REKLAMI GEÇ

HÜRRİYET’İN SATIŞI

27 Mart 2018 Salı

1 Mayıs 1948’de Sedat Simavi tarafından yayınlanmaya başlayan Hürriyet’in 2018 yılında satışına karar verilmesiyle; 70 yıllık yayın çizgisinin değişip değişmeyeceği en çok merak edilen konulardan biri.

Hürriyet için “ana akım yayın organı”, siyasi görüş olarak “merkez sol” ve “sekülerizm” taraftarı nitelendirmeleri yapılır. Bir başka yakıştırılan sıfat da medyanın “amiral gemisi” olmasıdır.

İsrail Devleti’nin 14 Mayıs 1948’de kurulmasıyla; Hürriyet gazetesinin aynı ay ve yılda yayın hayatına başlaması arasında bir bağlantı kuran ve ilişkilendirenlerin sayısı da az değildir.

Sedat Simavi’nin Aralık 1953’te vefat etmesiyle; gazetenin yönetimi oğulları Haldun ve Erol Simavi’ye geçmiştir.

Aydın Doğan; yaşının 80’e girmesiyle birlikte medyadan çekilmeye karar verdi. Daha önce Milliyet ile Vatan’ı sattığı Demirören grubuna bu defa tüm gazete, dergi, TV ve radyolarını satıyor.

Fikret Bila’nın genel yayın yönetmenliğine getirilmesiyle yayın çizgisi ılımlı, uyumlu bir havaya giren Hürriyet 23 Mart 2018 tarihi itibariyle en çok satan gazete durumunda ve günlük tirajı da 311.556 adet.

Satış sıralamasında 4. sırada yer alan Posta Gazetesi’nin ise günlük satışı net 226.531 adet. İkisi toplandığında 538.087 rakamına ulaşıyoruz.

Hükümet yanlısı yayın yapan Sabah, Türkiye, Takvim, Yeni Şafak, Güneş, Akşam, Star, Yeni Asır, Yeni Akit ve Karar gazetelerinin toplam tirajı 1.171.195 adet.

Muhalif gazete olarak nitelendirilebilecek Sözcü, Cumhuriyet, Korkusuz ve Aydınlık’ın toplam tirajı 407.457 adet.

Etliye sütlüye pek fazla müdahil olmayan, “ortada çukur var, yandan geç” tarzında yayın yapan; ancak içinde Mehmet Tezkan gibi bir kaç muhalif yazar barındıran Habertürk, Milliyet ve Vatan Gazeteleri’nin toplamı ise 443.973 adet.

Tirajı çok düşük olan diğer az satan gazeteleri saymazsak günlük toplam tiraj 2.560.712 adet..

Hürriyet genel yayın yönetmeni ve yazarlarının yazı hayatı devam edecek mi, gazetenin yayın politikası değişecek mi henüz belli değil. Okurların tepkisinin ne olacağı, okuyucu profilindeki muhtemel değişiklikler, tirajdaki olumlu veya olumsuz gelişmeleri gözlemleyebilmek için beklemek gerekecek.

Emin Çölaşan “O Sarı Öküz bendim” başlıklı köşe yazısında ilk olarak feda edilen sarı öküzün kendisi olduğunu, kendisini; Özdemir İnce, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar’ın takip ettiğini yazdı.

Ümit Zileli Aydın Doğan’ın “hem kendisine, hem medyaya, hem de bu ülkenin aydınlık, yurtsever insanlarına ihanet ettiğini” iddia ediyor.

Ümit Zileli’nin ifadesiyle Hürriyet’ten “kovulan” Emin Çölaşan; kendisini kovan Ertuğrul Özkök’e çakmayı da ihmal etmemiş; ” Uysaldır, ilkesizdir, kim güçlü ise onun karşısında esas duruşta bekler, her devrin ve her patronun uyumlu ve sadık adamıdır.”

Rahmi Turan ise yazarı Emin Çölaşan’dan biraz daha farklı düşünüyor: “Siz, biz, hepimiz, elimizi taşın altına koyup Aydın Doğan’a destek olsaydık o da tüm yayın organlarını satmak zorunda kalmazdı.”

Aydın Doğan belki de basiretli bir tüccar gibi davrandı ve dünyadaki bazı önemli yayın organlarının kağıda gazete basmayı bırakıp, dijital yayıncılığa geçtiği bir dönemde; ileriyi görüp; iyi bir fiyata gazete ve dergilerini elden çıkardı..

Sonuçları bekleyip göreceğiz… Merakla…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı