REKLAMI GEÇ

İŞGAL VE DİRENİŞ

19 Mayıs 2019 Pazar

İşgal varsa, direniş vardır.

Direnmek namus borcudur. Yunan kazansaydı demekle olmuyor o işler!

Kazanamazdı bu topraklarda başkaları. İzin vermezdi Mustafa Kemal, Hasan Tahsin, Müftü Ahmet Hulusi Efendi ve niceleri…

İşgale sessizce susacağımızı mı sanıyorlardı? Bu topraklar babamızdan bedava mı kalmıştı ki bize işgale sessiz kalalım!

Kalmadı Müftü Ahmet Hulusi Efendi, ‘’Elinizde hiçbir silahınız olmasa dahi üçer taş alarak düşman üzerine atmak suretiyle mutlaka fiili mukabelede bulununuz.’’

Bundan daha büyük bir emir mi olur? Silahınız yoksa taşla dahi karşı koyun düşmana ki namusumuz çiğnenmesin.

Çiğnetmediler, çiğnetmeyecekler!
Ama bir lider gerekiyordu Türk milletine. Sadece milletine güvenecek bir lider.

15 Mayıs’ta çıkıyordu yola. Ne yapacağını, nereye varmak istediğini biliyordu ama düşüncelerinin ne kadarını gerçekleştirebileceği konusunda tereddütleri vardı.

Ama bu ülkenin namuslu insanları vardı biliyordu. Müftü Ahmet Hulusi Efendi gibi, Hasan Tahsin gibi.

Düşman çizmeleri bu topraklarda gezmemeli, namusumuza dokunmamalıydı.

Çıktığı yolun ardından idam fetvaları İngiliz teyyareleriyle atıldı işgalciler ve onun yerli işbirlikçileri tarafından.

İnanmak, iman etmek varsa bir şeye bedel neyse katlanılacaktı.
Katlandılar.

Milletin 2 ineğinden birini, 3 ayakkabısından birini istemek zorunda kalan bir milli mücadele düşünün ve gözünü kırpmadan varını yoğunu bu mücadeleye adayan bir millet.

Elbette 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkanlar kazanacaktı.

Denizli’de Müftü Ahmet Hulusi Efendi’ye, İzmir’de Hasan Tahsin’e, Maraş’ta Sütçü İmam’a…

İzmir’in dağlarına, Mustafa Kemallere ve vatanın her karşı toprağındaki Mustafa Kemallere selam olsun…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı