REKLAMI GEÇ

Dershaneler kapanır mı?

3 Aralık 2013 Salı

Hükümetle cemaat kapıştı, olan dershanelere oldu. Başbakan :”Dershaneler kapatılacak.” Dedi herkesi bir şaşkınlık aldı. Dershaneciler şaşırdı, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı şaşırdı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şaşırdı. Nabi A vcı sanırım düşünceye daldı:” Bu işin içinden nasıl çıkarım?” diye. Bülent Arınç durumu düzeltmeye çalıştı her zamanki gibi. “Yok onu demek istemedi.” Diye. Beklemeye aldılar, “unutur” diye düşündüler. Dershaneciler rahatladı. Zaman geçti tam “ unuttu” diye düşündükleri sırada Başbakan bir daha söyledi: “Dershaneleri …” Milli Eğitim Bakanı’na emir verildi “Çözüm bul!” diye. Bakan bürokratlara emir verdi: “Acil çözüm!” diye. Harala gürele toplantılar düzenlendi bölgelerde. Dershaneciler uygun çözümler dinlemek üzere gittikleri toplantılarda Sanki “Ya bu işi bitirin ya koltuğu terk edin !” emrini almışçasına kararlı bürokratları görünce toplantıyı ter k etmekten başka çare bulamadılar. Başbakan yine konuştu :”Dershaneler! …” Çeşitli meydanlarda toplanan dershaneciler dertlerini duvarlara anlattılar. Denizli’de de meydandaki horoz heykeline anlattılar dertlerini. Horoz mutlu mu oldu adam yerine konduğundan, üzüldü mü yoksa güldü mü bilmiyoruz.

Ben de oradaydım. Gazeteci olarak, milli eğitime yıllarını vermiş öğretmen olarak, dershanelerde öğretmenlik ve yöneticilik yapmış bir birey olarak. Hangi kimlikle bakarsam bakayım ortada bir yanlışlık var. Dershaneler Milli Eğitim Bakanlığı’nın izniyle açılan, müfettişlerce sürekli olarak denetlenen, yönetmelikleri bakanlıkça hazırlanan, hatta sık sık yönetmelikleri değiştirilen kurumlar. Gördüğünüz yanlışlıklar varsa, giderilmesi için gerekli emirleri verirsiniz, yönetmeliklerde değişiklik yaparsınız, tüm eksiklikler giderilir. Fiyat politikalarında belli kriterler uygularsınız Her dershanenin ücretsiz okutmak zorunda olduğu öğrenci sayıları bellidir. O kontenjanları sıkı denetlersiniz. Yani çözümsüzlük yoktur. Siz sınavları çoğaltırsanız dershanelerin azalmasını değil çoğalmasını bekleyebilirsiniz ancak.” Ben kapattım, kapatıyorum .” demekle olmaz.

Belediye önündeki cam horoz üzüntüsünden çatlamaz inşallah. Çünkü dershanecilerin bütün şikayetleri yerinde.
Dershanecilerin arasında bir adam vardı o gün. Kırklı yaşlarda, esmer, kara-kuru kirli sakallı bir adam. Bir ara benim önüme geçti. Fotoğraf çekmem zorlaşınca, uyardı arkadaşlar benim için izin istediler. Kenara çekilirken ” Bir sorum var arkadaşlara.” Diyordu. Tekrara tekrar yineleyince isteğini “Haydi sor.” Dedi arkadaşlardan biri. Bu olaya on kişi kadar tanıklık etti özellikle belirteyim. “Andımız kaldırılırken neredeydi dershaneciler?” Buz gibi bir hava esti orada. Herkes ne söyleyeceğini bilemedi. Adam birkaç kez yineledi sorusunu. Herkes sağır oldu o anda. Duymamış gibi yaptılar, görmemiş gibi yaptılar. Belki bireysel olarak tepki gösterdiler belki de aldırmadılar.

“Susma sustukça sıra sana gelecek!” sloganı gerçeğe dönüştü. Dershaneciler sanki hiçbir yerde yoktu.
Dileyelim bundan böyle daha duyarlı olsun dershane öğretmenleri ve sahipleri. Görmezden gelmesinler ülke gerçeklerini. Yanınızda görmek istediğiniz kitlelerin yanında olmalısınız mutlaka. Bu yazıya başladığımız sırada Bakanlar Kurulu toplantıdaydı.

Herkesin gözü kulağı da oradaydı. Akşam saatlerinde Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç basına açıklamalar yapıyordu. İdam mahkumunu, idama götürürken bayrama götürüyormuşcasına bir dille: “Bak, sana, boncuk şeker aldım.” dercesine kapatma kararından ve dönüşümden söz ediyordu. Bundan sonra ne olur bekleyeceğiz göreceğiz.
Filler tepişir çimenler ezilir. Çimenler de büyür mü?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı