REKLAMI GEÇ

TEŞEKKÜRLER DENTAŞ!

7 Şubat 2018 Çarşamba

Yıl 1975 daha 19 yaşında Öğretmen okulundan yeni mezun olmuş sınıf öğretmeni olarak Sivas ın Kızıldağ eteklerindeki bir köyde göreve başladığım da ilk karşılaştığım problem; okulun hatta köyün en yaramaz öğrencisinin benim sınıfımda olmasıydı. İkinci sınıfları okutmama rağmen yaşıtları 4.sınıf olan ve 4 yıldır okula gelmesine rağmen hala okuma yazma öğrenemeyen bir öğrenci, okuldaki bütün yaramazlıkların altından çıktığı gibi, köyün içindeki bütün yaramazlıkların faturası da bu öğrencime çıkıyordu. Üstelik ailesi de bu çocuktan şikayetçi.

Yeni bir öğretmen olarak nasıl bir çözüm bulurumu araştırırken geçmişte çözüm olarak hem okulda, hem de ailede sürekli dayak yediğini, her dayaktan sonra onun da başka öğrencileri dövdüğünü öğrendim. Bunun yanında 4 yıldır okuma yazma öğrenememesi dikkatimi çekti. Ayrıca sınıfta yaşıtlarından daha büyük olduğu için sınıfın en arkasında oturmakta idi.

Genç bir öğretmen olarak kendimce çözüm üretme amaçlı sıkça bu öğrencimle görüşmeye ve onu daha yakından tanımaya çalışırken ilk fark ettiğim çocuğun gözlerinde aşırı derecede şaşılık olduğu ve uzağı göremediği oldu. Bu yetmezmiş gibi görme engelinden dolayı alay edildiğini fark ettim. Bunun üzerine boyu sınıf ortalamasının üstünde olmasına rağmen sınıfta yazı tahtasına yakın olması için en ön sıraya aldım ve ayni zamanda sınıf başkanlığı görevini bu öğrenciye vererek sorumluluk vermeyi düşündüm.

Sonuç; 4 yıldır okuma yazma öğrenemeyen öğrenci 1. Dönem sonunda sınıf ortalamasında okuma yazmayı öğrendi. En önemli değişiklik okulda ve sokaktaki problemli öğrenci gitti yerine okula en erken gelen ve okulun işleriyle en çok ilgilenen öğrenci oldu. Hatta annesi ve babası okula gelerek “Hocam sen bizim oğlana ne yaptın? Komşular bize şikayete gelmez oldu, ne dersek hemen yapar oldu” dediler. Kısacası bir sorunu çözmüştük.

Peki, bu sorunu çözmek için ne mi yaptık?
Yaptığımız şu; görme engelinden dolayı suçlamadık, sorumluluk verdik, diğer öğrencilerden hiç bir farkının olmadığını hissettirdik.

Neden mi bunları anlatıyorum?
Ülkemizde ne yazık ki çok sayıda engelli insanımız çeşitli nedenlerle ‘EĞİTİM’den yoksun bırakılmakta.
Gerekçe olarak farklı mazeretler ileri sürülse de temel gerekçe ‘ÖZEL EĞİTİM’in zor ve pahalı olması.

Doğru mu?
Kesinlikle hayır.

Çağdaş bir ülke bütün bireylerine eşit EĞİTİM olanaklarını sağlamak zorunda. Sağlıklı da olsa, engelli de olsa her bireyin mutlaka bir yeteneği, bir ilgi alanı vardır. Sosyal devlet bu anlamda ayrım yapmaksızın sağlıklı bireylerine sağladığı EĞİTİM olanakları da mutlaka engelli bireylerine de sağlamak zorunda.

Kuşkusuz engelli bireylerin EĞİTİM i biraz daha zaman alır, biraz daha sabır gerektir, biraz daha hem ailenin hem de devletin fedakarlığını gerektirir, biraz daha pahalıdır. Ancak sonuçta bu bireylerde bu ülkenin birer evladıdır, bunlara özel olarak sahip çıkılmalıdır.

Bu bağlamda ilimizde 5 şubat pazartesi günü il protokolünün katılımı ile Dentaş Kağıt Sanayi A.Ş. tarafından özel bir proje ile yaptırılan Dentaş Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nin resmi açılışı yapıldı.

10.003 m2’ye inşa edilmiş olan, 120 öğrenci kapasiteli Dentaş Özel Eğitim Uygulama Merkezi öğrencilerin eğitim süreçlerine, özel sağlık detaylarına ve sosyal imkanlarına öncelik verilerek Türkiye’nin önde gelen mimarlarından Cengiz Bektaş tarafından özel olarak tasarlanmış.

101 personel ile eğitim veren Dentaş Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nde 200 kişilik toplantı odası, 200 kişilik yemekhane, 37 bireysel eğitim sınıfı, 9 grup eğitim odası, 1 oyun odası, 1 çocuk bakım odası, 1 aile eğitim odası, 1 uyku odası, 11grup eğitim odası (atölyeler), 2 materyal odası, 10 ortak bireysel eğitim odası, 1 karanlık oda, 1 duyu bütünleme odası, 1günlük beceri odası, 1 dil terapi odası, 1 çok amaçlı salon (drama salonu), 1kütüphane, 1 revir, 6 iş atölyesi, 1 masa tenisi salonu, 1 jimnastik salonu, 1 kondisyon adası, 1 soyunma odası ve ek birçok fonksiyonel odanın olduğunu gördük.

Türk eğitim sisteminin hemen her kademesinde görev yapmış bir kişi olarak ilk defa bu kadar detaylı bir EĞİTİM KURUMUNU gördüm. Bu kadar detaylı bir EĞİTİM kurumu projesini ne yazık ki Milli Eğitim Bakanlığının tip projelerinde göremezsiniz.

Bu tip projeler, ancak EĞİTİM i her alanda önemseyen, bunu sadece söylemlerle değil Denizli de yaptırdıkları 18 adet EĞİTİM kurumu ile Denizli’nin önde gelen EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ olan DENTAŞ A.Ş. nin kurucuları Abalıoğlu Ailesi gibi yurtseverler sayesinde gerçekleşir.

Dedik ya, engelli eğitimi zahmetlidir. Gördüğünüz gibi 120 öğrenci kapasiteli okulda 101 personel görev yapmakta. Ama bu okulda Dünya birinciliği kazanmış bir yüzücü var. Bu okulda Ege bölgesi şampiyonu olan başka bir yüzücü var.

Demek ki toplumda hiçbir fert ayırımı yapmadan herkese eşit eğitim olanağı sağlandığı taktirde, 4 yılda okuma yazmayı öğrenemeyip köyün kavgacısı çocuğu 3 ayda kazandığımız gibi, OTİZMLİ çocuklarımıza da başta ailelerinin desteği ile okullarımızda gerekli EĞİTİMİ verdiğimiz taktirde, DÜNYA ve BÖLGE şampiyonları çıkarabiliyoruz.

Bu kadar özenle ve çok yüksek maliyetli olduğunu tahmin ettiğim bu “ÖZEL” Eğitim kurumunun açılışında ne yazık ki başta ilimizin bakanı olmak üzere Sayın Milli Eğitim Bakanını görmek isterdik. Çünkü sayın bakanların bu tür etkinliklere katılması hem “Özel” öğrencilere, hem de “ÖZEL”, EĞİTİM sevdalılarına çok iyi motivasyon kaynağı olurdu. Ayrıca EĞİTİM in siyaset malzemesi yapılamayacak kadar “ÖZEL” bir alan olduğu bir kez daha görülürdü.

Bu “ÖZEL” okulda çocukları olan ailelerin çocuklarının eğitimi konusunda daha duyarlı ve kendilerine daha güvenli olmaları konusunda çok önemli bir işlevi de olacağını düşünüyorum.

Bu arada; otizmli kişileri engelli olarak görmemek gerekir. Sadece ilgi ve yeteneklerinin geliştirilmesinde özel ilgi ve çaba gerektirir. Ancak bu özel eğitim kurumu bize diğer bütün engelli bireyler içinde ÖZEL EĞİTİM in ne kadar önemli olduğunu hatırlatması anlamında ayrıca bir önem taşımaktadır.

Bu nedenle toplum olarak “Engelli Eğitimi” konusunda daha duyarlı olmamıza katkı sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü “engelli” olmak suç değil. Engelli ailesi de olmak suç değil. Her insan bir engelli adayıdır. Onun için engelli bireylerimize sahip çıkma konusunda bu “ÖZEL” okulun işlevi çok büyük olacaktır.

Bir EĞİTİMCİ olarak diyorum ki; TEŞEKKÜRLER DENTAŞ!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı