REKLAMI GEÇ

KUR’AN-I OKUMAK VE ANLAMAK

12 Haziran 2020 Cuma

İslam aleminin ve İnsanlığın kurtuluşu için Hz. Peygamber (sav)’in en büyük mucizesi olan, Yüce Allah’ın “Biz onu her durumda koruyacağız” buyurduğu yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i Türkçe manası ile hala insanlarımızın okumadığı, halkımızın yüzde 92’lık bölümünün Kur’an-ın manasından ancak Dini hocaların, tarikat şeyhlerinin ve Televizlyon imamlarının anlattıklarından bildiklerini ortaya koydu. Anketlerden çıkan bu sonuç çok vahimdir.

Atatürk tarafından kurulan ve Dinimizin öğrenilmesinde büyük ümitler beslenen Diyanet ise, bu konuda yapılan anketlerde çok gerilerde kaldı. Anlayacağınız, Diyanet Başkanlığı tarafından yeterli çalışmalar yapılmadığı için insanlarımız, mecburen cemaat ve tarikatların kucağına yöneldiği gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Oysa, Atatürk döneminde Elmalılı Hamdi Yazır tarafından yazılan ve hala büyük bir şevkle kabul gören Tefsir gibi, günümüz şartlarını da içine alan tefsirler, mealler yazılsa, ele alınsa ve insanlara teşvik edilse dinimiz bugün “siyasal islam ve uydurulmuş din, biatların dini” konumuna düşmeyecekti. Oysa bu konuda Diyanet tarafından yapılan hiçbir şey bulunmamaktadır. İslam Dini kurumu olan, ancak bu kurumla uzaktan yakından ilgisi olmayan bugünkü Diyanet; insanları irşat edeceği, insanların istekleri doğrultusunda fetvalar ile cevaplar vereceği yerde, siyasal islamın bir parçası olarak görkemli camiler ve binalar yapma derdine düşerek; asıl vazifesinin başkalarına yüklenilmesine sebep olarak vebal altına girmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de “Zuhruf Süresi” başta olmak üzere, pekçok yerde “Biz onu akıl edersiniz, anlayasınız diye apacık bir şekilde indirdik” mealinde, bütün insanların açıkca bilebileceği, okuma yazma bilen bütün insanların anlayabileceği tarzda açık ve seçik bir şekilde indirildiği belirtilmektedir. Hz. Peygamber (sav)’in beyanları da bu doğrultudadır.

Tarihteki Türk devletlerinde yazı ve okuma Arapça harflerle, gerek Farsça, gerek Osmanlıca şeklinde olduğundan, okuma yazma bilen bütün insanlar, Kur’an-ı ve ünlü tefsircilerin eserlerini okuyabiliyor ve anlayabiliyordu. Harf devriminden sonra Atatürk bu zorlukları görerek, kapatılan tarikatların ve cemaatlerin gizli de olsa büyümemesi, faaliyette bulunmaması ve Türk insanının dini kullanan bu yapıların elinene düşmemesi için latin harfleri ile mealinin yazılmasını Elmalılı Hamdi Yazır’a emredere, insanların anlayabileceği ve okuyabileceği Türkçe bir Kur’an mealinin oluşmasını istemişti. Ve bu tefsir bugün bile en itibar edilen kaynak olarak elimizde bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da bu yüzden kurmuştur.

Bu anlayış ve empoze etmeler sonucunda Arapça ilahi bir dil haline gelmiş, Kur’an, Arapça’nın gerisinde bırakılmıştır. Bunun sonucu olarak da, Kur’an-ın insanlığa anlattığı gerçekleri saklamak, inanç boşluğu yaşayan insanları kendilerine çekmek isteyen din bezirganları “Kur’an-ı siz anlamazsınız. Biz size anlatırız” diyerek, bir zamanlar Atatürk tarafından kapatılan Tarikat ve cemaatlerin ağına insanları düşürmeye başlamışlardır. Sonuçta cinsel taciz olayları, kadınlarımıza ikinci sınıf insan muamelesi yapan “Erkek egemen bir din” anlayışı cemiyet hayatımıza girmiştir. Bugünkü din anlayışı gösteriş dini, süslü camilerin yapıldığı ve gerçeklerden uzaklaştırılan bir dini hayat olarak lanse edilerek, biatlar ön plana çıkarılmıştır.

Sevgili okurlar,

Yazdıklarım size anormal gelmesin. Gerçekleri bilmek ve gerçekten İslam dinini bilebilmek için sizlerin de bir kez olsun Kur’an-ı Türkçe mealden okumanızı ve anlamaya çalışmanızı tavsiye ediyorum. Bu sayede gerçek dinin hazzına erişecek, biatların ve hurafelerin cemiyet hayatımızı nasıl kemirdiğini göreceksiniz. Çünkü Allah ve O’nun peygamberi zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı bir dini nasıl bize armağan ettiğini de göreceksiniz.

Lütfen, Kur’an-ı Kerim’i okuyunuz, okutunuz ve gerçek din anlayışını öğreniniz.
Saygılarımla…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı