REZA ZARRAB PROJESİ

ABD; 2009-2016 yılları arasında İngiltere (5 banka), İsviçre, Avustralya, Hollanda, Japonya, İskoçya, İtalya, Fransa (2 banka) ve Lüksemburg’daki toplam 14 bankaya İran, Sudan, Libya, Burma, Küba, Liberya ve Zimbabve’ye uyguladıkları ambargoları ihlal ettikleri gerekçesiyle 3.811.655.142 (Üç milyar sekiz yüz on bir milyon altı yüz elli beş bin yüz kırk iki) dolar para cezasına mahkum etmiş.

Nasıl bir uluslararası bankacılık sistemidir ki bu; ABD kendi keyfine göre; istediği ülkelere ambargo uygulama kararı alıyor ve bu ambargoyu ihlal ettikleri gerekçesiyle milyar dolarlarla ifade edilebilecek meblağlarda ceza tahsil ediyor.

Bağlayıcılığı bulunan Birleşmiş Milletler kararlarını anladık da; sadece ABD’yi bağlayan ambargo kararlarına Türkiye uymak zorunda mıdır?

O zaman biz de (hemen aklımıza ilk geliveren) İsrail’e ambargo kararı alalım ve bu ambargo kararını deldiği için ABD bankalarını yargılayalım…

Reza Zarrab seçilmiş bir adam mıdır, bir proje midir? İranlıyken Türkiye’ye gelip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçiyor; ABD tarafından ambargo ilan edilmiş İran’a mal satılmasına aracılık ediyor; sonra da tutuklanacağı gün gibi aşikar iken; ABD Miami Florida’ya gidip 19 Mart 2016’da FBI’a göz kırpıyor; çıkarıldığı mahkemede herkes sanık olarak yargılanacağını zannederken; tanık sandalyesine geçiyor ve tabiiyetine geçtiği ülkesini satarak ihanet ediyor.

Maksat Türkiye’nin önemli bankalarından Halk Bankası’nı kilitlemek. Bankacılık faaliyetlerine zarar vermek, sekteye uğratmak, maddi ceza ödemeye mahkum etmek. Dolaylı olarak da Türk ekonomisini baltalamak, krize sokmak.

Bu esnada; davanın görüldüğü mahkeme için çeşitli mesleklerden belirlenen 12 asıl jüri üyesinden bir tanesi; duruşma esnasında sürekli uyuduğu ve horuldadığı için jüriden çıkarılıyor ve yerine yedeklerden bir başka kişi jüriye dahil ediliyor. Tam karikatürlük bir sistem. ABD’de Türkiye aleyhine siyasi ve ekonomik sonuçlar doğuracak bir dava açılacak da; birçoğu hukuk eğitimi almamış ABD vatandaşlarından oluşan jüri tarafsız davranacak?

Reza Zarrab ve yakınlarının (Önceden mal paylaşım sözleşmesi yapmış olan Ebru Gündeş hariç) mal varlığına el konulması yaraya merhem değil. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılması da; bu saatten sonra bir anlam ifade etmeyebilir.

Nedense son günlerde gündemi işgal eden konular hep Halkbank üzerinden yürütülüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Man Adaları’ndaki bir şirkete yapıldığını iddia ettiği Halkbank havale makbuzlarının sahte olup olmadığını en çabuk ortaya çıkarabilecek merci bizzat Halk Bankası’dır ve Halk Bankası Genel Müdürlüğü ivedilikle bir açıklama yapmalıdır.

Bugüne kadar Birleşmiş Milletler Temmuz 2006’dan Temmuz 2015’e kadar İran’a yaptırım uygulanması için dokuz adet karar çıkartmış.

Buna mukabil; ABD Başkanlarından Jimmy Carter, Ronald Reagan, Bill Clinton, Barack Obama ve Donald Trump tarafından 1979 ila 2017 yılları arasında sekiz adet yaptırım kararı almışlar.

Sen neymişsin be İran? Birleşmiş Milletler ve ABD’nin aldığı yaptırım kararlarının hemen hemen hepsinde başrolde sen varsın.

-İran’ın uranyum zenginleştirme programını durdurması hakkında karar.
-İran’ın nükleer yayılma faaliyetlerini askıya alması hakkında karar.
– İran’ın balistik füze teknolojisini ele geçirmesinin önlenmesine dair karar.
-Diğer devletlerin İran’a ağır silah satmalarının yasaklanmasına dair karar..

Her vesile ve fırsat kullanılarak Türkiye’ye yurt içinden ve dışından müthiş bir saldırı var. Sanki iç ve dış mihraklar sözleşmiş. Koç başlarıyla kapıyı kırıp içeri girmek istiyorlar. Ülkemiz her zaman olduğu gibi, yine; 7 düvele karşı savaş veriyor.

Bu saldırıları da savuşturacağımıza ve düzlüğe çıkacağımıza inanıyorum. Her yokuşun mutlaka bir iniş; her zorluğun arkasında mutlaka bir kolaylık vardır.