REKLAMI GEÇ

YAKIN TARİHTEKİ BİR DERS VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Geçen hafta Karadağ ve Bosna-Hersek’te idim.
Her yerde Osmanlı eserleri, montonegro diye anılan Karadağ ın büyülüyeci doğal güzelliği, Bosna’da Mostar köprüsünün etkileyici, biraz da hüzünlü hikayesi.
Rahmetli Aliya İzzetbegoviç.
Hepsi sardı sarmaladı.

Mostar köprüsü Sultan Süleyman’ın talimatlarıyla Mimar Sinan’ın çırağı Hayrettin tarafından üretilmiş bir sanat eseri. Tam bir damga vuruş. Osmanlı mührü.
Çok işlevsel, şehrin iki yakasındaki ulaşımı sağlayan bir yapı. Nice kötü örneklerinden sonra yüzyıllarca ayakta kalmış muhteşem bir eser.

1990 lı yıllardaki iç savaşta Hırvatlar tamda ve açık açık ifşa ederek Osmanlı mührünü bölgeden silmek için her şeyden önce Mostar köprüsünü hedef alırlar. Yıkmak kolaydır ya bu eser o konudada farklılık sergilemiş. Yıkabilmeleri onca bombalamayla bile bayağı zaman almış.
2000 li yıllara gelindiğinde İspanya ve Türkiye’nin gayretleriyle yeniden inşa edilebilmiş. Orijinali gibi yumurta akı yapıştırıcı malzeme yapılarak.

Hırvatlarda bu arada kendi mahallelerinde bir tepeye dev bir haç inşa etmişler.
Haçlı zihniyetini 1990’lardaki bu iç savaşta gördük. Tüm Avrupa seyretti. Onbinlerce müslümanı bir çırpıda katlettiler. Hollanda askerlerini hiç unutmayacağız.

Sonunda geziden memlekete ve güncele döndük.
Günümüze dönmek kaçınılmaz ise, hayat sürüyorsa tarihten ders almak da zorunlu.
Bugünlerde kafalar karışık, dünya nereye gidiyor, savaş halimi var diye düşünmekte olduğumuza göre, konu güncel.
Evet savaş halindeyiz, bu Müslüman dünyaya karşı bir saldırı. Emperyalist zalimler için bu ekstra bir yöntem. Dini alet ederek sömürüyü yoğunlaştırmak bu.
Oysa insanlık bu oyuna gelmemeli. Hangi inanışta olursa olsun asıl karşı koyuşunu sırtımızdan geçinen çetelere karşı vermelidir.

Sakın olaki sırtından geçinen deyince kimse Sabancı’ları, Denizli’deki tekstil fabrikası kurucularını falan zihninde canlandırmasın. Onlarda sömürülenler sınıfından. O “zavallı” fabrika sahiplerinin çoğu ayakta alkışlanmayı hak ediyor.

Önce bizim çıkarlarımız önemli. Ülke hepimize ait ve ülke olarak haklarımızı koruyacağız,birbirimizi kollayacağız. Olaylara böyle bakacağız.
Sonrasında zulüm gören masum dünya halkları için yakın çevremizden,gönül çevremizden başlayarak katkı üreteceğiz.
Kahrolsun sömürü. Kahrolsun zulüm. Kahrolsun katiller.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı