REKLAMI GEÇ

YILBAŞI KUTLADIM, ÖZÜR DİLERİM!

24 Aralık 2017 Pazar

Her yıl olduğu gibi bir yıla daha yılbaşı kutlamak caiz midir, yeni yıla şöyle girersek günah olur mu, portakal yedim haram mı tartışmaları eşliğinde giriyoruz. Dini konularda hemen hemen birçok konuyu hallettiğimiz halde yılbaşı meselesi yıllardır çözülemeyen bir sorun olarak karşımızda duruyor. Kürt sorunu, Ermeni sorunu, Kıbrıs sorunu gibi adeta. Ne günah diyenler galip çıkıyor bu savaştan, ne de caiz diyenler.

Herhangi bir konuda karpuz gibi ikiye ayrılmaya çok hevesliyizdir biz. Bu tartışmayı ortaya atanlar farkında mı bilmiyorum ama o gün ülkenin yüzde 80’i falan evinde televizyon karşısında mısır patlatacak, portakal yiyecek ve belki de saat 12’ye gelmeden uykuya dalacak. Birçok gece yaptığı gibi yani. Dışarıda yeni yıla girmek, eğlenmek isteyenler çeşitli yerlerde bu isteklerini gerçekleştirecek. Bunu nasıl engelleyebilirsiniz ki? Yeni yıl dışında bu mekanlarda eğlenince her şey tamam da yılbaşında eğlenince mi haram oluyor? Alkol yılbaşında da haram, 15 Şubat’ta da haram, 26 Eylül’de de haram mesela. Domuz etini yiyerek girersen 2018’e, yeni yıla girmek değil de domuz eti yemek haram mesela. Ya da alkolsüz bir restaurantta, bol kepçeden para kazanıp emekçinin hakkını vermemek de haram mesela.

Bu konuda samimi olmamız lazım. Yeni yıl Hristiyan adetidir de doğum günü kutlamak Müslüman adeti midir? Kur’an-ı Kerim’de doğum günleri kutlanır diye ayet mi var? Ama ülkenin yüzde 90’ı doğduğu günün özel olduğunu düşünerek çeşitli kutlamalar yapar. Bunu nasıl ve niçin engelleyeceğiz? İnsanlar bu özel günleri kutlarken haramlara bulaşmasa yetmez mi dini açıdan?

Neymiş Hristiyanlar Hz. İsa’nın doğum gününü kutluyormuş. Hz. İsa’nın doğum günü 24-25 Aralık’tır ve bu dine inananlar onun doğum gününü kutlayabilir elbette. Hatta Müslümanlar da kutlayabilir. Kutlamaktan kastım şarap içmek, çam ağacı süslemek değildir elbette. Bizim de Peygamberimiz olan Hz. İsa için dua edilebilir, ona inananların da İslam’la şereflenmesi için Allah’a yalvarılabilir. Yeter ki samimi olalım.

Yeni yılı ben de kutluyorum her yıl. Bu yüzden de özür dilerim herkesten! Yeni yıla düşüncelere dalarak giriyorum ben. Geçtiğimiz yıl neler yaptım, kimsenin kalbini kırdım mı, annemi, babamı, eşimi üzdüm mü, Allah’a karşı olan görevlerimin ne kadarını yapabildim, bunları düşünürüm. Yeni yıl için kendimce kararlar alırım. Bunu yapayım, şu kişiyi ziyaret edeyim, şundan özür dileyeyim diye. Neticede harcanıp gidiyor ömür dediğiniz şey.

Benim için yeni yıla girmenin en güzel tarafıdır yaptığım muhasebe. Ama ben bu şekilde giriyorum diye herkesten bunu nasıl bekleyebilirim? Tek doğru budur nasıl diyebilirim? Bu benim doğrumdur ve ben böyle hareket edeceğim. Allah, hayvanlara vermediği aklı, meleklere vermediği nefsi vermiş insanoğluna. Aklımızı, nefsimizi nasıl kullanacağımızı bize bırakmış. Ödül ve cezasını ise seçeceğimiz şeye göre kendisinin vereceğini buyurmuş.

O halde bu saçma sapan yılbaşı kutlamak caiz midir tartışmalarını bırakıp, kul hakkı yemenin günahını, anne babaya saygısızlığın günahını, kalp kırmanın, hırsızlığın, emekçinin parasını vermemenin günahını, sınavlarda soru çalmanın ve buna ses çıkarmamanın günahını, liyakatı olmadığı halde ‘bizden olsun çamurdan olsun’ anlayışının günahını sorgulamanın tam vaktidir!

Not: Dini açıdan değil belki ama kültürel açıdan Noel Baba, çam ağacı süsleme, hindi kesme gibi ritüellere karşı çıkılmasını biraz daha mantıklı buluyorum. Kültürel olarak bunu yapanların toplumun çok küçük bir bölümünü temsil ettiğini düşündüğüm için çok da önemsenmemesi gerekiyor bence.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı