KAYYUM ATAMALARI HEMEN YAPILMALIDIR
1 Kasım 2016 Salı
Diğer şehirlerde olduğu gibi, ilimizde de FETÖ soruşturma ve incelemeleri kapsamında bazı firmalara kayyum atanmasına karar verildi. Ancak; bildiğim kadarıyla adı geçen işletmelere henüz kayyım/kayyum ataması fiilen gerçekleşmedi.
Bu atamaların gecikmesi; Denizli ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor. Bu işyerlerinde çalışanlar belki maaşlarını almakta sıkıntı yaşıyor. Belki üretimde aksamalar yaşanıyor. En önemlisi de; bu firmalardan alacağı olanlar, tahsilatı ne zaman yapabilecekleri hakkında hiç bir bilgiye sahip değiller.
İşin bir başka kritik yönü de kayyum/kayyım’ların; atanacakları işyerinin iştigal konusuna ne derecede vakıf oldukları, ne kadar tecrübe sahibi bulundukları…
Özetleyecek olursak, bu işyerlerinde işçi çıkarımının olmaması ve maaşlarının zamanında ödenmesi, üretimin sekteye uğramaması ve alacaklıların fazla bekletilmemesi gibi hususlar, iş hayatının çarklarının dönmeye devam etmesi açısından hayati önem taşıyor.
“Hayırlı olsun” ziyaretine gittiğimizde, bu çekincelerimizi Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan’a da ilettim. Kendisinin bu konuda gayet duyarlı olması beni ümitlendirdi. Bekleyelim, görelim.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı teklif ve çıkışla “Başkanlık” sistemi tekrar tartışılmaya başlandı. 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği ve sergilediği liderlik, bu konunun tekrar gündeme geleceğinin ayak sesleriydi.
Sabih Kanadoğlu’nun; cumhurbaşkanı seçilebilmesi için mecliste 367 milletvekilinin oturuma katılmış olması şartını ortaya attığı garabet karar sonucu Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesinin önü açılınca fiilen başkanlık sistemine geçilmiş oldu. Artık yapılacak iş, fiili durumu hukuka uygun hale getirmektir.
Fakat asıl önemli olan; Türkiye’nin kitleleri peşine takıp sürükleyebilecek, basiret ve feraset sahibi, cesur, geleceği okuyabilen, ülkemizi istikbale güvenle taşıyabilecek karizmatik liderler yetiştirmeye devam etmesidir.
Çünkü Başkanlık Sistemi’ne geçildiğinde bir kişi en fazla iki dönem başkanlık yapabileceğine ve bir başkan ile başkan yardımcısı lazım olduğuna göre, lider portföyümüzün zengin olması gerekmektedir. Aksi takdirde ABD’de olduğu gibi Trump’lar tarafından yönetilme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz.
Ancak, bu milletin annelerinin nice Erdoğan’lar doğuracağına olan güvenimiz de tamdır.