REKLAMI GEÇ

DAVUTOĞLU HOCA…

3 Eylül 2014 Çarşamba

Hem Ak Parti Genel Başkanı, hem Başbakan, hem de Cumhurbaşkanı değişti… En küçük bir gerilim, parçalanma, bölünme yaşanmadan…

Şimdi ise Davutoğlu Hoca 62. hükümeti kurdu. Reis 12 yıl uhdesinde bulundurduğu Başbakanlığı izzet ve şerefle Hoca’ya devretti…

O emanetçi değil; aksine Erdoğan’ın aşkını, sevdasını, davasını, kavgasını emanet olarak alan bir bilge siyasetçi…

13 yıl 13 gün Genel Başkan’lık yapan Erdoğan’dan sonra, 1382 delegenin oyunu alarak kökleri asırlar öncesine giden tarihi mirası devralıp; 2071 hedeflerine taşıyacak, Yeni Türkiye’nin mimarı…

“Albayrağı dalgalandıran hiçbir mevziden çekilmeyeceğiz”, “Kardeş halkları yalnız bırakmayacağız”, “Yanlış yerde durmaktansa yalnız ve dimdik durmak daha iyidir”, “İsrail’in bir bedel ödemesinin zamanı gelmiştir” sözleriyle kendine olan özgüvenini, milletine de aşılayacak olan bir hoca…

Başdanışman iken, meclis dışından Dışişleri Bakanlığı’na atanan Davutoğlu Hoca İngilizce, Almanca ve Arapça biliyor. “Stratejik Derinlik” isimli kitabın da yazarı olan “Hoca”, kongrede yaptığı; derin siyasi analizler ihtiva eden irticali konuşması ve Erdoğan’a verdiği hediye ile bir “çırak” olarak “Devlet”i ve “Hükümet”i milletin emrine ve hizmetine vereceğinin, safları dağıtmayıp daha sıklaştıracağının, ezilen horlanan insanların temsilcisi olacağının, Türkiye’nin hiçbir konuda geri adım atmayacağının, büyük ekonomik güçler rahatsız olsa da; bölgesel ve uluslar arası politikalardan, enerji ve kalkınma politikalarından vazgeçilmeyeceğinin sinyallerini verdi.

Belli ki o da; iç ve dış düşmanların saldırıları karşısında paniklemeyecek, gardını hiç düşürmeyecek; halkın iradesini bir zırh gibi üzerine geçirecek, bir kalkan gibi eline alacak ve tüm darbe teşebbüslerini usta çalımlarla bertaraf etmiş ustasını örnek alacaktır.

Bundan sonra şahsiyetli dış politikayı Davutoğlu sürdürecek, egemen güçlere Davutoğlu meydan okuyacak, enerji tekellerini, silah lobilerini, finans devlerini Davutoğlu rahatsız edecektir.

Avrupa ve Japonya 2.Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden inşa ve ihya hareketinde nasıl başarılı oldularsa, şimdi de Türkiye küllerinden yeniden doğacak…

Çünkü arkasında “İnsanlar davalara şeref vermez. Davalar insanlara şeref verir” diyen; kendine özgüveni tam, Abdülhamit’in ruhu ile Mustafa Kemal’in ufku; Nazım Hikmet ile Necip Fazıl’ın tatlı pınarlarından beslenen, 77 milyona el uzatan, “Her gidiş yeni bir başlangıçtır”, Güneş’in batışı doğacağına delalettir”, Karanlığın sonu hep aydınlık, gecenin sonu şafaktır”, “ Her ayrılık da, aslında bir vuslattır” diyen bir kadro var.

Doğum günün kutlu olsun “Yeni Türkiye”…
Gözün arkada kalmasın Reis, emanetin emin ellerde…
Bu öksüz davayı sürdürmeye hazır, milyonlarca “çırak” var seninle…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

uzmanmağdur   -  Bağlantı 3 Eylül 2014, 21:32

SONER YALÇIN’I OKU.ÖVDÜĞÜN DAVUT KİM MİŞ.ÖĞREN OLMA MI?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı