REKLAMI GEÇ

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE REEL POLİTİK

12 Temmuz 2016 Salı

“Şahsiyetli Dış Politika” veya “İlkeli Dış Politika”nın yanında; bir de ülke menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan, de facto duruma, mevcut fiili vaziyete göre pozisyon alınan dış politika uygulamaları var.

Arzu edilen, ideal olan; ülkelerin demokrasi ve insan hakları gibi konularda tavizsiz bir tutum takınmaları ve dış ilişkiler ağını buna göre kurmaları. Güçlü ülkelerin uydusu olmaktan çıkıp, kendi kararlarını kendisi alabilen, inisiyatif kullanabilen bir konuma gelmeleri.

Teori ile pratik çoğu kez birbirine uyum sağlamıyor. Öngörüler gerçekleşmiyor. İlkeler ile ülke menfaatleri birbiriyle çatışıyor.

İki binli yılların başlangıcından itibaren, bir müddet komşularımız ile sorunsuz bir dönem geçirdikten sonra, Suriye’deki Baas rejiminin kendi halkına karşı giriştiği zulüm, işkence, cinayet ve katliamlar sonrası Esad ile ilişkilerimiz koptu. Türkiye ya mazlum halkın yanında yer alacaktı, ya da menfaatlerini birinci planda tutup, Esad’ın yanında.

Mısır ile ilişkilerimiz çok iyi gidiyordu. Bir süre sonra ABD’de eğitim görmüş Sisi ortaya çıkıp, seçilmiş Mursi’yi alaşağı edince, bu ülke ile de münasebetlerimiz bozuldu. Ya demokrasinin yanında yer alacaktık, ya da (hiçbir şey olmamış gibi) ülke menfaatleri uğruna darbeci Sisi’nin.

Rusya bir kaç kez hava sahamızı ihlal ettiğinde ya angajman kurallarını değiştirip, sınır tecavüzüne göz yumacaktık, ya da egemenliğimizden taviz vermeyip (başlangıçta hangi ülkeye ait olduğunu bilmediğimiz) uçağı düşürecektik.

Merkezi idare ile istişare etmeden ve tensiplerine başvurmadan yola çıkan ve insani yardım taşıyan Marmara Gemisi’nin siyonist, işgalci, saldırgan, kanun ve nizam tanımayan bir devlet olan İsrail tarafından saldırıya uğrayıp, aktivistlerinin şehit edilmesine ya göz yumacaktık, ya da her gün Müslümanları sefalete ve açlığa terk eden, kutsal mekanlarını işgal eden bu ülkeye karşı keskin bir tavır takınacaktık.

Özür şartının yerine getirilmesi, tazminatın ödenmesi ve ablukanın delinmesi / hafifletilmesi karşılığında 6 sene sonra İsrail ile başlayan diplomatik görüşmeler sonucunda Gazze’ye doğru yola çıkan on bin ton eşya taşıyan geminin Aşdud limanına yanaşıp Filistinlilere ulaşması; bayramın mazlum coğrafyaya da uğraması anlamına geldi.

Sıra Rusya ile ilişkilerin normalleşmesinde, yumuşamasında. Her iki ülke yöneticileri ve halkı da bunu birbirlerini rencide etmeden hayata geçirmenin çabası içinde.

Hayır; dış politikada eksen kayması yok.

Hayır; Türkiye geri adım atmadı, diz çökmedi.

Hayır; Türkiye savrulmuyor.

Sadece esnafın, işverenin, sanayicinin, turizmcinin ekonomik çıkarları için; (bir dahlimiz olmadan) bizim dışımızda gelişen olaylardan kaynaklanan olumsuz gelişmeleri düzeltmeye yönelik önemli adımlar atılıyor.

Meşhur bir atasözü var: “Durumundan / konumundan memnun değilsen; yerini değiştir. Ağaç değilsin.”

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı