REKLAMI GEÇ

EBUSSUUD EFENDİ’NİN FETVALARI

11 Mayıs 2023 Perşembe

Türkler tarih boyunca kurdukları devletleri, imparatorlukları uzun süre koruyamamışlardır. Öyle ki, antik çağlardan itibaren çeşitli isim ve kavimler adları ile kurdukları bu devletler, törelerinden, yaşamlarından ve kültürlerinden sapmaya başladıkları anda çöküşe geçmişlerdir. Her ne kadar, yıkılan devletin küllerinden yeni bir devlet kursalar da, sistemi ve yönetimi kurmaları, birlikte olmaları uzun zaman almıştır. Bu zaman zarfında da Türklere düşman olan veya diğer devletler tarafından içlerine sokulan hainler, devletin kademelerinde görev alarak yapmadık kötülükleri bırakmamışlardır.

Türklerin tarih sahnesinde en uzun ömürlü devletlerinden bir tanesi Osmanlı’dır. Töre, Örf ve An’anelerine bağlı, bozkır çadırlarından saraylara dayanan yaşamları ile Anadolu ve Balkanlarda sağlam temeller atmışlardır.

Önceleri Anadolu birliğini sağlamak için Türk beyliklerini ortadan kaldıran Osmanlı, adaleti ve İslam’a olan bağlılığı sebebiyle bütünlüğü korumasına rağmen, 1500’lü yıllardan sonra çoklu dillerin, dinlerin ve ırkların yaşadığı coğrafyalardaki hakimiyetini korumak uğruna “devşirme”, sonrasında “ilim, alim, din adamlarına” gösterilen büyük hürmet, Osmanlı’nın Türkçe konuşmasına rağmen, Arap harfleri ile yazıştığı alfabesi Türkmenleri cahil bırakmış, Arap ve fars kökenli kişilerin Osmanlı tebaasına dini kullanarak derinden etkilemeleri sebebiyle Türk kökenli Şeyhülislamlar hep geri planda kalmıştır. Bu yüzden töre bozulmuş, din farklı anlamlarda kullanılmış, sofu takımı (ruhban sınıfı) ortaya çıkmış, koskoca İmparatorluk dini bir yapının tasallutu altına girmeye başlamıştır. Böylece ağır ağır bütün sistem bozulmuştur.
Bazılarının dediği gibi; burada kötü olan İslamiyet değil, O’nu kendi çıkarları uğruna kullanan, değiştiren, yorumlarına israiliyyat katan din adamlarıdır.

* * *

Yazar Alper Aksoy’a göre, işte bu Türk töresine darbe vurun alimlerden bir tanesi de Yavuz’un hilafet uğruna İstanbul’a getirerek taltif ettiği, oğlu Kanuni tarafından da Şeyhülislamlık verilen Ebussuud Efendidir.

Arap dünyasından zorla getirildiği için “intikam” hırsı içinde olan Ebussuud Efendi, verdiği fetvalar ile Türk dünyasına büyük darbeler vurmuştur.

Alper Aksoy, yazısında şöyle diyor:
“Tarih sadece övünme sahası değildir. Tarihte yapılan yanlışları bilmek, zaferleri bilmekten daha önemlidir çünkü oradan çıkaracağımız dersler vardır.
Kanuni’nin Şeyhülislamı Ebussuud Efendi de yanlış fetvaları ile İslam dünyasının kaderi üzerinde olumsuz etkileri olan bir kişidir. Yanlış fetvaların birkaçına göz atalım:
Cennet cennet dedikleri,
Bir ev ile birkaç huri
İsteyene ver sen onu
Bana seni gerek seni.
Yunus’un bu şiiri, “cenneti hafife aldığı için” Ebussuud Efendi tarafından küfür sayılmıştır. Yunus’un “kâfir” ilan etmekle yetinmemiş onun şiirlerini okuyanların da öldürülmeleri gerektiğini söylemiştir. Eğer Koca Yunus, Ebussuud’un çağdaşı olsaydı kesinlikle başı kesilirdi.

* * *

Ebussud’a göre bağlama, tef, davul, darbuka çalmak günahtır, dine yapılan saygısızlıktır, küfürdür; bunları dinleyenler de bu küfre ortak olmuş sayılırlar.
Türk halk müziği, Türk sanat müziği hatta çalgılı ilahi dinleyenler Ebussuud’a göre cehennemde cayır cayır yanacaksınız.

***

Karınca öldürmenin caiz olmadığı fetvasını veren Ebussuud “Babasının malına göz koyan evladın katli münasiptir’ fetvasını da acımadan vermiştir. Sonrasında Kanuni, oğlu Şehzade Mustafa’yı boğarak öldürtmüştür.

***

Ebussud’un bugün birçok din bilgininin söylemeye korktuğu ilginç fetvaları da vardır. Bir gün ona sorarlar:
“Bazı sufiler ‘Bize şeyhimiz böyle buyurdu’ diyerek sürekli zikretseler onlara ne yapmak gerekir?”
Yanıtı şöyledir:
“Şeyhlerinin buyruğunu Tanrı buyruğundan üstün tutanların hepsinin katli vaciptir”.
Eğer Ebussuud günümüzde yaşasaydı hangi Şeyhlerin müritlerine “katli vaciptir” fetvası verirdi?

***

Ve gelelim Türk dünyasında olumsuz etkileri olan, Türklerin tek yürek, tek yumruk olmasını baltalayan en zararlı fetvasına: “Kızılbaşların canları, malları helâldir, onlarla savaşırken ölmek şehitliğin en yücesidir” ve “Kızılbaşların kestiği hayvanın eti mundardır, yenmez”
Ebussuud’un bu fetvası doğrudan Türk birliğini parçalamaya yönelik bir ihanet belgesidir. Bu fetvanın ışığında ne kadar Türk katliamı yapıldı ayrı bir tartışma konusudur”
Saygılar sunuyorum.
Esen kalınız…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

emin doğrusöyler   -  Bağlantı 11 Mayıs 2023, 13:32

Ebusuud efendinin arab dünyasından getirildiği bilgisi ne kadar doğrudur bilemedim. wikipedia ve başka sitelerde bunu teyit eder bilgi yok. neredeyse tüm kaynaklar Ebusuud efendinin Çorum’lu olduğunu yazıyor, memleket mesele mi evet öyle yazmışsınız.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı