REKLAMI GEÇ

ANDIMIZ VE ORHUN ANITLARI!

21 Ekim 2018 Pazar

Çocukluğumuzda her sabah sıcak soğuk demeden bir metin okurduk. Ne anlamına bakardık ne de kelimelere takılırdık. Her gün bir arkadaşımızın, tüm okulun önüne çıkarak okuduğu ‘Andımız’ın ‘ırkçılık’ içerdiğini, çocukların beynini kötü şekilde yıkadığını yıllar yıllar sonra öğrendik!!!

Yahu ne ırkçılığı, ne beyin yıkaması. Biz, arkadaşımız Andımız’ı okurken, bir yandan boğazımız patlayana kadar bağırırdık, bir yandan da sıra bize gelince nasıl okuyacağımızı hayal ederdik.

Çocukça hayallerimiz vardı bizim. Çocuk yaşta ne yanımda oturan arkadaşımın etnik kökenini, ne de mezhebini merak ettim. Andımız okunurdu ve bu iş biterdi. Öyle hayal ettiğiniz gibi ilkokulu bitirir bitirmez hepimiz ‘ırkçı faşistler’ olmadık!

Binlerce yıllık tarihi olan Türk Milleti’nin evlatlarına güven aşılama üzerine bir metindi Andımız. ‘Sen Türk’sün, milletinin değerlerini öğren, küçüklerini koru, büyüklerine saygı göster, milletini çok sev’ diyordu.

Bundan bin 300 önce de aynı öğütler vardı emin olun. Orhun Anıtları’nda “Türk Oğuz Beyleri, halkı işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, Türk halkı senin devletini, yasalarını kim yıkıp bozabilir” yazan düşünceyle Andımız’da yazanlar arasında ne fark var! İkisi de binlerce yıllık yolculuğun izlerini taşıyor. Türk Milleti’nin kültürüne, diline, ahlakına sahip çıktığı sürece ilelebet payidar kalacağını anlatıyor. Anlamak isteyene!

Çözüm Süreci denilen dönemde maalesef akıl tutulması yaşandı bu ülkede. En büyük akıl tutulmalarından biri de Andımız konusunda olmuştu ki Türk Eğitim Sen’in açtığı dava ve ısrarlı takibi sonucunda Andımız’ın tekrar okunması gündeme geldi. İyi ki de geldi.

Andımız ya da Orhun Anıtları, hiç fark etmez. Bu coğrafyada yaşayanların bir adı var. O da Türk Milleti. Bu milletin binlerce yıllık geçmişi, ahlakı, fikri, kültürü ve dili var. Bunun gelecek nesillere aktarılması ve her geçen gün kapitalist sistemin çarklarında ezilen gençlere milli bilincin verilmesi anlamında Andımız’ın okullarda tekrar okutulmasının elzem olduğunu düşünüyorum. Ben tıpkı 1995 yılında Hisar İlköğretim Okulu’nda okuduğum gibi başlıyorum okumaya:

“Türküm,
Doğruyum,
Çalışkanım,
İlkem;
Küçüklerimi korumak,
Büyüklerimi saymak,
Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ey büyük Atatürk;
Açtığın yolda,
Gösterdiğin hedefe,
Durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım;
Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!”

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı