REKLAMI GEÇ

NAZİ ALMANYA’SININ YAHUDİ SOYKIRIMI

26 Kasım 2019 Salı

“Bir milyonun üzerinde Yahudi çocuk, takriben iki milyon Yahudi kadın ve pek çok Yahudi erkek olmak üzere 6 milyon civarında ölü. Ölüm sadece o zaman dilimindeki Yahudilere değil; üç-beş göbek geriye doğru gidildiğinde soy kütüğünde Yahudi dede ve ninelere rastlanan herkese uğradı.

Toplama kamplarına hapsedildiler ve birçoğu gaz odalarında öldürüldüler.

2.Dünya savaşına girmeyen Türkiye; tüm dünya bu cinayetleri uzaktan izlerken; yurt dışındaki Yahudilere uzanan yardım eli oldu. Nazi zulmünden kaçarak ülkemize sığınan yüzlerce doktor, sanatçı, avukat, öğretmen ve profesör; ülkemizde yeni bir hayata yelken açtılar.

Kanada Başbakanı Trudeau 2018 yılındaki anma yıldönümünde; 1939’da Nazilerin soykırımından kaçan 900 Yahudi’yi taşıyan St. Louis isimli gemiyi kabul etmemelerinden dolayı ülkesi adına çok gecikmiş bir özür diledi.

Hamburg’tan kalkan bu gemiyi kabul etmeyen tek ülke Kanada değildi. Küba ve şimdi Türkiye aleyhine Ermeni Soykırımı iftirasıyla Barış Pınarı Harekatı’na karşı atağa kalkan ABD de bu gemiyi limanlarına yaklaştırmamış; geriye dönmek zorunda kalan gemideki yolculardan 254 yahudi; daha sonra; Auschwitz, Treblinka ve Belzec toplama kamplarında Alman Nazileri tarafından hunharca öldürülmüştü.

Almanya’da 1933 yılında iktidar olmalarıyla başlayıp 1945 yılına kadar süren faşist ve ırkçı Nazi iktidarı Alman ırkını üstün (Ari, Aryan) ırk, diğerlerini ise “aşağı” ırk olarak görüyordu.

Bu esnada Alman ırkı içerisindeki hastalıklı kişileri de ayıklamaları, temizlemeleri gerekiyordu. Nitekim fiziki ve zihinsel engeli olan 200.000 civarındaki Alman ötenaziye tabi tutularak tıbbi yöntemlerle öldürüldüler.

Öjeni denilen ve Alman ırkını hastalıklardan arındırmaya yönelik faaliyetler kapsamında ırsi hastalıkları bulunan Almanları zorla kısırlaştırmaya başladılar.

Irkçılık politikalarından bir başkasını 1938’de hayata geçiren Naziler; “Almanya Almanlarındır” sloganıyla; Yahudileri ülkeyi terk etmeye (tehcir) zorladılar.

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrıldığı 10 Kasım 1938’den tam bir gün önce; yani 9 Kasım 1938’de Faşist Almanya’da “Kristal Gece” olarak adlandırılan bir katliam ( pogrom ) meydana geldi.

1923 yılında Adolf Hitler iktidarı ele geçirmek için bir darbe teşebbüsünde bulunmuştu. Bu teşebbüs; Alman tarihine “Birahane Darbesi” olarak geçti. Daha sonraki Hitler’li yıllarda Alman diplomat Ernst Vom Rath; bir Yahudi tarafından Paris’te öldürülmüştü.

Alman Propaganda Bakanı Joseph Goebbels, diplomat cinayetine tepki olarak “Birahane Darbesi”nin yıldönümü vesilesiyle toplanan Nazilere ateşli bir nutuk çekti.

Bu konuşma; Yahudi ticarethaneleri, ikametgahları ve sinagoglara karşı yapılan saldırıların işaret fişeği oldu ve “Kristal Gece” 10 Kasım 1938 sabahına kadar sürdü.

Cam gecedeki katliamın (pogrom) bilançosu şöyleydi: 91 Yahudi’nin öldürülmesi ve takriben 30.000 Yahudi’nin tutuklanıp toplama kamplarına hapsedilmesi. Ayrıca Yahudi işletmelerinin üstün ırka mensup olan (Ari, Aryan) Almanlara verilmesi.

9 Kasım 1938’deki bu olaylardan önce; 15 Eylül 1935’de meşhur “Nürnberg” kanunları çıkarılmıştı.

Buna göre; Yahudiler ikinci sınıf vatandaş idi ve siyasi haklarının birçoğu ellerinden alındı. Damarlarında hakiki Alman kanı dolaşanların; Yahudilerle evlenmeleri yasaklandı.

Yahudilikten çıkıp, başka bir dine geçmiş olsa da, Katolik veya Protestan bir papaz ya da rahibe olsa da; eğer büyükanne/büyükbabaları Musevi ise; bunlar da soykırıma tabi tutulması gereken Yahudiler kapsamına alındı.

Biraz daha geriye gidip 1 Nisan 1933 tarihine uzanalım:

SS’ler (Üst Düzey Nazi Muhafızı) ve SA’lar (Fırtına Birlikleri); sabah saat 10’da; Alman topraklarında Yahudilerin sahibi olduğu işletmelerin önüne dikilerek; Alman halkı üzerinde; bu konuda farkındalık oluşturdular.

Bununla da yetinmeyip; Yahudilere ait dükkanların camlarına Almanca “Jude” (Yahudi) yazdılar. Kapılarına sarı-siyah renklerde “Davut Yıldız”ı şeklini çizerek hedef gösterdiler.

Faşist Nazi Almanya’sının Führer Adolf Hitler marifetiyle yaptığı ve “Ateş Başında Kurban Etme” anlamında Yunan kökenli bir tabirle tarihe geçen “Holokost” (Holocaust) ; yani Yahudi Soykırımı hakkında söylenecek, yazılacak daha çok şey var.

Türkleri yapmadıkları ve asla yapmayacakları bir soykırımla itham eden ABD ve AB ülkelerinin; önce kendilerine ait kara tarihlerine bakarak utanıp, başlarını önlerine eğmeleri gerekiyor.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Hasan   -  Bağlantı 29 Aralık 2023, 09:37

Evet * ALLAH cc nın verdiği canı ALLAH cc alır *
*İnsanların birbirlerinden farkı takvalarıdır, Renkleri ırkları,dilleri, lehceleri, yaşadığı mıntıkaları hiç önemlideildir*Fakat, şu an İsrailin yaptığı katliamlara ne demeli, ALLAH cc mütted veririm i

Salih Tekin   -  Bağlantı 27 Kasım 2019, 08:18

Tebrikler Erdal Otçu. Müslüman Türkler soykırım yapamazlar. Çünkü İslam dini buna izin vermez.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı