REKLAMI GEÇ

ÖĞRETMEN OKULLARI

8 Mayıs 2019 Çarşamba

Köy Enstitüleri deneyimi ve devamındaki Öğretmen Okulları Cumhuriyetimizin yeni insanını yetiştirmesinde çok önemli işler başarmıştır. Bu başarılı kurumlardan rahatsız olanlar önce Köy Enstitülerini kapattı. Daha sonra ülkemize öğretmen yetiştirme konusunda çok başarılı olan benim de mezun olmaktan gurur duyduğum Öğretmen Okulları kapatıldı. Bu başarılı okullardan biri olan ve Köy Enstitüsü geçmişi olan merkezi İzmir’de bulunan Ortaklar Öğretmen Okullularının oluşturduğu Adabelen Derneği ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği,  Öğretmen Okullarının kapatılma kararına karşı Danıştay’a dava açtı. Onlara göre, öğretmenlik özel bir meslekti ve politikacıların eğilimlerine, kararlarına terk edilmeyecek önemde bir sorundu.

Ne yazık ki bakanlık konuya farklı bakıyor.
“07.09.2013 Gün ve 28758 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan bir Anadolu Öğretmen Liseleri ortaöğretim kurumu olmaktan çıkarılmıştır. Oysa nitelikli öğretmen yetiştirmek her ülkenin çocuklarının iyi yetişmesi için öncelikli görevidir.

Ülkemizde, Osmanlı Devleti döneminde Tanzimat’ın ilanından sonra başlayan ve Cumhuriyet döneminde de devam eden nitelikli öğretmen ihtiyacının karşılanması amacı ile öğretmen yetiştirmede farklı eğitim kurumlarından yararlanılmıştır. Bu eğitim kurumlarına; İlk Öğretmen Okulları, Köy Enstitüleri, Eğitim Enstitüleri, Yüksek Öğretmen Okulları ve Eğitim Fakülteleri örnek gösterilebilir. 1973 yılında çıkarılan, 1739 sayılı Milli Eğitim temel kanunu ile milli eğitim sistemi yeniden düzenlenerek, milli eğitimin genel amaç ve temel ilkeleri belirlenmiş. 1989-1990 öğretim yılında açılmaya başlanan Anadolu Öğretmen Liseleri ile de, bu okulların öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarına kaynaklık etmekteydi.

Her yükseköğrenim mezunun öğretmen olamayacağını çok net bir şekilde anlatan Danıştay savcınsın savunması özetle şöyle;

Maddi ve hukuki sebepler ortaya konulmaksızın, nitelikli öğretmen yetiştirme sürecinde

-Önbilgi
-Beceri
-Tutum

Ve davranışları kazandırma amacından uzaklaşılarak, salt lisans eğitiminin yeterli olduğunun kabul edilmesinin, 1739 sayılı Kanunun “ÖĞRETMENLİK” başlığını taşıyan, 43. maddesinde yer alan öğretmenliğin “ÖZEL BİR İHTİSAS MESLEĞİ“ olduğu kuralına ve bu yönde eğitim sürecinin sağlanması gerekliliğine aykırılık teşkil edeceği açıktır.

Diğer taraf taraftan; davalı idarece Eğitim Fakültelerinin tek kaynağının Anadolu öğretmen liseleri olmadığı, Anadolu öğretmen liseleri mezunlarının, eğitim fakültelerine geçmelerinde ek puan uygulamasının kaldırılması ile bu okulların diğer orta öğretim kurumlarından pek farkının kalmadığı, bu okullarda öğretmenlik meslek bilgisine yönelik sadece 5 farklı dersin bulunduğu belirtilmek ise de; bahse konu okullardaki müfredatın davalı idarece belirlendiği ve bu okullara orta öğretim seviyesinde ihtiyaç bulunmadığının somut olarak kanıtlanamadığı dikkate alındığında, davalı idarenin söz konusu iddiaları yerinde görülmemiştir.

Bu durumda; orta öğretim seviyesinde, öğretmenlik mesleğine ilgi, istek ve yatkınlık kazandırıcı derslere yer verilen ve öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarına öğrenci hazırlayan bir eğitim kurumu kalmaması sonucunu doğuran ve Türk Milli Eğitim sisteminin 1739 sayılı Kanunda kurala bağlanan genel amaç ve temel ilkelerine aykırı olarak tesis edildiği anlaşılan dava konu düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemelerin İPTALİ gereği düşünülmektedir. 11.02.2019
Fikriye Doğru-Danıştay Savcısı”

Demek ki ülkemizde EĞİTİM için güzel kararlar alan savcılarımız var.

Teşekkürler duyarlı savcımız.
Teşekkürler Adabelenliler.
Teşekkürler Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı