REKLAMI GEÇ

TÜRK TÖRESİ VE ANITKABİR

12 Mart 2020 Perşembe

TÜRK TÖRESİ VE ANITKABİRGeçtiğimiz günlerde Youtube kanalında eski videolarda gezinti yaparken, Türk tarihini konu edinen bazı belgesel videolarını seyretmeye başladım. Kadim Türk topluluklarının Milattan Önceki yaşamları ile bugünkü yaşamları arasında pek fark bulunmadığını, töre, gelenek ve göreneklerin hemen hemen aynısının çok az bir farkla günümüze kadar taşındığını fark ettim.

Öntürkler döneminden elimize ulaşan yazılı kaynaklar çok az olmasına rağmen, kültürel bir değer olarak günümüze sözlü olarak aktarılan değerlerimiz gerçekten çok önemli.

İşte bunlardan bir tanesi de, Türk Töresi gereği Kurganlarda yapılan anıtsal törenlerdir. Bu törenler hem kağana, hem de Türk töresine uymanın şartı olarak günümüze kadar gelmiştir. İlteriş Kağan’ın vefatından sonra MS. 692 yılından itibaren Türk gelenek ve görenek literatürüne giren bu anıtsal törenler; Atatürk’ün defin edildiği Anıtkabir’in yapımı ile günümüz Türkiye Türklerinin hayatına girmiştir.

İlteriş (lteriş; birleştiren) Kağan, ya da gerçek ismi ile Ashina Kutluk, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nın kurucusu. Bilge Kağan ve Kül Tigin’in babaları. M.S. 681-691 yılları arasında hakanlık yapmıştır.

680 yılında Aşina soyundan gelen Kutluk, akıl hocası Bilge Tonyukuk ile birlikte Çin’e isyan etti. M.S. 681 yılında On yedi arkadaşı ile birlikte Göktürk Kağanlığını yeniden kurmak için teşebbüse geçti. Kutluk az zamanda, Ötüken başkent olmak üzere, Kağanlığı örgütledi. İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı veya İkinci Göktürk Kağanlığı adlarıyla anılan bu devlete kurucusuna nispetle Kutluk Devleti de denildi.

Çin hâkimiyetine girerek istiklâlini kaybetmiş olan Çinlilerin egemenliğindeki Türkleri M.S. 682 yılında tekrar birleştirerek tek bayrak altında topladığı için kendisine “İlteriş” adı verilmiştir. Kardeşi Kapgan’ı şad ilan etti ve Veziri Tonyukuk’u diplomasi ve ordu işlerinin başına geçirdi. Türkleri teşkilatlandırıp, Türk töresini Mete’den sonra ülkede hakim kılan kağandır.
682 yılından sonra, on yıl içinde, on yedisi Çin’e olmak üzere kırk yedi sefer tertip eden İlteriş Kutlug Kağan, yirmisine bizzât katıldı. Hepsinde başarılı olup, hiç yenilmediği rivayet edilir. Ölünce yerine kardeşi Kapağan Kağan olmuştur.

Türkleri Mete handan sonra ikinci kez bir araya toplayan ve Göktürk Devleti’ni ikinci kez tarih sahnesine çıkaran İlteriş Kağan, 692 yılında vefat edince, Moğolistan’da Şivan Ulan bölgesinde kendisine büyük bir

Kurgan yaptılar.

Kurgan; hükümdarın bulunduğu makam ORDU denilen yer, Orman içinde yüksekçe bir yerde bulunuyordu. Buna YIŞ (yaş) deniyordu. Çevresi de ÇİT denilen duvarlar ile örülüyordu. Bu alanın ortasında bulunan Kağan’ın yattığı odaya da BARK deniliyordu. (Günümüze kadar gelen bu yapım şekline EV-BARK denilmektedir.)

Bu Mezar külliyesinde, Bark’a doğru uzanan yola İHTİRAM yolu deniyor ve sağlı sollu hayvan heykelleri bulunuyordu. (Bugünkü Anıt Kabir’de bulunan aslanlı yol gibi). Bu hayvan heykellerinden Aslan; önderliği, Koç; Erlik ve yiğitliği, Geyik; ruhların gökyüzüne taşınmasını temsil ediyordu.

Ayrıca Mezar Külliyesi içinde (muhtemelen İlteriş Kaan’a biat eden) 63 Türk boyunun tamgaları kazınmış bir Balbal, yer yer beylerin heykelleri yer alıyordu.

Külliyenin hemen başında bulunan kaide taşına, buraya gelenler ikramlarını bırakıyorlar ve sonra Bark’a kadar uzanan ihtiram yolundan ilerleyerek İlteriş Kağan’a saygılarını sunuyorlardı. Bu törenler, daha sonra Atalar Kültü gelişince KUTSAL ALAN olan aynı yerde Türk töresine göre törenler geleneksel olarak yapılmaya başlandı.

“Anıt Kabir’in yapımı da İlteriş Kağan’ın Kurgan’ı örnek alınarak yapılmış olabilir mi?” diye düşündüğümüzde, şematik çizimde Kurgan ile Anıt Kabir’in yapı tarzının birbirine çok benzediğini görebilirsiniz.

Yani, 982 yılında yapılan İlteriş Kağan Külliyesi’ne çok benzeyen, neredeyse birebir uygulanan (1953 yılında tamamlanan) Anıtkabir, bugün, 1261 yıl aradan sonra bağımsız Türk Milleti’nin atasına saygısını sunduğu, hatırasını yaşattığı sembol bir mezardır. Ruhları şad olsun.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Hüseyin Mercan   -  Bağlantı 12 Mart 2020, 18:23

Uygarlık ve kültürler birbirinden etkinenir.Türk kültürünün, Yakın kültürlerden; en çok da İran Fars, Arap İslam,Ortaasya hata batı uygarlıklarından etkilenmesi doğaldır.Türk sanatı,mimarisi,edebiyatı bunların sentezidir diye düşünüyorum. selam

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı