REKLAMI GEÇ

GUKUK

27 Kasım 2015 Cuma

Hak, hukuk, Adalet Mülkün (devletin) temelidir. Birlikte huzurlu yaşamanın olmazsa olmazı.

Aileden başlayabiliriz aslında. Birlikte yaşayan 2 kişi + çocuklar. Adalet olmazsa huzur olmaz.

İş yaşamındaki beraberliklerde en büyük sıkıntı da adaletsizliklerden doğar.

Bu konuda ne durumdayız diye sormaya gerek varmı ?Dünya iğrenç, ülkemiz kötü durumda.İnşaallah evinizde,işyerinizde hal ahval iyidir,değilse oturup ağlayın.

Cumhuriyetimiz 100 yaşına yaklaşırken hukuk, adalet sistemimiz bir türlü rayına giremedi.Yargımız inanç,düşünce özgürlüğü,demokratik haklar çerçevesinde konularda hiç bağımsız olamadı.

İhtilalcilerin hukuk katliamı. Bunu herkes biliyor. 90’lı yılların derin devlet hukuk dışılığı. 28 Şubat karanları. 2000’li yıllarda rövanşist tutumların çeşitli versiyonları. Korkarım son bir iki yıldır devran değişince “sıra bize geliyor” bir sonraki turu karşı köşede bekleyenlerimiz var.

Nereye kadar dostlar, kavga ve rövanşlardan ne umuyoruz ne? Adeta kan davası bu tutumlar nereye kadar? Mevlana, Yunus kimin atası?

Dün akşam toplumun duyarlılığının yüksek olacağı bir tutuklama kararı verildi. 2 gazeteci TUTUKLANDI.

Değerli okurlar tutuklamanın hukuktaki asıl fonksiyonu yargılamanın sağlıklı yapılması ve yargılama sonrası ceza söz konusu olursa bunun infazıyla ilgili olası engellere önlem. Örneğin kaçacak göçecek kişilerdense tutuklama anlamlı olabilir.

Ülkemizde adalet ilgili can sıkıntılarını azaltmanın en kısa yolu “TUTUKLAMA”ya dair mevzuatın derhal ele alınmasıdır. Hakimlerin takdir hakkının çok aza indirildiği, tutuklama nedenlerinin daha net belirtildiği ve tutuklu kalma sürelerinin çok daha kısaltıldığı bir düzenleme. Sn Ahmet Davutoğlu Hocam hadi bakalım. Görev en çok sizde.

Öyle bir düzenleme olmalı ki Yazar Can Dündar ve arkadaşının tutuklanmasının gereksizliği hukuk kuralları açısından tartışmasız olsun.

Yargılanmaları ayrı bir şey. Haklarında suç iddiaları incelensin, sonunda suçlu bulunurlarsa o zaman cezaevine girsinler. “Hüküm giyip giymeyeceği belli olmaz biz suçlamayı yapalım hiç değilse biraz (ya da çookca ) yatsınlar da akıllansınlar.” anlayışı asla kabul edilemez.

Birde şu “silahlı terör örgütüne üye olmak suçlaması saçmalığı” öylesine garabet ki. Hem gerçek teröristleri gizleyen, hem de terörle ilgili değil ama başka suçları olası olanları kafalarda neredeyse aklayan bir saçma tanımlama.

Örneğin Fettullah Gülen teşkilatı üst çatısının “paralel yapı” olarak suçlanması gerçekle çok uyumlu olduğu halde silahlı terör örgütü kurmak gibi saçma iddialarla konunun sulandırılmış olduğu çok net değil mi?

Dünkü 2 tutuklamada da benzer durum var. Tuhaf iddialarla kafalar karıştırılacağına, gereksiz insiyatifle tutuklanacağına devletin sırlarını ifşa ettiğine ilişkin dava açılır, kamuoyu da, mahkemede konuyu değerlendirir.

Guguk tan çıkıp Hukuk Devleti olmak için yapılacak çok iş var. Öncelikle de yeni Anayasa acil diyeceğim ama korkarım “çok tekrarladın abi” diyeceksiniz.

Şu tutuklama mevzuatına hadi hep beraber hücum edelim. Bir sonuç alırsak var ya bayağı iş çıkarmış olacağız.
Sağlıcakla kalın.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı