REKLAMI GEÇ

NİHAT ZEYBEKCİ VE SİYASET

25 Temmuz 2017 Salı

Siyaset zor zanaattır. Her kişinin değil, er kişinin harcıdır. Nice insanlar vardır ki siyaset sahnesine büyük bir şaşaa ile büyük bir gürültüyle çıkarlar da; sonra bir bakarsınız ki; siyaset sahnesinden silinivermişler.

Siyaset otobüsüne bir durakta binenler, eğer istekleri, talepleri karşılanmamışsa, bir işi bürokrasiye takılmışsa; oğluna, kızına iş bulunamamışsa, bir sonraki durakta otobüsten iniverirler.

Siyasette kimi insanlar sürekli hamama odun taşır; kimileri de sadece ve sadece sıcak suyu her zaman hazır olan hamamda yıkanmayı bilirler. Devamlı odun taşıyanlar bundan müşteki olmazken; hep yıkanmaya alışık olanlar; sıcak su bulamadıklarında hamamı terk ediverirler.

Siyasi hayattan nice milletvekilleri, nice bakanlar, nice belediye başkanları, nice belediye meclis üyeleri gelir, geçerler. Yıllar sonra geriye dönüp bakıldığında kimilerinin esamesi bile okunmazken; kimileri eserleriyle yad edilir dururlar.

Siyaset uzun soluklu bir maratondur. Hızını iyi ayarlamak gerekir. Kimileri start çizgisinden fırladıkları andaki sürati koşu boyunca devam ettiremezler ve finiş çizgisine kilometreler kala diskalifiye olurlar.

Siyasette parti disiplini gereği bazı meselelerin “kol kırılır yen içinde kalır” misali has bahçede konuşulup değerlendirilmesi gerekirken, kimileri kendine hakim olamaz ve tenkitlerini ulu orta faş ederek, partilerine zarar verirler.

Siyaset bir takım oyunudur. Başta bir teknik direktör, yanında yardımcı bir antrenör, oyuncular, yedek oyuncular, malzemeciler, top toplayıcılar, sağlıkçılar olur. Başarı için bunların uyum içinde ve makamını, mevkiini küçümsemeden dayanışma içinde çalışmaları gerekir.

Siyaset; bitmeyen bir heyecan, pörsümeyen bir inanç, bir dava, bir idealdir. Heyecanını, gücünü, inancını yitirenler çekilmesini bilmeli, kendisini her gün yenileyenler, davasını her gün bileyenler, yorulmayanlar, şikayet etmeyenler devam etmelidir.

Toplumun ve hatta kendi partililerinin tamamına kendini sevdirmesi mümkün değildir siyasetçinin. Ama bunu yapabilmek için azami gayreti de sarf ederler. Başardıklarında sevinir, başaramadıklarında yerinirler.

Siyaset üzerine yaptığım bu analizlerden sonra Sn. Nihat Zeybekci vakıasına geçmek istiyorum.

Şahin Tin başkanlığındaki il yönetim kurulu başkan yardımcıları olarak AK Parti’nin gireceği ilk yerel seçimler öncesi Nihat Zeybekci’yi fabrikasındaki odasında ziyaret etmiş ve kendisine belediye başkan adaylığını teklif etmiştik. O zaman bu teklifi kabul etmemiş ve hatta Mehmet Yüksel de bu tercihi bildiğinden aday adayı olmuştu.

Ancak Genel Merkez tarafından Denizli Belediye Başkan adayı olarak Nihat Zeybekci ilan edilince, kendisi kadar Denizli halkı da şaşırmıştı.

Fakat makama talip olunmaz; görev verildiğinde ise yapabileceğine inanıyorsa kaçmak da olmazdı. Zaten emir büyük yerden gelmişti.

Yıllarca başarıyla süren belediye başkanlığı; milletvekilliğine, milletvekilliği bakanlığa evrildi. Her zaman söylediği “siyasette de lider kent olma” hedefi tahakkuk etmişti.

Nihat Zeybekci Denizli ili olarak genel, yerel, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve referandumlarda AK Parti’nin aldığı oy oranlarına kah üzüldü, kah sevindi. Çünkü kendisi sorumluluk makamındaydı. Beklediği oy oranına ulaşılamadığı zamanlarda adeta kahroluyor, mesuliyeti üzerine alıyordu.

Nitekim Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Denizli’den çıkan oylara da sevinemedi. Reis’in en çok güvendiği milletvekili/bakanlardan biri olmanın getirdiği ağır sorumluluk karşısında, bu sonuç onu tatmin etmemişti. Zannediyordu ki referandumda kendisi oylandı.

Halbuki işin aslı hiç de öyle değildi. Halk; başkanlık sisteminin yararlarına inanıp inanmadığına göre ve Denizli’nin parçalı siyasi yapısına ve coğrafi konumuna uygun olarak tercihte bulundu.

Gözler; Bakanlar Kurulu revizyonunda; referandumda arzu edilen sonucu alamamış illere verilecek bakanlık dağılımı üzerinde yoğunlaştı. Türkiye’de 81 vilayet; buna karşılık Başbakan hariç 26 bakanlık vardı.

Revizyon yapılırken bölgeler arasında denge, iller arasında denge, etnik yapılar üzerinde denge kurulması gerektiği gibi; ayrıca; kariyeriyle, mazisiyle, güvenilirliğiyle, başarılarıyla da değerlendirilmesi gerekiyordu bakan olacak vekillerin.

Bu sınavdan başarıyla çıktı Nihat Zeybekci. Denizli iş dünyası derin bir ohh çekti. Hatta sadece Denizli değil; çevre iller de memnun kaldı “devam” kararından.

Oysa Adalet Parti zamanında Denizli oylarını Demirel’e verir, fakat bakanlık alamazdı. Demagog Demirel; “Denizli’nin bakanı benim” der, heyetleri geri gönderirdi.

Denizli’nin uzun yıllar süren makus talihini yenen Nihat Zeybekci’nin bakanlığının devam kararı ilimize, bölgemize, halkımıza hayırlı olsun.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı