REKLAMI GEÇ

KUDÜS VE FİLİSTİN’İ İŞGAL PLANI

11 Şubat 2020 Salı

Mazlum ve mağdur coğrafyanın kutsal şehri Kudüs pazarlık masasında satılmaya çalışıyor. Müslümanların ilk kıblesi; İsrail ve ABD’ye peşkeş çekilmek isteniyor. Çok kanlı bir alış verişe kurban veriliyor.

İğneyi bazı İslam ülkelerine, çuvaldızı başkalarına batıracak olursak; BAE, Umman, Bahreyn ve Suudi Arabistan ABD bankalarına petro dolar akıtarak ülkelerinde iktidar olurlarken; şimdi de Kudüs’ü feda ederek, yönetimlerini pekiştiriyorlar.

İsrail ve ABD emperyal hedeflerini acımasızca, kalleşçe uygulamaya koyarken; bunu; Arap Yarımadası’na İran korkusu salarak yapıyor.

Bugün Kudüs’e göz dikerek kolayca teslim alanlar; bundan aldıkları cesaretle; yarın Filistin’in bütününü, daha sonra Medine ve Mekke’yi hedef alacaklar.

Bugün Kudüs’ü koruyamayanların; yarın; Mekke ve Medine’yi koruyabileceklerine inanmak ve güvenmek çok zor.

Böylelikle İslam alemi sindirilmeye, acziyete düşürülmeye çalışılıyor ve istila edilmeye müsait bir psikolojiye itiliyor.

İslam ülkeleri arasında bir iç savaş çıkartmak için birbirine düşürenler; karşılarında bu oyuna, bu tuzağa kolayca düşmeye hazır ülkeleri gördükçe avuçlarını ovuşturuyorlar.

Libya, Afganistan, Irak ve Suriye’den sonra; bir plan dahilinde Filistin’e, Mescid-i Aksa’ya, Kubbet-üs-Sahra’ya kastedenlerin; rotalarını İslam’ın kalbinin attığı Mekke’ye, Medine’ye çevirmeyeceklerinin hiç bir garantisi yok.

Bir çözüm planı hazırlanacaksa; bunun uluslar ve ilgili toplumlar arası görüşmelerle objektif, hakkaniyetli ve kabul edilebilir bir plan olması gerekirken;

Para teklif edilerek Filistin ve dolayısıyla İslam Alemi’ni aşağılayan işgal planının Trump’ın damadı ve baş danışmanı evangelist Kushner ile bebek katili Netanyahu’nun kafasından çıktığı ayan beyan ortada.

Azil davasından kurtulan ve fakat yıl sonundaki seçim için Yahudi Lobisi ve evangelistlerin desteğini almaya çalışan Trump ve Netanyahu uluslararası hukuku ayakları altında çiğniyorlar.

Kendini dünyanın jandarması konumunda gören bir devlet ile; dünya ticaretini elinde bulunduran ve kurdukları Yahudi lobileri ve mason teşkilatları sayesinde dünya siyasetini dizayn eden İsrail kafa kafaya verip bir başka devletin kaderini tayin etme hakkını kendilerinde bulabiliyorlar.

Sınırları tam anlamıyla belli olmayan İsrail; güvenlik sağlama bahanesiyle; zaten; her istediğini yapmakta, atlı askerlerini savunmasız kadın ve çocukların üzerine insafsızca sürmekte; bunun yanında; Gazze ablukasına devam etmekte, Gazze halkına haftada sadece iki saat su ve elektrik vererek insanca yaşama hakkından mahrum bırakmaktadır.

Siyonistlerin Mescid-i Aksa’yı yıkarak, onun yerine Süleyman Mabedi’ni inşa etmek emelleri herkes tarafından bilinen bir gerçeklik. Filistin’i yok etme planı fiiliyata geçtiği taktirde İsrail bu hayalini hayata geçirmek için fazla beklemeyecektir.

Hal-i hazırda Mescid-i Aksa; Ürdün Krallığı’na bağlı bir vakıf tarafından yönetilmekteyken; plan yürürlüğe girdiği taktirde; Müslümanların kontrolünden tamamen çıkacak ve Süleyman Mabedi’ni yapabilmeleri için müsait bir zemin hazırlanacaktır.

Bu süreç İsrail’in kutsal kitaplarında mevzu edilen helak olmalarıyla sonuçlanacak bir sürecin fitilidir belki de.

Bilinir ki; karanlığın en koyu anı; aydınlığa en yakın olduğu zamandır.

Kudüs meselesi; yine, her zaman olduğu gibi, Türkiye’nin boynuna asılı bir mesele olarak durmaktadır.

Bu topraklara huzuru ve barışı getiren Osmanlı’nın yerine şimdi de bu görevin ifası Türkiye’den beklenmektedir.

Ömer ve Selahaddin’lerin zuhur etmesinden ümidimizi kesmiş değiliz.

İslam Ülkelerine de bir gün; gerçek demokrasi gelecek ve ABD’nin, Siyonizm’in boyunduruğundan kurtulacaklardır.

Ve işte o zaman bütün İslam Ülkeleri Türkiye’nin mihmandarlığında yürüyecek, sergilediği tavrı destekleyecek ve İsrail yayılmacı emellerine ulaşamayacak, Ortadoğu’da yeni bir dünya, yeni bir düzen kurulacaktır.

21.Yüzyılın hesaplaşmasında Türk’ü, Arap’ı, Acem’i birbirine düşmeyip, birlik olmalı, hem diplomasi alanında hem de sahada tüm dünyaya gücünü göstermelidir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı