REKLAMI GEÇ

MERHAMET VE YARDIMSEVERLİK

24 Mayıs 2020 Pazar

Onbir ayın sultanı mübarek Ramazan ayını geride bıraktık. Koronavirüs sebebiyle bu yıl coşku içerisinde idrak edemediğimiz, Cuma ve teravih namazlarını hüzünle evlerimizde kılabildiğimiz, içimizde burukluk bırakan bu mübarek ayı iyisi ile kötüsü ile tamamladık elhamdülilah.

Virüs belası yüzünden ekonomik sıkıntı içerisine giren halkımızı da unutmayan Denizli halkı, elinden geldiğince Büyükşehir Belediyesi önderliğinde, ilçe belediyelerimiz ve gönüllü vefa guruplarının desteğinde çalınmadık kapı bırakmadık. Denizli halkı olarak hem mübarek ramazan hem de virüs sebebiyle gerçekten kenetlendik.

Türk Milleti’nin en büyük özelliklerinden bir tanesi merhamet ve yardımseverliktir. Müslümanlığın temel taşlarını teşkil eden ve Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından üzerinde çok durulan “merhamet” ve “komşusu açken, tok yatan bizden değildir” mealindeki hadisini örnek gösterebileceğimiz yardımseverliği Türkler, İslamiyet’i kabul ettiğimiz dönemlerden beri özenle yapmışlar, korumuşlardır.  Hele hele savaşlarda ataları şehit olan yetim çocuklarını ve ailelerini hep gözeterek, kadirşinazlıklarını göstermiştir.

Eski Türk yazıtlarında “Komşuları giydireceksin, Doyuracaksın, Koruyacaksın” ve “Çocukları, kadınları, silahsız ve aman dileyen insanları öldürmeyeceksin” kabilinden öğütler vardır. Bunlar Türk Millet’nin önemli hasletleri içindedir.

Bu satırları yazmamdaki amaç, geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir arkadaşımın paylaştığı ve Cüneyd Süavi ismiyle “Hayatın içinden” başlığı ile yazılmış olan bir yazının beni çok etkilemesidir.

Bu yazıda merhamet ve yardımseverlik vurgulanmakta, Türk insanı haberi olduktan sonra aç olan veya yardıma muhtaç olan insanlara ulaşmak için bütün imkanlarını seferber etmeye hazır olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Yazı şöyle;

DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ

Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı, “Biraz bekleyeceksin hocam” dedi. “İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum.”

Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası  altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe

topallıyordu. Selam verdikten sonra, fırıncının tezgahına yaklaşarak, “Ekmeklerimi alayım,” dedi.” Benim ikizler acıkmıştır.”

Fırıncı, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgahın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört-beş tane çıkardı.

Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgahın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış, taş gibi olmuştu.

Fısıltı şeklinde fırıncıya sordum. Neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak ya!..

“Bayat ekmekleri kendisi istiyor.” dedi fırıncı. “Çok fakir olduğundan, ona yarı fiyatına veriyorum.”

“Kim bu adam?” diye sordum.

“Kore gazilerinden ” dedi. “Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hem de çok az bir maaşla.”

Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum.

“Aradaki farkı ben vereyim,” dedim. “Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler.”

Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra da, fırından yeni çıkan taze ekmekleri adamın torbasına doldururken şekli bozuk, bayat ekmekleri de tezgahın altına koydu.

“Çok şanslısın hacı amca,” dedi. Çocuklar için sana bugün pasta gibi ekmek vereceğim.”

Yaşlı adam, bir evlat sevgisiyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken. “Allah, senden razı olsun evladım” dedi.

“Bugün onların doğum günü olduğunu nereden biliyordun?”

Hem duygularımıza, hem de millet olarak bizim için savaşmış, vatan, millet, bayrak için canını ortaya koymuş insanlarımıza ne kadar sahip çıktığımızın bir göstergesi gibi aklımızın bir köşesine yazmamız gereken ibretlik bir öykü olarak “Bugün Allah için ne yaptın?” sorusunun karşısında insanlığımızı ölçmemize hitap ediyor.

Her ne kadar bireysel olarak Türk Milleti’nin fertleri yardımlaşma konusunda birbirleri ile yarışsalar da, devlet olarak, hükümet olarak gazilerimize, yetimlerimize, aç yatanlarımıza, yoksul ve bakıma muhtaç olanlara ne kadar el uzattığımızın bir göstergesi olarak dikkat çekmesi açısından önemlidir.

Bu vesile ile Mübarek Ramazan Bayramı’nızı kutluyor, en derin saygılarımı sunuyorum.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı