeleye girer ve karanlık içindeki bir hayatı aydınlatır.

denizli-koruyucu-aileler-ic

Biz de çocukları olmasına rağmen bu uygulamaya katılan iki koruyucu anne ile konuştuk. Hülya Karademir ve Nuray Sicimoğlu, koruyucu aile olurken yaşadıkları korkuları, tedirginlikleri, sonrasında gelen mutluluğu ve umut dolu gözlerle bakan küçük bedenlere uzanan mutluluk ellerinin neleri değiştirdiğini anlattı.

30’LU YAŞLARDA 2 OĞLU VAR
Emekli ve 50 yaşında olan Hülya Karademir 4 yıldan bu yana koruyucu annelik yapıyor. Koruyucu aile olduktan sonra hayatında birçok şeyin değiştiğini söyleyen Karademir, koruyucu aile olduktan sonraki hayatını anlatırken koruyucu çocuğuna “kızım, evladım” diyerek onu ne kadar çok benimsediğini, öz çocuğundan farklı tutmadığını gösteriyor. 20’lu yaşlarda iki oğlu olan HülyaKandemir, bakımını üstlendiği kızın hayatına girmesini şöyle anlatttı:

“Koruyucu aile olmaya kendim karar verdim. Emekli olduktan sonra kendimi bir boşlukta hissettim. Çalışırken her sabah kalkıp bir yere gidiyorsunuz. Dolu dolu 8 saatiniz geçiyor. Birden o 8 saat bitince ne olduğunu şaşırıyorsunuz. O zaman bir arayış içine girdim. Benim babam küçük yaşta vefat etti. Çocuklara karşı ayrı bir ilgim vardı. ‘Onların bu yoksunluklarını neresinden tutabilirim’ diye hep düşünmüşümdür. Ondan sonra evlat edinmeyi düşündük. Bir de kız evlat özlemi var. Tabi iki tane erkek evladım olunca kız çocuklarını da çok seviyorum. Kız çocuk evlat edinmek istedim. Eşimi ikna etmek çok zor oldu. Çünkü eşim de emekli olduktan sonra senelerce yapamadığı hobileriyle ilgilenmek istiyordu. Ben onu ikna ederek Aile ve Sosyal Hizmetler’e başvurdum.

denizli-koruyucu-aileler-1

KORKULARIM VARDI
‘Evlat edinebilmek için çocuk ile aranızda 40 yaş olması lazım’ dediler ben 50 yaşındayım, 10 yaşında bir çocuk alabiliyorum. O yüzden daha küçük çocuk istediğim için bundan vazgeçtim. 10 yaşındaki çocuğun karakteri oturmuştur; yaparım, yapamam diyerek vazgeçtim. Ondan sonra arkadaşlar bana koruyucu aileliği önerdi. Bilmiyoruz koruyucu aileyi, onlar anlattı ‘tamam’ dedim. Çocuğun size gelmesi, velayetinin anne-babasında olması ne tip sorunlar yaratabilir? Bu çocuklar aileye gelecek, biz onları aileden biri gibi kabul edebilecek miyiz? Bu sorulara epey cevap aradık.

Bu Süreçte yurda gidip geliyorum. Bu süre içinde kızım ile tanıştım. Çocuk tabi… Bir sürü travma yaşamış, konuşmuyordu çok fazla. Ben hemen alıştım. Korkular yok mu? Tabi var. Ben çok sevecek miyim? bir de sevemezsem gibi korkular var. Ondan sonra bürokratik işler tamamlandıktan sonra bir arada yaşamaya başladık.

SİZ ONA ELİNİZİ VERİYORSUNUZ O SİZE KOLLARI İLE SARILIYOR
koruyucu aileliği istediğinizde, size en zor şartları, olabilecek en güç şeyleri anlatıyorlar. ‘Siz en zoruna hazırlanın ama onunla da karşılaşmayabilirsiniz’ diyorlar. Siz bir korkuyorsunuz. Çünkü çocuğun altına yapmasından, sinir krizi ve öfke nöbetlerine, biyolojik aileden aldığı genlerden dolayı çocuğun karakterinde değişiklikler olabiliyor. Sizde merhamet ile korku karışık bir hal alıyor. Taa ki çocuğunuzla evde yaşamaya başlayıncaya kadar. Siz ona elinizi veriyorsunuz, o size kollarıı ile sarılıyor. Siz ona sevgili dolu ufacık bakış atıyorsunuz, o size olan sevginizi sözcüklere sığdıramıyor. Bu sevgi git gide anılarınız olamaya başlayınca, günleri ayları paylaştıkça her şey arttıkça artık aranızda sağlam bir bağ oluşuyor. Şu anda kızım ile birlikte 4. senenin içindeyiz. Birçok sorun yaşamadık mı? Yaşadık tabii… Sorunlar var. Çocukların zaman zaman kaybetme psikolojisi var. Zaman zaman sizi sınayacak şeyler yapıyor. Ağlama nöbetine giriyor bazen ‘Ben ne kadar ağlarsam aile buna dayanabilir’ diyor.

BENİM KIZIM BENİM BAKIŞ AÇIMI DEĞİŞTİRDİ
En büyük yardımı Koruyucu Aile Derneği’nden aldım. Koruyucu aile olduktan sonra derneğe gelip gitmeye başladım. Arkadaşlarımın duygu paylaşımında bu olayların bütün çocuklarda yaşandığını olabildiğince çocuklara sevgi dolu yaklaşılması gerektiğini öğretti. Çocuklarımız için dersler aldık. Bu sorunları sadece siz yaşamadığınız için artık korkmuyorsunuz. ‘Çocuk, benim çocuğum’ diye düşünmeye başlıyorsunuz ve bir savaşa girişiyorsunuz. Her savaşta öyle büyük şeyler kazanıyorsunuz ki, yılmıyorsunuz devam ediyorsunuz. Bu arada biz çocuğumuza yardım ederken çocuk da size yardım ediyor.

Benim kızım benim bakış açımı değiştirdi. Çevremi değiştirdi. İçinizde kalmış bazı duyguları kendi çocuğunuzda yaşayamadığınız duyguları yaşatıyor. Çünkü kendi çocuğunuzda vaktiniz kısıtlı sürekli çalışıyorsunuz, tam olarak vakit geçiremiyorsunuz. O eksik kalan taraflarınızı tamamen dolduruyor. Sanki ikinci hayata başlıyorsunuz. Ben 50 yaşındayım ama şuanda 30 yaşındaki insanın enerjisine sahibim. Neden derseniz, çocuğum için o enerjiye ihtiyacım var. O bana her akşam enerji veriyor, ben o enerji ile günümü geçiriyorum. Biz sadece vermiyoruz aldıklarımız da var.

“BU ÇOCUKLAR HEPİMİZİN ÇOCUĞU”
Koruyucu aile demek, devlet bakımındaki çocukların kurumda değil de bir aile sevgi içinde büyümesini sağlamak. Biz bu çocukları sahipleniyoruz ama biyolojik ailesi kaybolsun diye sahiplenmiyoruz. Bizde kaldığı süre içinde nasıl sevgi dolu, hayırlı, vatana vemillete bağlı bilgi dolu bir çocuk olabilmesi için çalışıyoruz. Bizim de sorunlarımız var ama bu herkesin el atması gereken bir durum. Bu çocuklar sadece koruyucu ailenin çocuğu değil, milletin çocukları bu çocuklara ne kadar sahip çıkarsak çocukların sorununu o kadar asgariye indirmiş oluruz. Koruyucu aile hizmetinde amaç, çocuk için karmaşık ve sorunlu olan bir dönemde özenli davranılarak çocuğun bu dönemi örselenmeden geçirmesini ve normal hayatını devam ettirmesini sağlıyoruz,

denizli-koruyucu-aileler-2

SİCİMOĞLU AİLESİ 2 KARDEŞİN KORUYUCU AİLESİ OLDU
Bir biyolojik kızı olan Nuray Sicimoğlu ise 45 yaşında. Kızının bir kardeş istemesi ile bu yola çıktıklarını belirten Sicimoğlu, “Kızım baskı uygulamaya başladı. ‘Ben yalnızım, kardeş istiyorum’ gibi baskılar yapmaya başladı. Sağlık sorunlarım nedeniyle kardeşinin olma şansı yok. ‘Olmayacaksa olanlar var’ dedi. Kızım öyle dedikten sonra koruyucu aile olma fikri devreye girdi.” Diyerek, şunları söyledi:

“Nasıl koruyucu aile olabilirim, neler yapabilirim diye Ayfer hanım ile konuştuk. Bizi yönlendirdi. Kuruma gidip başvuru yaptık. Kız çocuğu istiyorduk. 14 ay bekledik. Bu süre zarfında derneğe geldik, deneyimli arkadaşlardan fikir aldık. Ön bilgi nelerle karşılaşabileceğimiz konusunda bize yardımcı oldular. Sosyal hizmet uzmanı da çok güzel açıklamalar yaptı. Size en ince ayrıntıları ile çemberi geniş tutuyorlar ihtimaller üzerine ve siz her şeyi en kötüsü ile hazır oluyorsunuz. İyi olan ile mücadele etmek kolay.

Yetkililer, iki kardeş olduğunu, onları ayırmak istemediklerini söyledi. Eşim ile konuştuktan sonra ‘Neden olmasın’ dedik ve koruyucu aileliğimiz başladı. İlk olarak kızımı ve oğlumu çağırdılar. Onlara bizim ile birlikte yaşayıp yaşamayacaklarını sordular. Onlar kabul etti. Bana ‘anne’ diyorlardı. Ancak baba figürüne tam alışık olmadıkları için 2 gün sonra eşime baba demeye başladılar ve zamanla babacım, babişko gibi kelimelerde üredi.

“SENİ SEVİYORUM” DEMELERİ BANA GÜÇ VERİYOR
“Çok ilginçtir ki evlatlarınız sizin içinizdeki eksiklikleri çıkartıyor. Bir kız evladım vardı, ancak ben bir de erkek evlat istiyormuşum onu anladım. Çocuklarımızın arasında hiçbir fark yok. Görsel benzerlikleri durumunda söylemediğimiz takdirde kimse bizim koruyucu aile olduğumuzu bilmiyorlar. Özellikle oğlum ile biyolojik kızım ile aralarında fark etmiyor. Çok pes ettiğimiz zaman oldu. Onların bir cümleleri ile ayağa kalktık. Eksi ve artıları teraziye koyduğunuz da artıları yukarı çıkıyor. Ne zaman ‘düştüm’ dediğiniz zaman ‘seni çok seviyorum’ dediklerinde ayağa kalkıyoruz. Size sözcükleri ile enerji veriyorlar.”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı