SN. KILIÇDAROĞLU’NUN YAKLAŞIMLARI

Sn. Kılıçdaroğlu’nu bazen CHP’yi saplanıp kaldığı noktadan çıkarma çabaları içinde gördük. Bazen de siyasette örnek tavırlar içinde.

Ancak son günlerde durum vahim. Milletin iyi bir muhalefet, yeni bir iktidar alternatifi arayışları boş çıkacak görünüyor.

Pek yakışıklı Can Dündar ve arkadaşının davasını değerlendirirken Sn. Kılıçdaroğlu siyaseten kabul edilebilir çıkarcılığın çok ötesine geçti.

Konsolos beylerin mahkeme salonuna doluşmasını normal ve iyi buldu. Özgürlükleri pek güçlü ülkelerin iyi niyetli temsilcileri imiş onlar.

Oysa öyle olmadığını herkes biliyorken bunu nasıl söylersiniz? Gayeleri her fırsatta ülkemizin bir yanından tutup hırpalamak iken.

Daha dün akşam Diyarbakır’da şehit edilen 7 polisimizin azmettiren katilleri bile onlar iken.

Sn. Kılıçdaroğlu emperyalizm karşıtlığını biz önce solda gördük, soldan öğrendik.

Gençliğimde “6. Filo defol” diyemediğim için çok hayıflanırım.

Şimdi yalnızca iktidarı dövmek için sömürüyle poposunu göbeğini büyütmüş emperyalist batıya nasıl prim verirsiniz?

Sn. Kılıçdaroğlu davanın özünü de saptırıyor.

Bir değerlendirme yapıyor. “Asıl soru, doğru haber yazan gazetecilerin o salonda ne işi olduğudur” demekte.

Bizi niye yanlış yöne savuruyorsunuz. Mahkemeye çıkmalarındaki sebep yanlış haber yazmak değil. “Böyle bir konuyu, devlet sırrını yayınlamak”

Gazetecilik söz konusu olunca vatan teferruattır diyebilir miyiz? Yalnızca iktidara vurmak için ülkenin çıkarlarını nasıl göz ardı ediyorsunuz ki?

Denizli’nin Bakanı Sn. Ramazanoğlu’na saldırılarınız da CHP’nin iktidar yürüyüşüne ihanet.

Sn. Bakan’ın sözlerinin önünü ardını kes, gerçek anlamından saptıran bir bölümü kullan, 28 Şubat zihniyetiyle salvoları gönder.

10.000 kadar yasak ev varmış.!!! Gene başlamayın…

Sayenizde magazin gazetelerinin manşetleri de değişmeye başladı.

Ali Kalkancı, Fadime Şahin türü haberler. İmam şunu yapmışmış..

E ne yapalım. Hadi sokağa çıkalım, kahrolsun dindarlık, din eğitimi.

Oysa gerçek devlet adamı tavrı belli. Karamandaki pisliğin çağımızın yozlaşmasının iğrenç bir örnek olduğundan yola çıkarak, sağduyulu öneriler bulmak.

Hani özgür, dayatmasız halkla beraber, başörtülünün de teminatı sizdiniz Sn Başkan.

Bombalar patlıyor, ülke turizmi çok kaygılı. Açıklamalarınız trajedi.

Vatandaşını koruyamayan bir devlete turist niye gelsin demektesiniz.

Maşallah yine çok haklısınız. Ama hiç duymadınız mı? “Her zaman doğruyu söyleyeceksin, her doğruyu her yerde söylemeyeceksin.”

Turistlere “vallahi gelmeyin, kaygılarınız pek doğru” demek devlet adamına yakışıyor mu?

Konu aynı yere çıkıyor, ülke menfaati teferruat, önemsiz!!!

İktidarın gerçekten kusur sayılabilecek, belki de sizi iktidar alternatifi yapacak onca zaafı varken bu yaklaşımlar anlaşılmaz.

Gerçekten özgürlükçü, bağnazlıktan sıyrılmış bir noktaya gelmeyince bu durum kaçınılmaz oluyor.