EBA NASIL GİDİYOR?

EBA; (Eğitim Bilişim Ağı) on günden bu yana hayatımızda. İlk ve orta öğretimdeki çocuklarımızın pandemi döneminde uzaktan da olsa eğitim alabilmeleri için geliştirilen bir yöntem. Öğrencilerin okul ortamında bulunmalarının risk oluşturduğu bir dönemde öğrenimlerini sürdürebilmek için Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı bu yöntem ile ilgili çekincelerimizi daha önce söylemiştik. Ancak anlaşılıyor ki, EBA ile öğretime olabildiği kadarı ile devam edilecek.

Olabildiği kadarı diyorum; çünkü verimli olamıyor.
Neden mi?
Gelin bunu öğrenci velilerine soralım.

Diyorlar ki;

– Bizim köyde internet her evde çekmiyor. Çocuklar dışarıda internetin çektiği yere gidip ders dinlemeye çalışıyor. Yetkililer bu duruma bir çare bulmalı.

-Benim 3 öğrencim var, evde ne internet ne de bilgisayar var.

-Evinde bilgisayarı olmayan Anadolu’daki köy çocukları bu memleketin insanı değil mi?

-Annesinin telefonunu 2 çocuk paylaşamıyor. Hangi çocuk EBA üzerinden canlı derse bağlanacak, 6 ders saati anne kimseyi aramayacak ve aranmayacak. Diğer çocuğun derse katılması söz konusu değil.

-Ben KPSS’ye, kız kardeşim üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Küçük kardeşim ise lise 1’de. Sokağı bırakın mahallede komple internet yok. Bilgisayar erişimi yok.

– Evde üç öğrenci ve bir baba EBA’ya girmek zorunda ama iki bilgisayar var öncelik öğretmen babada tabi. Dört kişinin dersleri çakışıyor. Geri kalanı siz düşünün.

– İki çocuğum var, biri ilkokul, biri ortaokulda. İkisi de canlı derse katılıyor biri benim biri eşimin telefonundan katılıyor. Bilgisayar veya tablet yok eşim gece vardiyasında olduğu için şimdilik bu şekilde katılıyoruz, eşim gündüze geçince nasıl olacak? Şu an bilgisayar alacak gücümüz de yok.

– Bugün merak edip çocukla birlikte EBA’daki matematik dersine girdik. 5 dk. sonra ne hoca kaldı ne ders, sistem koptu. Bekle bekle EBA meba yok ortada. Boşver dedim çocuğu, “Gir Youtube’a ilgili ders videolarını izle” daha iyi dedim. 25 dakika sonra çocuk valla YouTube’dan dersi daha iyi anladım dedi. Yani aksaklık çok çocuklar açısından durumlar vahim.

– Ben sınıf annesiyim. Ankara Yenimahalle merkezde oturuyorum. Öğretmenimizle her gün irtibat halindeyim. 25 kişilik sınıfın 4’ünün evinde bilgisayar var ama yoğunluktan giremiyor. 7’si telefonla girmek için çaba harcıyor. Geri kalanının telefonu ya da tableti yok. Olanlar da girmek için zaten çaba harcıyor. EBA’dan dün hiç giremedik. Zoom’dan girelim dedik. Yoğunluktan onunla da zor ders yapıldı. Sistem zaten baştan kötüydü. Şimdi sistem EBA’yla Zoom tamamen çöktü. Yazık çocuklarımıza. Zaten 6 ay kayıpları var. Yüz yüze eğitimle olduğu gibi olmuyor.

Bu sıkıntıları anladık. Olanaklar ölçüsünde çözüm üreten öğretmenlerimiz yok mu?

Tabi ki var. Hem de canı pahasına.
Bakın Kahramanmaraşlı Aziz öğretmen ne yaptı.

Kahramanmaraş Onikişubat Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Aziz Serin kendisine tanımlanan canlı dersi anlatmak için köyünde bulunduğu yerde telefon çekmediğinden dolayı öğrencileri ile buluşmak için telefonun çekim alanı olan köyün yakınındaki tepeye çıkarak ders anlatırken kalp krizi sonucu vefat etmiş.
Aziz Öğretmene Allah’tan rahmet diliyorum.

Öğretmenler yattığı yerden maaş alıyor diye saçmalayanlar buna ne diyecek?

Uzaktan öğretim sürecinde ders ücretini sorun edenler buna ne diyecek?
Ortada bir gerçek var.

Pandemi dönemi zor geçiyor ve bu günden yarına bitmeyeceği bir gerçek.

Çocuklarımızın da öğrenimlerinden geride kalmamaları gerektiği de bir gerçek.

O halde bu sorunu en az zararla çözmenin yolu gerçekleri doğru tespit etmek ve çözüm üretmek.

Ne mi yapalım?

Hepimizin bildiği ama dile getirmek istemediğimiz, ancak çocukların ve anne babaların yüzümüze vurduğu gerçekler.

Çocuk olan her yerde internet erişimini sağlayalım.

Dersleri izleyebilecek tableti olmayan her öğrenciye destek olalım.

Benim Milli Eğitim Bakanlığım bu işi çözer.