REKLAMI GEÇ

MÜJDE ÖĞRETMENİM !

25 Aralık 2019 Çarşamba

“Öğretmen ve okul yöneticilerine kariyer ve ödüllendirme sistemi geliyor”.

Eğitim ile ilgili neler oluyor diye gelişmeleri izlerken Cumhurbaşkanlığı eğitim ve öğretim politikaları kurulunun yapmış olduğu çalışmaya rastladım. Kurulun Cumhurbaşkanlığına sunmuş olduğu rapor aynen şöyle;

Kurulumuzca oluşturulan mesleki gelişim modeli;

Hizmet içi eğitim çalışmalarına erişim konusunda öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin taleplerinin dikkate alındığı, ihtiyaç odaklı, adil ve şeffaf bir sisteminin edilmesi,

Öğretmenlerimizin ve eğitim kurumu yöneticilerimizin mesleki gelişim konusunda motivasyonunu artırmak için ilgili tüm gelişim çalışmalarının kariyer ve ödüllenme sistemiyle ilişkilendirilmesi,

Bütün hizmet içi eğitimlerde eğitici olmak üzere belirlenen kalite standartlarının sağlanması ve sürekli geliştirilmesinin yanında katılımcı memnuniyetinin arttırılması için etkin bir izleme/değerlendirme ile kalite takip sistemi oluşturulması,

İl ve ilçe müdürlükleri ile okullara hizmet içi eğitim bütçesi sunularak öğretmenlerimizin ve eğitim kurumu yöneticilerimizin gelişimi konusunda yerel düzeyde yeki ve sorumlulukların arttırılması,

Okul müdürleri başta olmak üzere bütün kademelerdeki eğitim mesleki gelişim konusunda bilinçlendirilmesi, yönetici başarılarının değerlendirilmesinde öğretmen gelişimine yönelik tutumlarının/çalışmalarının temel bir kriter olarak dikkate alınması,

Öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin mesleki gelişim altyapısının oluşturulması ve bu altyapı aracılığıyla ulusal/uluslararası zengin içeriklerin paylaşımının yanı sıra mesleki gelişim konusunda öğretmen ve eğitim kurumu yöneticilerimize izleme, bireysel danışma ve destek sağlayacak bir sistemin inşa edilmesi,

Öğretmenler kurulunun, zümrelerin ve öğretmenlerimizin mesleki gelişim taleplerinin okul, ilçe, il ve Bakanlık düzeyinde karşılanması,

Mesleki gelişim çalışmalarının, seminer ve sunumdan ziyade atölye/grup çalışması ya da çalışma ziyaretleri ve inceleme gibi iş başında ve etkileşimli gerçekleştirilmesine öncelik verilmesi

hususlarında çeşitli önerilere yer verilmiştir.

Yapılan bu çalışmaların yeterli olup olmadığı, doğru yanları, eksik yanları nedir den öte, Milli Eğitim Bakanlığı bu çalışmanın neresinde? Bu çalışmadan haberi var mı? Çünkü bu çalışma ile alınacak kararların uygulayıcısı MEB olacak. Kurumları bilen meb, sahada olan meb, öğretmen ve kurumlarla muhatap olacak olan meb. Kısacası bu işin sevabı da, günahı da meb’in olduğuna göre karar alma aşamasında olmaması doğrusu endişe verici.

Milli Eğitim Bakanlığı reçete ile yönetilmez. Bir üst kuruldan hazırlanan programı meb’e gönderip uygulamasını istemenin bilimsel hiçbir yanı olamaz.

Kurulun hazırlamış olduğu çalışmaya gelince;

Daha ilk maddeden itibaren endişeler başlıyor.

Deniliyor ki; “hizmet içi eğitim çalışmalarına erişim konusunda öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin taleplerinin dikkate alındığı, ihtiyaç odaklı adil ve şeffaf bir sistemin tesis edilmesi”

Ne güzel bir cümle, buna kim itiraz edebilir?

İkinci maddeye bakalım;

“Öğretmenlerimizin ve eğitim kurumu yöneticilerimizin mesleki gelişim konusunda motivasyonunu artırmak için ilgili tüm gelişim çalışmalarının kariyer ve ödüllendirme sistemiyle ilişkilendirilmesi”.

Bu madde de deniliyor ki; “sevgili öğretmenin mesleğinde ilerlemen, yönetici olabilmen, hatta ödül alabilmen için hizmet içi eğitimlere katılman gerekiyor. Aksi halde hep öğretmen kalırsın, idareci olamazsın, ödül falan alamazsın”.

Maalesef bu işler yönetmeliklerde yazıldığı gibi olmuyor. Zaten öğretmenler ödül içinde çalışmıyor. Görev anlayışları gereği mesleklerini en iyi şekilde icra etmeye çalışıyorlar. Ödül ve benzeri şeyler her dönem sözde bazı kriterlere bağlansa da bunların nasıl işlediğini bütün öğretmenler bilirler. Bazen haksızlığa uğradıklarını düşünüp üzüldükleri olur ama, bunu öğrencilerine hissettirmezler. Çünkü onların bu işte bir günahı yok.

Hazırlanan çalışmanın genel özeti hizmet içi eğitime yönelik olduğunu görüyoruz. Bu işi de kariyer ve ödüllerle cazipleştirmeyi düşünmüşler. Oysa bu iş bir ihtiyaçtan olmalı.

Son madde de buna iyi örnek.

Deniliyor ki; “mesleki gelişim çalışmalarının, seminer ve sunumdan ziyade atölye/grup çalışması yada çalışma ziyaretleri ve inceleme gibi iş başında ve etkileşimli yöntemlerle gerçekleştirilmesine öncelik verilmeli”.

Mesleki çalışmalarla ilgili bu düşünce doğrusu yerinde bir tespit. Ancak uygulamada göreceğiz.

Diyorum ki; bu kurul bu çalışmaları da yapsın da, öğretmenlere verilen 3600 ek gösterge sözü de bu çalışmanın içerisinde olsaydı, bakanlığa sürpriz, öğretmenlere müjde olsaydı.

Neden olmasın? Sayın Cumhurbaşkanının öğretmenlere söz vermedi mi?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı