REKLAMI GEÇ

MAĞDUR EDEBİYATI

21 Ekim 2016 Cuma

Bu konudan bir kitap bile çıkar. Bir köşe yazısına ne sığdırabiliriz bakalım.

Genç arkadaşlar için kısaca açıklamak gerek. Mağdur, haketmediği zorluk, cezalandırma ya da zararla karşılaşan kişi demektir. Mağduriyet de bu olgunun adı.

Mağdurluk, masum olmakla çok ilgili. Ancak Masum olanın mağduriyetinden söz edilebilir.

Öte yandan masum olmak, “mağdur” olmak ya da tam tersi “hak etmişlik” dereceleri olan bir durum.

Bunu yüzde ile ifade edebiliriz. %0 ile %100 arasında. %100 hak etmiştik varsa mağdurluk 0’dır.

Yüzde yüz masum, her zaman masum olan tek kitle çocuklardır. Onlar gördükleri her olumsuzluk için kelimenin tam anlamıyla mağdurlardır.

Yetişkinlerin mağduriyet iddialarının hepsi tartışmaya açıktır. Tümü derece derecedir.

Mağdurluk, tam zıddı hak etmişliğin derecesi bilgi birikiminiz, yetki seviyenizle de yakından ilgilidir.

Mürekkep yalamış, okumuş yazmış, dünyayı gezmiş görmüş yani bir sürü yanlışı doğruyu ayırt etme aygıt ve imkanlarına sahip olmuş olan ile köyünde kalakalmış insanımın yaşadıkları ortak olaylarda mağduriyet dereceleri farklıdır.

O nedenle Hacce teyzem şöyle deyiverir. “Oğlum hadi ben neyse cahilim, sen o gada şey okudun yazdın gömedin mi olan biteni?”

Yetkili, makam-mevki selahiyet sahibi kişilerin mağduriyet dereceleriyle bizim gibi yönetilenlerinki de farklıdır. Hepimizi ilgilendiren aynı sıkıntılarda mağduriyetimiz aynı değildir.

Bu yüzden halkın mağduriyeti daha açıktır. Ülkeyi yönetenin mağduriyeti daha az, hak etmişliği daha yüksek orandadır.

Şirket battığı zaman patronun mağduriyetinden söz etmek pek kolay olmaz, çalışanın mağduriyeti daha yüksek derecede öne çıkar.

Bir ailede işler yolunda gitmediğinde gerçek mağdur çocuklardır. Çünkü %100 masum olan yalnızca onlardır. Ne erkek, ne kadın tam mağdur sayılmazlar.

Başka mağduriyet ya da hak etmişlik ölçüleri de var.

“Susma, susarsan sıra sana da gelecek”, “Adalet herkese lazım” diye her fırsatta uyarı görevini yapanlar başımıza gelen olaylarda daha mağdurdur. Bunlara kulak tıkayanlar ise kısmen “hak etmiş” hüviyetindedir.

İlkeli, dümdüz yaşamış, adil olmakla ilgili güçlü bir geçmişe sahip bireyler için benzer durumlarda yüzde yüze yakın bir mağduriyetten söz edebiliriz.

“Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” hükmünü bilmez gibi yapıyorsan sana bir tokat geldiğinde “ne kadar” mağdursun?

Güncel mağduriyet muhabbetine değinirsek; 15 Temmuz’u yaşadıktan sonra bile, gülen mi/ağlayan mı ne olduğu belli olmayan Amerikan piyonu hoca müsveddesine hala sırtını dönemeyenlerden olup hele bir de mürekkep yalamışlardan isek “beni meslekten ihraç ettiler” diye bağırdığımızda ne derece mağdur/ne derece hak etmiş durumdayız?

Ev hanımı ilkokulu ancak bitirmiş aynı körlük içindeki Hatice Ablam, Hafız Amcam, Bakkal Hüsamettin Ağabey salt Fetullah sempatizanı olmaktan bazı zorluklarla karşılaşmışsa mağduriyet sızlanması daha farklı.

Bu zavallı hainden söz etmişken, FG’nin 78 milyon mağduru var. Çünkü memleketim çok zarar gördü, tam ne kadar bilmem ama birkaç yıl geri gitti. Kim ne kadar mağdur, kim ne kadar hak etmiş durumda hesabı siz yapın. Bendeniz epey ölçüler vermeye çalıştım.

Büyük resimden söz ederek bitirmeye çalışayım.

Dünyaya yön veren güçler,emperyalistler, her kötülüğün mimarı yeni dünya düzeninin başaktörleri!!! HİÇ masum, HİÇ mağdurdurlar. Her cezayı HEP ten hak etmişlerdir. Adeta şeytan gibi.

Alma mazlumun (mağdurun) ahını çıkar aheste aheste.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı