DENİZLİ İŞ DÜNYASINA ÇAĞRIMDIR

Denizli merkez ve ilçelerinde covid-19 salgınının çok yoğun olduğu bir gerçek. Ne yazık ki bu durum azalmak yerine artarak devam ediyor. Bu konuda Denizli Tabip Odası’nın açıklamaları, hastanelerdeki doktorların feryatları, hatta kendisi de tıp doktoru olan Acıpayam Belediye Başkanı Sayın Hulusi Şevkan’ın belediye hoparlörlerinden halkı sokağa çıkmaması yönünde bizzat uyarı yapması, ilçelerimizde bazı mahallelerin karantinaya alınması ilimiz genelinde bulaş riskinin ne kadar ciddi olduğunun göstergesidir.

Diğer taraftan; hemen her gün gerek yerel basın, gerekse sosyal medya aracılığı ile veya yakın çevremizden yeni ölüm haberleri almaktayız. Bu haberler hepimizi üzdüğü gibi, bir o kadar da korkutmaktadır.

Ülke geneline baktığımızda da durumun ilimizden çok farklı olmadığını görüyoruz. Hemen her gün kamuoyunu bilgilendiren Sağlık Bakanı, “yüksek risk devam ediyor” açıklamasını yapıyor. Konu ile ilgili birçok bilim insanı, “yoğun bakımlar dolu” diyor. Ülke genelinde sağlık çalışanlarının haykırışlarına tanık oluyoruz.

Son iki-üç haftadan itibaren ilimizde kaybettiklerimize bakarsak; sanayiciler Nevzat Özel, Nevzat Karaalp, Mustafa Çelik, Rahmi Palamutçu, Selim Berber, sağlık çalışanları Dr. Ahmet Bacanlı, Eczacılar Süleyman Eser Özgün, Hasan Özışık, Süleyman Özcan Koca, Pamukkale Üniversitemizden bilim insanları Prof. İlyas Çelik ve Numan Behlül Bektaş, öğretmenler; daha bu gün haberini aldığım başarılarına tanıklık ettiğim Şehmuz Gündüz, Mustafa Demir, Metin Acarlar, Muzaffer Günel, Kale Toki Mahalle Muhtarı, tanınmış esnaflar, çiftçiler ve daha ismini duymadığımız birçok insanımız.

Hepsine ayrı ayrı Allahtan rahmet diliyorum. Ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Bu değerli insanların hemen hepsi kendi alanlarında başarılı, sadece kendilerine değil başta eğitim ve sağlık olmak üzere birçok kurum ve kuruluşa katkı veren insanlardı.

Bu illet yüzünden yarın ne gibi haberler alacağımızı bilmiyoruz. Bu durumda yapılması gereken bulaş riskini azaltacak yöntemleri uygulamak.

Peki, bu yöntem ne?

Konu ile ilgili olarak kafa yoran birçok bilim insanının önerisi; ölümleri durdurmak için tam kapanmanın şart olduğu. Bu da en az iki haftayı gerektirir.

Bu mümkün mü? İki haftada ekonomi ne olacak? sorusu en çok merak edilen husus.

Ben de diyorum ki; son haftalarda sadece ilimizde kaybettiğimiz onlarca insanımızı hangi ekonomik değerler geri getirebilir? Bilselerdi ki, kaybettiğimiz değerli sanayicilerimiz değil iki hafta; üç hafta, hatta daha fazla fabrikalarını kapatıp çalışanları ile birlikte tam kapanmaya razı olmazlar mıydı? Bilselerdi ki; iki üç haftalık üretimden gelecek gelirlerinden fedakarlık yapmazlar mıydı?

Mart 2020 tarihinden itibaren yaklaşık 10 aydır okullarından uzakta kalan, yeterince eğitim alamayan çocuklarımızın kayıpları, tam kapanma ile oluşacak ekonomik zarardan daha mı önemsiz?

Hele ilkokul 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin uğradıkları eğitim kayıplarının değeri sözü edilen ekonomik kayıplardan daha mı önemsiz.

Ülke genelini bilmem ama buradan Denizli’de yaşayan iş insanlarına, esnafa, çalışanlara bir çağrım var.

Başta; Sanayi Odası, Ticaret Odası, Esnaf Odaları, sendikalar ve ilgili sivil toplum örgütleri İl Hıfzıssıhha Kurulu ile ortaklaşa bir çalışma yapılarak alınacak karar doğrultusunda ilimiz genelinde iki hafta tam kapanma kararı alalım. İnanıyorum ki, bilim insanlarının da belirttiği gibi böyle bir süreç ilimizi rahatlatacaktır. Denizli halkı böyle bir uygulamanın vereceği söylenen ekonomik kayıplardan çok, insanlarımızın sağlığının daha önemli olduğu bilinci ile bu karara büyük destek verecektir.

Bu çağrım ne kadar dikkate alınır bilemem ancak, şuna inanıyorum ki; hiçbir ekonomik kazanç kaybettiğimiz ve muhtemel kaybedeceğimiz bir tek insanımızdan bile daha değerli olamaz.