REKLAMI GEÇ

Güven Bunalımı

17 Aralık 2011 Cumartesi

Ülkemizin iç ve dış sorunları Dünya da gelişen olumsuz şartlarla beraber her geçen gün çoğalmaktadır. Sorunların kaynağını bugünlerdeki politikalara bağlı oluştuğunu da söylemeyi doğru bulmuyoruz. Elbette geçmişteki hataları da unutmamak gereklidir. Dış dinamiklerin yıllardan beri ülkemiz ile ilgili ne tür çalışmalar yaptığını düşüncelerini zaten biliyoruz.

Son günlerde insanımızın hangi ruh hali ile yaşadığını görüyor, özel sorunları nedeni ile iyice içine kapandığına tanık oluyoruz. Yan yana gelince herkes birbirine soruyor.”sonumuz ne olacak,nereye gidiyoruz “ diye.Umutsuzluk almış başını gidiyor.Diğer yandan vatandaşa baktığımızda ,askere gitmek istemeyen,vergisini kaçıran ,paylaşma ve dayanışmayı unutan bir toplumdan (görevini yapanı ayrı tutuyoruz) başka bir şey beklemek  doğru değildir.

Devlet bireylerin ortak paydasıdır. Devlet varsa güvenlik vardır, adalet vardır, refah vardır. Bu kavramı dahi içimize sindiremedik. Zamanla hatalarımız, ihmallerimiz ve tepkisizliğimiz yüzünden geliştirdiğimiz hukuk ve demokrasiyi bu hale getirdik ve en sonunda gelinen noktada  “Yeni model Demokrasiye” alıştık, alıştırıldık.

Televizyonu aç, seks, aşk ve cinayet anlatan diziler, aile içi şiddet, davalar ve boşanmalar… Gazetelerde ve TV’lerde gerçek dışı haberler…Toplumun çekirdeği olan ailelere bakıldığında eğitimle,sağlıkla ve adaletle sorunlarına bakıldığında içinden çıkılmaz bir noktaya gelmiş…

Dış politikada ise yaşanan sıkıntılar vatandaşın ilgisini çekmiyor. Suriye ile derdimiz yoktu, kardeş gibiydik. İran’la yüzyıllardır hiçbir zaman sorun yaşamadık. Bir anda savaşı konuşur hale geldik.

Rumlar’ı, İsrail’i ve Ermenileri  zaten biliyoruz..Son günlerde Fransa’da Ermenilerle ilgili çıkarılmak istenen “sözde Soykırım” ile ilgili yasa çok önemli.Yine Ermenilerin Amerika’da açtıkları toprak ve Tazminat istemine ilişkin açtıkları öncü davanın Türkiye tarafından kaybedilmesi halinde ülkemizi gerçek bir tehlike beklediğinin bilinmesi gereklidir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Ermeniler tarafından açılacak bu tür toplu davaların kaybedilmesi halinde, bu mahkemenin kararlarını kabul etmek zorunda kalacağımızdan bunun bedeli çok ağır olabilir. Trilyonlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalacağımız aşikardır. Bu tazminatların ödenememesi halinin müeyyidesi de toprak talebinden başka bir şey değildir.

Bunları yazarken olası bir tehlikeye dikkat çekmek amacıyla hareket ediyoruz. Ülke gerçekleri bazen üzüntü verici olabilir. Hiç bir zaman istemediğimiz bir Suriye Çatışması olsa bunun sonuçlarını düşünmek bile ürkütücüdür. Herkes, başta Hükümet edenler, siyasetçiler ve milletimiz sorumluluğunu bilmek zorundadır. Toplum örgütlü değil,siyaset kurumu göstermelik ve sivil toplum örgütleri görevini yapmaz ise tehlike kaçınılmaz hale gelebilir.

Çare yok mudur? Elbette vardır. Genç ve dinamik toplum yapımız ve Cumhuriyetin getirdiği nimetle iyi eğitim almış insanımız var. Yeter ki bu ülkenin vatandaşıyım deyip o bilinçle görevini yapsınlar.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı