REKLAMI GEÇ

KARNE

5 Mart 2018 Pazartesi

Dostluk, matematiği zayıf bir kavramdır. Hesaptan, kitaptan hiç anlamaz garibim. Kaç kere, kaç sene, kaç para, ne kadar sorularını sordun mu dumur olur, bir adım bile atamaz, adeta felç olur.

Kaçtım, geldim oyununu da bilmez mesela. Hani karşılıklı geçersin, bir adım sen gelirsin, bir adım o, böyle böyle ortada buluşursunuz, son adımı atan kazanır ya, yok anlamaz ondan.

Tek anladığı yürek sesidir. Tek duyduğu iç sesi. İç sesi git der ve gider.

Muhasebe dersi hele yerlerde sürünür. Başarı, kazanç hanesi hiç yoktur. Yanında olmak hanesi vardır. Dostluk başarılmaz, çünkü dost olunur.

Ha bak kimyası çok iyidir. Hatta simyası desek daha da doğru olur. Gözyaşını gülücüğe çevirebilme, bir sustan bin cümle çıkarabilme, bir dilim elmayla iki kişiyi doyurabilme gibi maharetlere sahiptir.

Telefondaki “ben iyiyim” diyen sesi “bana bir çorba yapar mısın” diye tercüme edebilme yeteneğini tek geçerim.

Kendine has soruları vardır yine kimyasal içgüdüleriyle sorduğu. “İstersen geleyim” demez de “Nerdesin” diye sorar. Telefonu açmıyorsa kızmaz, sadece merak eder iyi mi diye.

Tuhaftır da aynı zamanda hep çıplak gezer. Yüzünde maske, üstünde bin bir çeşit kıyafet olmaz. Dostluk herkesi birbirine çıplak gösterir, taa iliklerine kadar. Kimse zayıf, başarısız, korkak, kıskanç görünmekten korkmaz. Kendini aynada görür, ağlamaktan, sövmekten, kendine acımaktan belki de utanmaz. Bir nevi minik bir çıplaklar kampıdır. Kimse kimseyi selülitlerini gördüğü için ayıplamaz. Aksine onun selülitleriyle barışmasına vesile olur.

Beden eğitimi dersinden her zaman tam not alır. Omzu sağlamdır dostluğun. Öyle ağır başları taşır ki, yorulmaz, sadece ıslanır. Kol kasları güçlüdür, öyle bir sarılır ki, bütün dünya seni kaldırıyor sanırsın.

Çok iyi uzun mesafe koşar. Kilometrelerce uzaklara ulaşmayı başarır bir nefeste.

Çok iyi portre çizer. Deli ressamdır. Bir çizer ki seni, yanağındaki unuttuğun gamzeyi, burnundaki gizli kemeri o çizince fark edersin.

Hafızdır, en sevdiğin, en iyi pişirdiğin yemeği, okuduğun kitabı, en sıkıntılı anlarını, en keyifli anlarını, ilklerini, sonlarını hatırlar. Hayallerini, hayal kırıklıklarını bilir.

Ev ekonomisi dersinde hiç iyi değildir. Çünkü evinin dağınıklığıyla değil, yüreğinin dağınıklığıyla ilgilenir. Bir fincan kahveyle o dağınıklığı toplayabilir.

Faydacılık felsefesinden hep ikmale kalmıştır.

Ve dostluk en çok matematiği zayıf olduğu için sınıfı geçer.

TIRTIL
Kaç masken var daha
gülüşüne sakladığın?
Kaç tırtıl var içinde
kendi kurduğu kozadan sıkılıp
bir günlük kelebek
olmak için kıran?
Son kozaya iyi bak!
O olacak
yalnızlığına sarınıp
başında ağladığın…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı