REKLAMI GEÇ

ŞEKER HASTALIĞI VE AMELİYAT

17 Mayıs 2016 Salı

Yazının başlığını “Diabet ve Metabolik Cerrahi” şeklinde atmak da mümkündü. Fakat bu cümle bana fazla teknik geldi.

Büyükşehir olmadan önceki Irlıganlı Belediye Başkanı Hasan Yılmaz Metabolik Cerrahi kapsamında ameliyat geçirdiğinde kendisiyle konuşmuş ve bu konuyu ilgi alanıma dahil edip, takibe almıştım.

Tip 2 diabetli birisi olarak; ilimizdeki bir özel hastanede Metabolik Cerrahi Sempozyumu gerçekleştirileceğini ve hatta yapılacak bir ameliyatın canlı olarak izlettirileceğini duyunca; sabahın saat sekizinde evden çıkıp hastanenin yolunu tuttum.

Metabolik Cerrahi denilen ve diabetli hastalara uygulanan bu yöntemi Türkiye’de ilk defa uygulayan ve bugüne kadar 1400 kadar kişiyi ameliyat eden Doç. Dr. Alper Çelik’i sabahın erken saatlerinde karşımda görünce oldukça heyecanlandım.

Ameliyatın canlı olarak izlettirilmesinden sonra verilen öğle molasında Alper Çelik ile karşılıklı sohbet edenler arasına ben de katılmadan edemedim.

Japonya, Hindistan ve Brezilya’da bu merhaleye gelebilmek için yaptığı incelemeleri, çektiği çileleri, sıkıntıları, tecrübelerinden istifade ettiği hocalarla olan çalışmalarını dikkatle dinledim.

Kendisini azimli, kararlı, idealist ve Türkiye’de açtığı çığırın heyecanını hala yaşayan bir doktor olarak gördüm. Sahibi bulunduğu ve yılların birikimi olan bilgiyi, deneyimi, meslektaşlarıyla paylaşmasını takdir ettim.

Ancak; kendisine şu soruyu sormadan da edemedim: “Madem ki çağımızın çok yaygın bir hastalığı haline gelen diabete çözüm olarak ince bağırsak ile kalın bağırsağın yerlerinin değiştirilmesi öneriliyordu; niye Yaradan insanoğlu’nu doğuştan bu şekilde yaratmamıştı? “

Doç. Dr. Alper Çelik; daha önce de bu sorulara muhatap olmuş olacak ki; sakin ve sabırlı bir şekilde bu değişimin sebeplerini izah etti. Mesela binlerce yıl önce insanlarda apandistin olmadığını ifade etti. İnsanoğlu ilk çağlarda besinleri çiğ olarak tüketirken; aradan geçen zamanla; ateşi bularak pişirmeyi öğrendiğini, tarımı keşfederek buğdaydan ekmek yaptığını, İsrail’in tohumunu alıp domates yetiştirdiğini, genetik yapısı değiştirilmiş ve oynanmış besinleri yemeye maruz bırakıldığını, bağımlılık yapan ayaküstü yiyeceklere yöneltildiğini, hareketsiz bir yaşama itildiğini anlattı.

Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de firmaların; sayıları git gide yüzde yirmileri bulan diabet hastalarının kullandığı ilaç pazarını kaybetmemek ve pastadan aldıkları payı daha da büyütmek için korkunç bir çaba içinde olduklarından bahisle; kendisinin bir ulusal gazetenin sayfalarında “şarlatan doktor” olarak takdim ettirildiğinin altını çizdi.

Diabetle ilgili olarak yapılan 12 bin klinik araştırmanın % 94’ünün ilaç firmaları tarafından yapılmış olmasının çok düşündürücü olduğunu; diabet tedavisini tekellerine aldıklarını söyledi.

İnsülinin kilo aldırdığını, göbek çevresinde yağlanma yapabildiğini, insanların kilo aldıkça daha çok insüline ihtiyaç duyduğunu ve bu kısır döngünün artarak devam edebileceğini beyan etti.

Yediğimiz yiyeceklerin ince bağırsağın ortasına gelince bittiğini, yaşam şartlarını ve beslenme kültürümüzü değiştirsek de; yapılan istatistiklerde; hastaların % 43’ünde istenilen hedeflere ulaşılamadığını aktaran Alper Çelik, yemek algısı ve iştahı değiştirildiği zaman hastaların olumlu bir yola girdiğini ve iyi anlatılıp, iyi uygulanırsa metabolik cerrahi uygulamasından mucizevi sonuçlar alınabileceğini iddia etti.

“Neyi ne kadar anlatırsan anlat, önemli olan karşındakinin neyi,ne şekilde, nasıl ve ne kadar algıladığıdır” sözü mucibince, saat 15,45 ‘de biten sempozyumdan katılımcı belgemi de alıp çıkarken; ben bunları bu şekilde algıladım.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı