GELMİŞİZ DÜNYAYA MİLLİYET NEDİR ÖĞRETMİŞİZ
9 Ağustos 2016 Salı
“Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz,
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz…”
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy hayatta olsa ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra bu şiiri kaleme alsaydı; belki de şöyle derdi:
“Gelmişiz dünyaya demokrasi nedir öğretmişiz.” Ya da vatan sevgisi, bayrak sevgisi nedir öğretmişiz.
Pazar günü İstanbul Yenikapı ve diğer 80 vilayetin en büyük meydanları vatandaşlarımızla doldu. Milletimiz; siyasi görüşü, etnik yapısı, derisinin rengi, dili, dini, mezhebi, cinsiyeti ne olursa olsun; vatan sevgisi, bayrak sevgisi, demokrasiye bağlılık gibi ortak paydalar etrafında birleşerek, adeta tek bir gövde oldu.
Türkiye’de ilk defa eş zamanlı olarak seksen bir şehrimizde bu büyüklükte, bu çapta, bu coşkuda, tek yürek olarak mitingler yapılmış oldu.
Mel’un, menfur ve meş’um bu darbe teşebbüsü milli bir şahlanışa, milli bir uyanışa, kardeşliğin oluşması ve pekişmesine vesile oldu. İnsanlarımız; kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalınca; vatan toprağının, al bayrağının, demokrasinin ve kendi iradesinin ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anladı ve bunlara ölesiye sahip çıktı.
Bu milletin fertleri 15 Temmuz’da “bugün ölme zamanı, biz şehit olmaya geldik, ne zaman öleceğiz?” diye haykırdılar. Evlerinden dışarı çıkarken eşleriyle helalleştiler, çocuklarını son defa öptüler. Birçok kadın dul, birçok çocuk yetim kaldı. Yüzlerce şehit ve binlerce yaralıyı kurban vermemize mukabil; 15 Temmuz’dan sonra ülkece, milletçe artık daha güçlüyüz.
Yenikapı; ülkemiz için açılan yeni bir kapı olmuştur.
Yenikapı; devlet ile milletin kucaklaştığı, bütünleştiği yer olmuştur.
Yenikapı; milletin “millet” olduğunu yeniden anladığı ve gücünü yeniden keşfettiği ve birleştiğinde neler yapabileceğini anladığı yer olmuştur.
Yenikapı; 215 kiloluk mermiyi kucaklayıp kaldıran Seyit Onbaşı’ların yeniden ortaya çıktığı ve Çanakkale Ruhu’nun canlanmasına vesile olan bir sürecin aynası olmuştur.
Yenikapı; darbecilerin değil; milletin ülke yönetimine el koyduğunun bir ispatı olmuştur.
Ve millet; siyasi ana damarları tek bir kalbe bağlamış; yüreği aynı hedef doğrultusunda çarpan yeni bir insan tipi meydana çıkarmıştır.