REKLAMI GEÇ

DOSDOĞRU OLMAK KUR’AN EMRİDİR

2 Ekim 2021 Cumartesi

Son zamanlarda siyasal İslamcıların uzantıları, kendilerinin ve avanelerinin işine gelecek pek çok uyduruk fetvalar veya sözler ile insanları, daha doğrusu belirli bir siyasi idolün takipçilerine mesaj vermeye çalışıyorlar. Taban mesajları alıyor mu, beyinlerine yazarak, daha sonra kullanılmak üzere depoluyor mu bilmiyorum. Bildiğim tek şey, artık toplumların dini bir yerlere bağlama sevdasındaki bu tür konulara eskisi kadar ilgi göstermediğidir.
Bu insanlardan kendisini inkar eden ünlü iki isim vardır. Bunlardan bir tanesi, geçtiğimiz aylarda vefat eden “Fesli Kadir” lakaplı Kadir Mısıroğlu, diğeri ise 20 yıllık iktidar döneminde İslam’ın bütün değerlerini, haramlarını “siyasal İslam” için ters yüz eden Prof. Hayrettin Karaman.

Kadir Mısıroğlu, yıllar önce “Yunan Mezalimi”, “Ermeni Mezalimi” kitapları ile Türk gençliğini etkilemiş; idol olmuş bir şahsiyetti. Aynı kişi yıllar sonra, sadece “Atatürk Düşmanlığını göstermek için” kendi yazdığı kitabını inkar ederek “Keşke Yunan Kazansaydı” deme cüretini göstermiş ve Türk Milleti’nin gözünden düşmüştü…

Hayrettin Karaman ise, daha yakın zamana kadar yazdığı “hadis” kitapları ile Türkiye’nin sayılı hadisçileri arasında gösteriliyor ve kitapları İlahiyat Fakülteleri’nde “ders kitabı” olarak okutuluyordu. Bizim nesil, onun hadis kitaplarını İlahiyat’ta tanıdı ve okudu.

Aynı kişi, Müslüman Türk Gençlerine hadis ilmini sevdirmek ve hadisleri aktarmak üzere yola çıkmışken, bir bakıyorsunuz öncesinde “Haram, mekruh,” veya “Bu hadis rivayet, uydurma hadis, İsrailiyyat” dediği hadisleri, bugün gerçek hadis gibi sunmaya başladı. İçindeki kini adeta kusarcasına İslam’ın kabul etmediği ve yasakladığı “Faiz, Adalet, Yalan söyleme” kabilinden hadisleri “doğru gösterme” gayretine düşmüştür. Demek ki içinde İslam’dan öç alma, intikam alma hırsı varmış. Ya da, dünyalık kaygısına düşerek, biraz daha çok kazanmanın ve millet tarafından benimsenmeyen bir yönetimin devam etmesine zemin hazırlamanın vebali ile ahiret hayatını tehlikeye atmıştır.

Hayrettin Karaman’a hatırlatmak isterim ki; “İktidara zarar verecekse, doğruları söylemek caiz değildir” demek şirktir. Çünkü Kur’an Nisa Süresi 135. Ayette; “Ey İman edenler; Kendinizin, anneniz ve babanızın ve yakınlarınızın aleyhine bile olsa adaletten ayrılmayınız.” Diye uyarıyor.

Hz. Ömer (ra) Halife seçildiğinde mescidde hutbede iken cemaate “Ben haktan ayrılırsam ne yaparsınız” diye seslenir. Bir sahabe ayağa kalkar ve kılıcını sıyırarak “Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!” cevabını verir. Hz. Ömer ellerini açarak; “Ya Rabbi! Sana şükürler olsun ki, ben Senin adaletinden ayrılırsam, beni kılıcıyla doğrultacak cemaate sahibim” diyerek Allah’a şükür eder. Ve son olarak, Hz. Peygamber (sav) veda hutbesinde “Haram, Zina, Cinayet, Kölelik, Faiz” gibi insanlığı çok etkileyen kötü işleri haram kılmıştır. Bu ve bunun gibi pek çok Ayet ve Hadis fetvacı Karaman’ı yalanlamaktadır.

Çünkü İslam Adalet, Barış, Kardeşlik gibi insanlığın temel kaideleri üzerine bina edilmiştir. Faiz, Zina, yalancılık, Köle ticareti, adam öldürme gibi kötü hasletlerin terkedilmesi için kesin ve kati deliller ile yasaklamıştır.

Hal böyle olunca, Kur’an ve Hadis konusunda otorite olmuş bir kişinin, bütün inandığı değerleri “inkar” edercesine bir kenara bırakarak, günümüz siyasal İslamcıların istediği gibi fetva vermesi ve toplumu Allah adını kullanarak kandırmaya çalışması çok büyük ve manidar bir olaydır. Zira, son iki yüzyıl bir din alimi yetiştiremeyen Türk-islam dünyası için vahim bir hadisedir.

Bizlere hadisleri kitaplarında öğretmeye çalışan, din ulemasının otorite kabul ettiği bir kişinin yıllar sonra “Bir kesime yaranmak, yağdanlık olmak için” kendisini ve dini böyle küçük safsata fetvalar ile inkar etmesi hiç şüphesiz şirktir.
Allah bizi doğru yoldan ayırmasın.
Esen kalınız…
Saygılarımla…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı