REKLAMI GEÇ

TÜTÜN İÇMENİN HÜKMÜ

12 Şubat 2019 Salı

Kimi keyiften, kimi efkardan içer tütünü. Kimisi içine çeker, ciğerlerinde gezdirip burnundan getirir; kimisi de dudak tiryakisidir; ağzından iade eder dumanını.

Kimisi her gün on lira verir bir paket sigaraya; parasını el; dumanını yel alır. Kimisi de otlakçılık yapar, başkalarından geçinir devamlı.

Kapalı mekanda içmek yasaklanmıştır ülkemizde. Ancak en havadar yerler; yine tütün içenlere ayrılır. Televizyondaki dizi ve filmlerde buzlanır sigaranın üstü. İnsanlar, çocuklar özenmesin diye.

Paketlerin üzerine yazılar yazılır, korkunç resimler konulur caydırmak ve ürkütmek için. Bazı ülkelerde tedavi edilmez sigaradan hasta olanlar; devlet imkanlarıyla.

Keşke 1492 yılında Amerika kıtası Kristof Kolomb tarafından keşfedilmiş olmasaydı. Belki o zaman tütün bu yeni kıtadan; önce Avrupa’ya; sonra da dünyaya yayılarak Osmanlı topraklarına girmezdi.

Önceleri tabaka; sonra duhan (duman); daha sonra da tütün olarak adlandırılan sigaranın Osmanlı’ya girmesi 1570, 1598, 1600 veya 1606 tarihleri olarak kaydedilir.

9 Şubat tüm dünyada “Sigarayı bırakma günü” olarak anılıyor. Umarız ki; bu tarihte yapılan yayınlar etkili oluyor ve hatırı sayılır sayıdaki kişi sigarayı azaltarak bırakıyor ve tekrar başlamıyordur.

İnsan sağlığına zararlı olan ve bağımlılık yapan maddelere ulaşım ve erişim; değişik ülkelerde idareciler tarafından çeşitli yaptırımlarla zorlaştırılmaya çalışılırken; yine aynı amaca yönelik olarak inanç yoluyla sakındırılmaya çalışılmıştır.

İşitsel, görsel veya yazılı tüm uyarı ve ikazların sonuç vermediği; tütün kullanmaktan ortaya çıkan kanser ve benzeri olumsuz somut örneklerin insanları caydıramadığı aşamada; dinin koyduğu kurallar devreye girmektedir.

Nitekim son günlerde tütünün İslam’daki hükmünün ne olduğu çokça tartışılmaya başlamıştır.

Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerde açık bir ayet veya hadisin mevcut olmamasına dayanarak hüküm vermeyen alimlerin yanında; tütün kullanımını haram, mekruh veya mubah olarak değerlendiren alimler de var.

Tütünün haram olduğunu savunanların delilleri şunlar:

Damarların tıkanmasına, kansere, felce, körlüğe, baş dönmesine yol açması sebebiyle insan sağlığına zararlı, kısmen uyuşturucu, evin geçimine ayrılması gereken paranın faydasız bir şekilde harcanarak israfa yol açması, soğan-sarımsak kokusu gibi başkalarını rahatsız edici koku yayması, ağzı, elbiseyi, mekan ve bedeni kokutması, dişleri sarartması, çürütmesi, bağımlılık yapması, yangınlara yol açması, tiryakilik yüzünden oruç gibi ibadetlere engel olması.

Tütünü mubah sayanların görüşleri ise şu şekilde:

Tütün; haram olmayı gerektirecek kadar pis olma, sarhoşluk verme, aklı giderme özelliğinde değildir. Müslümanlardan zorluğun giderilmesi, onların çoğunun günahkar olarak vasıflandırılmaması evladır.

Tütünün mubahlığını savunan alimlerin bir çoğu; her ne kadar bu görüşte iseler de; kendilerinin tütün kullanmadığını; içilmesini ve tiryaki olunmasını onaylamadıklarını ifade etmişlerdir.

Ayrıca; tütün kullanırken haramlığını gerektirecek bir unsurun bulunmamasını şart koşmuşlardır. Zira bazı üreticilerce tütün alkole yatırılmakta, bağımlılık yapacak maddeler ilave edilebilmektedir.

Abdülgani Nablusi ise; tütünün; zarar verdiği kişilere haram olduğunu örneklendirirken; balın safra hastasına zarar verdiğini ve fakat başkalarına haram olmadığını ifade eder.

İsmail Hakkı; Sultan Murad zamanında tütün içme eylemi için; insanların hayatına mal olması (idam cezası) yüzünden haram demişse de, tütün yasağının kalkması üzerine tütünün haram olmadığını bildirmiştir.

Muhammed Hadimi; “soğan, sarımsak yiyen mescidimizden uzak dursun…” hadis-i şerifine kıyasta bulunarak; melek ve diğer insanların pis kokudan rahatsız olacakları cihetle; tütün içmenin mekruh olduğunu beyan etmiştir. Zira tütünün helal olmasında görüş birliği yoktur.

İbn-i Abidin de; tütün içmenin Şafii’de tenzihen mekruh olduğunu söyler.

Hanefi alimlerinden Muhammed Nihriri; sahasında uzman bir doktorun teşhisi ve yasaklamasıyla veya edinilen tecrübe ile tütünün kendisine zarar verdiğini bilen, anlayan kimseye tütün içmenin haram olduğuna dair fetva verir.

Tütünün haram olmadığını savunanlar; “çoğu zarar veren şeyin azı da haram olur” demenin yanlış olduğunu; çünkü yemeği çok yemenin de insana zarar verdiğini, oysa az yemenin haram olmadığını misal verirler.

İmam-ı Muhammed’e göre; çoğu sarhoş edenin, azının da haram olması, sıvı halindeki içkiler içindir.

Yusuf El Karadavi; tütün; harama yakın (tahrimen) mekruhtur diyenlerin; sigaranın zararlı, malı/parayı eksilten, hayırda kullanılabilecekken bedeli boşa giden, hoş olmayan kokuya sahip, olgun insanlardaki fazilete gölge düşüren, (tiryaki tarafından ) içilemediği durumlarda insanı can sıkıntısına maruz bırakan ve mesela oruçluyken gün boyu düşünülen bir madde oluşuna dayandıklarını söyler.

Görüldüğü üzere; tütünün hükmü hakkındaki görüşlerin bir köşe yazısına sığması mümkün değil.

Eskiden; Gelincik, Bahar, Yenice gibi filtresi olmayan ve Tekel tarafından üretilen markalar vardı. Şimdi; maddi durumu müsait olanlar yabancı sigara içiyor. Sigara ithaline önemli miktarda döviz gidiyor.

Resmi dairelerde çalışanlar; sigara içebilmek için mecburen bina dışına çıkıyorlar. Tahminen; neredeyse; 8 saatlik mesainin (yaklaşık) 1 saatinin sigara içmek için harcandığını söylemek yanlış olmaz.

Son olarak; vicdanımıza danışır, çoluk-çocuğumuzu düşünür, elimizi kalbimizin üstüne koyarak karar verecek olursak; sigarayı bırakacağımıza inanıyorum.

Kalın sağlıcakla.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Güngör Kesimli   -  Bağlantı 15 Şubat 2019, 18:06

Sigara zararlı mıdır? Evet zararlıdır. İster prof. ister ulema, ister Diyanet işleri başkanı olsun, sigaraya haram deme hak ve selahiyetine sahip değildir. BİR ŞEYİN HARAM VE HELALLİĞİNİ ANCAK ALLAH VE PEYGAMBERLERİ KARAR VERİR. GERİSİ LAF-I GÜZAFTIR

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı