CHP VE MHP BİRLEŞMEDEN…

Geçen haftaki yazımın başlığını “Adnan Keskin’in işi zor” diye atmış ve şu cümlelerle köşe yazımı bitirmiştim:

“Son genel kurulda da yine bu güveni tescilledi ve en fazla oyu alan isim oldu…

Doğal olarak da Kılıçdaroğlu da, onu  Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturttu…

Oturttu oturtmasına ama; Keskin için asıl zorlu dönem de bundan sonra başladı…

Çünkü önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimler, hem Adnan Keskin hem de Genel Başkan Kılıçdaroğlu için önemli bir sınav niteliği taşıyordu…

Burada Keskin iki taraflı bir “zor hedefle” karşı karşıya kaldı…

Bir taraftan örgütün tüm illerde başarılı olmasını ve alınan belediye başkanlığı sayısının artırılmasını düşünmek zorunda olan Keskin, diğer taraftan da kendi memleketi olan Denizli’de AKP’ye kaptırılan başkanlığı yeniden CHP’ye kazandırmak için çırpınacak…

Hem de yeni yasayla birlikte, büyükşehir olacak Denizli’de işlerin hiç de kolay olamayacağı biline biline…

Her şey bir tarafa, Keskin’in, hele hele örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in, siyasi kariyerinin son yıllarında kendi memleketinde yerel seçimi kaybetme başarısızlığına fırsat vermeyeceğini düşünüyorum… Düşünüyorum; ama bunu nasıl başarıp, başaramayacağına dair görüşlerimi de gelecek yazıma bırakıyorum…”

Ve bıraktığım yerden devam ediyorum…

Denizli merkezde CHP’ye oy vereceklerin oranı belli, son 4 seçimdir de verilen oyların başkanlığı almak için yeterli olmadığı da ortada…

Hele hele, (kim ne derse desin…) AKP ve özellikle de Zeybekci döneminde geçekleşen bazı projeler(başta alt yapı olmak üzere…) vatandaşı biraz üzse de hedefine ulaşmıştır… Bu nedenle de yerel yönetimde güçlenen bir AKP belediyesiyle mücadele edilecektir…

Bunun için de Zeybekci’nin başında olmadığı bir belediye yönetimi, Keskin’in en güçlü kozlarından biridir…

Buna son zamanlarda devreye sokulan Ulaşım Master Planı’na yönelik büyük tepkiyi de eklemek de fayda var…

Fakat, Büyükşehir Statüsü ile birlikte oy sirkülasyonunda yaşanacak hareketlilik, CHP’den daha çok AKP’ye yarayacaktır…

Keskin’in bu önemli detayında farkında olduğunu bilerek, çok farklı bir yerel seçim stratejisi geliştirmesi “olmazsa olmaz” bir hal almıştır…

Yani CHP’nin çok güvendiği merkezdeki sol oylar şimdiye kadar yetmediği gibi, büyükşehir olayıyla birlikte kırsal kesimlerin de etkili bir şekilde devreye gireceğini de hesapladığımızda hiç yetmeyecektir…

Hal böyle olunca da, Denizli’de Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmak için, en başta hesaba katılması gereken kriter, ‘başkan adayının niteliğinde’ odaklanmak olacaktır…

Diğer bir deyimle, eğer CHP Denizli’de ‘en büyük başkanlığı’ kazanmak istiyorsa, göstereceği adayın hem erken belirlenmesine hem de profili açısından sağdan da garantili oy getirebilecek bir isim olmasına dikkat etmek zorundadır…

Özetle diyeceğim şudur ki; CHP seçimi almak istiyorsa, sağdan da (MHP’den, eski ANAP ve DYP köklerinden…) ciddi oranda oy almak zorundadır…

Hatta ve hatta  MHP ile ortak aday belirleme çalışmalarına yönelmeli ve seçime birlikte girmenin hesaplarını yapmalılar…

Diğer türlü Denizli ‘de belediyeyi AKP’den kurtaracağını söyleyenler (Bu MHP için de geçerlidir…), hüsran dolu bir 2013 yerel seçimleri sonucuna şimdiden hazır olsunlar…

Bu önerime, özellikle CHP içerisindeki küçük ve ideolojik anlamda kilitlenmiş beyinlere sahip olanlar gülüp geçmekle kalmayıp, tepki bile göstereceklerdir…

Fakat bu tür beyinlerin kaybedeceği bir şey yoktur… Çünkü onlar zaten “Küçük olsun benim olsun” anlayışı içerisinde debelenip duran tiplerdir…

Ama Adnan Keskin için aynı şey geçerli değildir… Çünkü bu isim, şu anda CHP gibi bir partinin örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli’nin AKP’ye kaptırılan belediyesini geri almakla sorumlu misyonu olan bir siyasetçidir…

Çünkü bu isim için şu anda Denizli’yi almak, İstanbul ve Ankara’yı almak kadar önemlidir…

Veeee….

Sağdan da oy olabilecek bir aday belirlenmediği sürece de, Denizli’yi almak hayalden bile uzaktır…