REKLAMI GEÇ

BİR ‘15 TEMMUZ’ GECESİ ŞAHİTLİĞİ

15 Temmuz 2018 Pazar

2 yıl önce sıcak mı sıcak bir hava vardı tüm ülkede. Ankara’nın sıcağının tüm ülkeyi kavuracağını o dakikalarda bilmiyorduk. 15 Temmuz gününün sabahı arkadaşlarla oturduk. Daha sonra bir kafede ailemle otururken aldım hareketli anların başladığını.

Bir yakınım ısrarla darbe ihtimalinin sosyal medyada döndüğünü söylerken ben içimden, ‘2016’nın Türkiye’sinde ne darbesi Allah aşkına. Canlı bomba falan vardır. Suriye’ye operasyondur’ gibi cümleler kuruyordum herkes gibi. Uganda mıydık biz, ya da Muz Cumhuriyeti miydik? Kafası esenin, silahı, gücü elinde bulunduranın ülkeyi darmaduman edeceği bir ülke mi olmuştuk?

İnternetten kontrol ettiğimde, güç sarhoşluğu yaşayanFETÖ’nün, ülkeyi kendi isteklerine göre yönetmek için kalkışmaya başladığını gördüm. İlk işim sosyal medyadan, ‘Bu darbeye kalkışanlar idam edilmelidir’ yazmak oldu. Saatler henüz 23.00 olmamıştı. Yanımda kimse var mı diye bakmadan, darbe sonuca ulaşırsa sonum ne olur diye düşünmeden!

Aklımda Muhsin Yazıcıoğlu’nun manifesto gibi olan o cümlesi vardı o anlarda. ‘Namlusunu millete çeviren tanka biz selam durmayız.’ Ben de durmayacaktım. Yanımda bulunan Hamdi ve Mustafa isimli arkadaşlarımla hemen yaşadığım ilçe meydanına çıktık. Yüzlerce vatandaşla beraber slogan atıyorduk bir yandan, bir yandan da ne yapacağımıza bakıyorduk.

Honaz Belediye Başkanı Turgut Devecioğlu, bir yandan telefonla konuşurken, bir yandan yapılması gerekenleri sıralıyordu yanındakilere. Selalar veriliyordu gece 12’de. Honaz Çarşı Camisi’ne dev bayraklar asılmıştı. Gözler yoldaydı. Askeri aracın gelebilme ihtimali konuşuluyordu. Tarihi anlara şahitlik ediyorduk.

Bu sırada gelen habere göre Denizli Tugay’dan yola çıkan askerler Çardak Havaalanı’nı kontrol etmeye gidiyordu. Herkes arabasına atladı ve çıktık yola. Ne yolculuktu ama. Honaz Belediyesi’nin kamyonları ve iş makinaları bizden daha hızlı gidiyordu yolu kapatmak için. İlk olarak Kaklık yakınlarında yoldaki kamyonlar dikkatimi çekti. Kamyonlar yolu kapatarak araçların geçişine izin vermiyordu. O saatlerde CumhurbaşkanıErdoğan ve BaşbakanYıldırım televizyona çıkarak vatandaşı sokağa davet ediyordu. Biz ise çoktan sokaktaydık.

Kaklık’tan sonra istikametimiz Çardak Havaalanı oldu. Yolda giderken konuştuğumuz konu ise asker görünümlü teröristlerin bize ateş açması durumunda nasıl korunacağımızdı!!!

Çardak Havaalanı’na yaklaşmamıza ilk anlarda izin verilmemişti. Tren yolunda bir süre bekledik ancak daha ileriye giden bir aracı görünce hemen atladık ve gittik Çardak Havaalanı’nın olduğu bölgeye. Oraya vardığımızda ellerinde G-3 piyade tüfeği olan erlerin araç içinde sessizce oturduğunu gördüm. Hepsi bitkindi ve olayların şaşkınlığını yaşıyordu. Yol zaten kamyonlar ve iş makinaları ile kapatılmıştı. Durum Denizli’de lehimize gelişiyordu ancak Ankara’da Meclis dahil bombalanan yerler moral bozucuydu. Sabah ezanına kadar Çardak Havaalanı’nın önünde bekledik. Çok şükür ki 16 Temmuz sabahına daha aydınlık uyandık. Türk Milleti darbeyi savuşturmuştu.

O gece siyaset rafa kalkmıştı benim için. Durum siyasal iktidara yakın olup olmamakla, sevip sevmemekle alakalı değildi. Mesele memleket meselesiydi. Arkasına ABD’yi alan, silahını bize doğrultarak boyun eğmemizi isteyenlere karşı dik durma günüydü. O gece benzin istasyonlarında, ekmek, banka kuyruklarında olmaktansa sokakta olmanın vereceği gurur bize bir ömür boyu yeter. Büyüklerimizin geçmişte yapılan darbelere karşı olan sessizliklerinin pişmanlığını hep yaşadığını gördüm. Ben o pişmanlığı yaşayamazdım!

Allah bu millete bir daha 15 Temmuz’lar yaşatmasın…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Ahmet   -  Bağlantı 16 Temmuz 2018, 09:09

bunu yaşatan sebep neydi bi düşün bakalım bu gücü onlara kim verdi tabiki akp verdi şimdi akp hariç herkes fetöcü suçlu.. Çok enterasan

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı