REKLAMI GEÇ

Son 7 yılda Denizli ekonomisinde neler oldu ? ” 2 “

15 Mayıs 2009 Cuma

Bir önceki yazımda alttaki soruyu sormuş, 3 olası yanıtı da hemen altında belirterek, bir sonraki yazımda gerçek yanıtı vermeye çalışacağım demiştim.


Soru : Son 7 yılda TL cinsinden girdileri % 200 artan, TL cinsinden gelirleri yaklaşık % 20 azalan ihracatçı bir işletme nasıl ayakta durur ?



  1. Daha önceki yıllarda “ ya çok yüksek yani % 250 “ para kazanıyordu
  2. Ya “ zarar “ etmeye başladı. Cepten yemeye, kredi kullanmaya, borçlanmaya başladı …….
  3. Ya da “ sihirli formüller “ bularak ayakta kalıyordu.

Sorunun yanıtını anlatmaya çalışmadan önce Denizli sanayisine ait bazı temel bilgileri paylaşmak istiyorum. Bu bilgileri yaklaşık olarak kabul edin. Eksik ya da fazlalıkları olabilir. 20 yıldır, Denizli sanayisinde 3 değişik temel işkolunda çalıştım. Vardiya mühendisliğinden başlayarak icra kurulu üyeliğine kadar birçok pozisyonda bulundum. Yazdığım konular hep yaşanarak tecrübe edilmiştir.


Denizli sanayisinin geçmişini, az sayıdaki işletmeyi bir kenara bırakırsak, 1983 – 84 lü yıllardan itibaren alabiliriz. Yaklaşık 25 yıl. Tekstil dışındaki özellikle kablo, bakır türevleri, makine, cam, mermer, tarıma dayalı sanayilerin büyümesi ve gelişmesi ise son 10 – 12 yılda başlamıştır. Ortalama sanayi var oluşumuz 20 yıldır. Yani henüz bir nesil den bile çok kısa süre sanayi geçmişimiz var. “ Elbette bazı istisnalar dışında ”. Bir neslin iş başında 35 ile 40 yıl kalacağını kabul edersek, henüz ikinci nesil işin başında değil içinde bir yerlerde.


Avrupa nın bazı ülkelerinde ve ABD de bu süre ortalama 80 – 90 yıl. Yoğunlaşarak büyümesi ve dünyaya yayılması, diğer ülkelerde kök salması ise 1945 sonrasıdır. Kapitalizmin ihracı ve yerleşik ortaklıklara dönüşmesi 55 – 60 yıldır.


Bu bilgiyi şunun için verdim. İş hayatındaki 4 temel değerden en önemlisi tecrübedir. Birikimdir. Yaşanılan her olaydan çıkartılan derslerdir. İş hayatında bir sorunu hızlı bir şekilde algılamanın ve yine hızlı bir şekilde karar vererek çözmenin sırrı tecrübedir. Tecrübesiz hızlılık aceleciliktir.


Bugün yaşadığımız ekonomik krizi algılamanın ve bu krizden en az hasarla, hatta büyüyerek çıkmanın ilk ve temel kuralı, geçmişte yaşanılan benzer krizleri hatırlamaktır.


Krizin şu anki durumunda ne düşük kur, ne de yüksek faiz vardır. Elbette bankaların özellikle sanayici ve esnafa karşı müthiş bir tedirginlik ve güvensizlikleri vardır. Nakit para bulmak çok zordur.


5 – 6 aydır fabrikalarımız boş veya düşük kapasite ile çalışıyor ise bunun temel nedeni siparişsizliktir. Avrupa ve Amerikanın talep etmemesidir. Bu ülkelerin halkları 50 – 60 yıldır yüksek refah toplumu olmuşlardır. Yani aşırı tüketicidirler. Onlar ne kadar çok tüketmeye devam ettilerse bir ihracat şehri olarak bizde o kadar büyüdük. Onlar tüketmeyi artırdıkça biz üretmeye, sanayi toplumu olma yolunda ilerlemeye başladık. Her geçen sene bir önceki yıla göre % 20 – 50 büyüdük. Büyüdükçe risklerimiz artmaya başladı. Daha çok hammadde aldık, daha çok insan çalıştırdık, daha çok enerji tükettik. Türkiye ve Denizli son 20 yılda hızla büyüdü. Bu arada ürettiği değerden daha fazlasını tüketmeye başladı. Yani yeterince üretmeden, kazandığını biriktirmeden refah toplumu olduğumuzu sandık. Krize çok yerimiz açıkta yakalandık.            


“ Talep – sipariş “ azalmasından kaynaklanan bugünkü krizden nasıl çıkacağımızın yollarını bulmamız çok zor. Hele riski yüksek olan Denizli için birkaç kez daha zor.


Bazıları biz zaten 50 yıldır krizdeyiz, biz ne krizler gördük diyebilir. Ama böyle bir krizi bizim ülkemiz hiç görmedi. Üstelik bu kadar büyük oranda ürettiğimiz ve tükettiğimiz bir dönemde hiç görmedik. Risklerimiz büyük.


Bu krizin karşısında tecrübemiz az. Onu aşmak için deneyimimiz az. Birinci nesilden henüz bilgiler tam aktarılmadı. 2., 3. yada 4. nesil zaten henüz oluşmadı. 


Ancak şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun Denizli olarak bizler bu krizden mutlaka çıkış yolu bulacağız. Bulmak zorundayız. Sonraki yazılarda bazı başka örnekleri de inceleyerek bir takım çıkış yolları bulmaya çalışabiliriz.


Yazının başındaki sorunun yanıtını daha  sonraki yazıma bırakıyorum.        


 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı